Onur Tuna: Entelektüel, Başarılı ve Cool
![](https://www.gardiropmagazin.com/moda/wp-content/uploads/2020/08/Snapseed_Original-1-80x80.jpg)
![](https://www.gardiropmagazin.com/moda/wp-content/uploads/2023/05/onurtunagiris.jpg)
Oyunculuğa küçük yaşlarda başlayan ve profesyonel kariyerine “Hayat Devam Ediyor” ile adım atan ünlü oyuncu Onur Tuna, rol aldığı karakterlere yüksek empatiyle yaklaşıyor. “Mahkum”, “Mucize Doktor” gibi projelerdeki doktor karakterlerini kendi yorumuyla hayat veren oyuncu, karakteristik olarak benzerlik göstermese de, aynı hayatı yaşasalar aynı tepkileri verebileceğini söylüyor. Oynadığı karakterlerde kendi kişiliğini de yansıtan oyuncu, seyirciyle buluştuğu her projede izleyenleri büyülemeye devam ediyor. Röportajımızda oyunculuk kariyeri, hayata bakış açısı ve ilgi alanları hakkında konuştuk.
Röportaj Çağla Küçükdereli Fotoğraflar Lara Sayılgan Videografi Ünal Avcı Styling Seda Solmaz Saç Sabit Akkaya / Samet Karataş Makyaj Dilara Şen Kurumsal İletişim Mine Gündüz Marka İletişim Yonca Yalkı Prodüksiyon Nutek Studio Mekan Radisson Blu Ottomare
Katkılarından dolayı DOCKERS’a teşekkürlerimizle…
Seni biraz tanıyabilir miyiz? Oyunculuk kariyerin nasıl başladı?
Aslında oyunculuk deneyimim nasıl başladı, şöyle söyleyebilirim; oyunculuk deneyimim çok küçük yaşlarda başladı ailem bulunduğumuz ilçede eğitimci bir aileydi ve dolayısıyla bu tarz kültürel aktiviteler gerçekleştiğinde eğitimci oldukları için bu tarz organizasyonların hep arkasında olurlardı, bazen düzenleyicileri olurlardı o yüzden tiyatro ile tanışmam çok küçük yaşlarıma dayanıyor. Daha sonra İzmir de Müjdat Gezen Tiyatrosunda tiyatro eğitimi almaya başladım sonrasında Ayla Alga’nın asistanlığını yaptım. Onun dışında yine birçok özel tiyatro ile çalışmalarım oldu metot oyuncuğu çalıştım birçok atölyede ama kariyer anlamında “Hayat Devam Ediyor” ile başladı diyebilirim teknik ve profesyonel anlamda.
Seni daha önce “Yasak Elma”, “Filinta”, “Mucize Doktor”, “Bi Küçük Eylül Meselesi”, “Benden Ne olur?” ve “Mahkum” gibi dizi ve filmde rol aldın. Oynadığın karakterle benzer yanların var mı?
Buna benzer sorular geldiğinde aslında aynı cevabı veriyorum. Oynamaktan ziyade olmaya çalıştığımız bir iş yaptığımızı düşünüyorum. Orada bir kişilik sıçratma durumu var dolayısıyla benzer yanların var mı? Tabi ki var çünkü mesela “Mahkum”, “Mucize Doktor” yaptığımız bu projelerde oynadığım “doktor” benim yarattığım bir doktordu benim doktorumdu. Başka bir oyuncu arkadaşım başka bir değerli büyüğüm ya da arkadaşım oynasaydı oda farklı değerlendirebilirdi. “Mahkum”da oynadığım karakteri ben o şekilde yorumladım. Dolayısıyla bende onlara bir şey katıyorum illa oynadığım karaktere ancak mutlak olarak bu özelliklerin hepsinin bende olduğunu göstermiyor. Oynamadan olup yani o olduğunuzu düşündüğünüzde yani aslında empatiyi yüzde yüz bitirdiğinizde ben nasıl olurdu mu oynuyorsunuz gibi geliyor bana ve bu keyifle aslında ne yapardım gibi bir durum ve başka bir isimle ve başka bir kimlikle yapınca işin daha keyifli ve teknik bir tarafı çıkıyor. O yüzden benzer yanları var mı? evet hepsi benden çıkan karakterler. Karakteristik olarak aynı değil belki çünkü farklı hayatlar yaşadık ama aynı hayatı ya da benzer hayatı yaşasaydık aynı tepkileri verebilirdik.
Onur Tuna hayatı nasıl yaşar, hayata bakış açısı nasıl?
Genel olarak bakış açım diye bir durum söz konusu değil insanlar değişip dönüşebiliyorlar ancak kümülatif yaşadığımızı düşünüyorum. Yani doğru orantılı yaşadığımızı düşünüyorum. Dün yaptıklarımızın bugün mutlaka bir sonuç doğuracağına inanıyorum dolayısıyla sadece yarın vardır da diyemiyorum sadece an vardır da diyemiyorum sadece geçmiş vardır da diyemiyorum o yüzden kümülatif bir zaman bakış açım var bunun içinde yaşıyorum diyebilirim. 24 saatimi böyle geçiriyorum.
Onur’un bir günü nasıl geçiyor? Set olmadığı günlerde dinlenmek ve reset’lenmek adına neler yapıyorsun? Asla sıkılmadığın aktiviteler hangileri?
Ancak hayata bakış açısının dışında hayatı nasıl yaşar; genelde yakın dostlarım vardır evdeyimdir genelde çok dışarı çıkmak istemediğimi herkes bilir zaten çok dışarıda gözükmekte istemiyorum açıkçası sette olmak bana çok keyif veriyor. İş arkadaşlarımla vakit geçirmek bana çok keyif veriyor. Bir şeyler üretmek keyif veriyor. Stüdyom var. Orada bir şeyler üretmek çok keyif veriyor dolayısıyla vaktimi bunlarla geