Serhat Hayri: Değişen Zamanlar
Türkiye’nin tecrübeli moda ve celebrity fotoğrafçılarından Serhat Hayri ile fotoğrafçılık ve yayıncılıktaki dijitalleşme ile beraber mesleğin geçirdiği dönüşümleri konuştuk.
Background’undan biraz bahseder misin?
1985 Trabzon doğumluyum. Fotoğrafçılıkla lise yıllarında tanıştım, sonrasında eğitim hayatıma Yıldız Teknik Üniversitesi Fotoğrafçılık bölümünde başladım; sonrasında da Mimar Sinan Üniversitesi Sinema TV bölümünde okudum. Yıldız Teknik sonrasında Lara Sayılgan’ın yanında asistanlığa başladım; bir yandan da Mimar Sinan’da eğitimime devam ettim. Yaklaşık 3 yıl, Lara Sayılgan’ın yanı sıra Emre Ünal’ı da asiste ettim. Sonrasında yavaş yavaş fotoğrafçılığa geçiş yaptım.
İyi bir fotoğrafçı olmanın kriterleri neler?
10–15 yıl önce soruyor olsaydınız yüzde yüz çok iyi teknik bilgi gerektirdiğini söylerdim. Hala geçerliliğini koruyor bu tabii ama eskisi kadar olmazsa olmaz değil. Bunun dışında doğru kadraj bilgisi, ışığı doğru kullanma ve modelle doğru iletişim çok önemli. Artık dijital çağda yaşadığımız için, retouch kısmı da en az çekim kadar önemli.
Moda fotoğrafçısının bakışı daha mı farklı? Senin modayla aran nasıl?
Fotoğrafçılık birçok farklı dal içeriyor kendi içerisinde. Mesela mimari çeken bir fotoğrafçıyla, moda çeken birinin dikkat etmesi gereken şeyler birbirinden tamamen farklı. Teknik bilgilerin dışında en önemli kısım modelle iyi iletişim ve ürünlere hakim olmak. Moda sürekli değişiyor, bu fotoğrafa da yansıyor haliyle. Kendi giyim tarzım için modayı takip ettiğimi pek söyleyemem, ama işim için tabii ki takip ediyorum.
“Meslek olarak düşündüğü zaman, fotoğrafçılık için sadece iyi bir göz yeterli değil; işin içine model/ sanatçı, müşteri gibi unsurlarla beraber sorumluluk da dahil oluyor.”
Fotoğrafçılığı seçmek isteyenlere tavsiyelerin neler olur? İyi bir moda fotoğrafçısı olmak için nasıl bir yol izlemeliler?
Şu an ne yazık ki biraz fazla kolaylaştı fotoğrafçı olmak. Bir yandan yetenekli gençlerin kendini göstermesi için güzel bir şey bu, ama bir yandan da tamamen temelsiz bir şekilde ortaya çıkmalarını sağlıyor. Meslek olarak düşündüğünüzde, fotoğrafçılık için sadece iyi bir göz yeterli değil; işin içine model/sanatçı, müşteri gibi unsurlarla beraber sorumluluk da dahil oluyor. İnsan idare etme kısmını zamanla, tecrübeyle edinebiliyorsun. Bunun için sektöre önce eski usul, asistan olarak girmelerini, fotoğrafçı setlerinde kariyerleri için gerekli tecrübeyi, insan ilişkilerini öğrenmelerini tavsiye ederim. Kesinlikle modayı ve diğer fotoğrafçıları takip etmeleri de önemli, çünkü kendini yenilemediğin sürece vazgeçilmez olma olasılığın yok bu sektörde.
Fotoğrafçılık durmaksızın kendini yenileyen bir sektör; mesleğe başladığın yıllardan bugüne seni en çok çarpan, adapte olman gereken yenilik ve değişimler nelerdi?
Sektöre asistan olarak girdiğim dönemde fotoğrafçı sayısı 8–10’u geçmezdi ve eğitimin olmadan asistanlık yapman veya fotoğrafçı olman çok zordu. Asistanlık dönemimde tek bir çekimde 5 farklı kamera kullanırdı Lara ve tabii film kullanıyorduk (2 adet 4,5x6, 1 adet 6x7 formatı, bir adet polaroid, bir adet de ilk çıkan dijital makinelerden kullanırdı). Bütün kameralara, değerlere, hangi filmin hangi kameradan çıktığına kadar, dikkat edilecek çok fazla detay vardı. Sonrasında filmin yıkama aşamasında da başında olmamız gerekirdi. Ayrıca her fotoğrafçının ekipmanı, makinesi olması gerekiyordu. Şu an asistanlık yapmak, bilgisayar başında oturup fotoğrafın gelip gelmediğini, netliği kontrol etmek gibi detaylardan oluşuyor. Beni en çok şaşırtan şey, mesleğin bu kadar kolaylaşmış olması. Son birkaç yılda deklanşöre basmak dışında fotoğraf hakkında hiçbir şey bilmeyen çok fazla insan fotoğrafçılığa başladı; çünkü ekipmanı da, ışık bilen asistanı da, iyi retouch/renk yapan birini de ayarlayabiliyorsun kolayca.
Tüm sektörlerin dijital olarak dönüştüğü bir dönemden geçiyoruz. Sence fotoğrafçılığı nasıl bir değişim bekliyor?
Teknoloji çok çabuk ilerliyor. Basılı mecralar her geçen gün azalıyor. Dergiler ya kapanıyor ya da dijitale geçiyor. Muhtemelen birkaç yıl içinde tamamen dijital olacak hepsi. Firmaların hepsi de aynı şekilde online olarak ürün tanıtımlarını yapıyor. Daha ne kadar değişebilir bu durum bilmiyorum, ama yine de değişeceğinden eminim.
Covid-19 sebebiyle fotoğrafçılıkta dünyada bir ilk yaşandı ve önde gelen moda dergileri, FaceTime çekimiyle uzaktan moda ve kapak çekimleri gerçekleştirdiler. Türkiye’de de bu ilkler arasında yer alan moda fotoğrafçılarından birisin. Uzaktan erişimle fotoğraf çekimi yapmayı, normal bir moda çekimiyle karşılaştırmanı istesek?
Açıkçası hem iyi, hem kötü yönleri var bunun. İyi kısmına gelirsek tamamen model ve fotoğrafçının bire bir iletişimde olması, setlerdeki kalabalık ortamlara göre daha rahat çalışılmasını sağlıyor. Setlerde çok daha fazla insan, çok daha fazla fikir oluyor ve bu bazen modeli/oyuncuyu gerebiliyor, özellikle de deneyimi yoksa. Birebir çalışmak o açıdan rahat. Teknik açıdan ise tabii ki yetersiz; ışık dengesini sağlamak çok daha zor. Saçta, makyajda, kıyafette düzelmesi, değişmesi gereken bir şey olduğunda profesyonellerin yerine, bu işi modelin kendisinin yapması gerekiyor ve tabii ki profesyonellerin yaptığıyla aynı olmuyor.
İşlerini en çok beğendiğin fotoğrafçılar kimler?
Türkiye’de Emre Ünal kesinlikle. Beraber çalışmıştım asistanlık döneminde; herkesten çok daha farklı bir gözü/ yeteneği ve çalışma disiplini vardır. Yurt dışından Steven Klein; eskilerden ise Irving Penn ve Peter Lindbergh.
“Moda ve celebrity çekimleri yapmayı çok seviyorum; kariyerim bu çekimlerle şekillendi zaten. Ama en sevdiğim şeylerden biri portre çekmek. İleride bununla alakalı bir proje/ sergi yapmayı istiyorum.”
Çekim yapmayı hayal ettiğin bir oyuncu, dergi ya da model var mı?
Vogue Paris’e asla hayır diyemem açıkçası 🙂 Her ne kadar artık yaşlanmış olsa da Kate Moss’la bir çekim yapmayı da çok isterdim.
Fotoğrafta mükemmeli yakalamak ne kadar önemli? Böyle bir şey mümkün mü?
Mükemmel diye bir kavram yok bence fotoğrafta, ama ona en yakını yakalamak için doğru ışık, doğru kadraj, doğru an en önemli unsurlar.
Sırada ne var?
Moda ve celebrity çekimleri yapmayı çok seviyorum; kariyerim bu çekimlerle şekillendi zaten. Ama en sevdiğim şeylerden biri portre çekmek. İleride bununla alakalı bir proje/sergi yapmayı istiyorum, ama henüz planlamasını yapmadım.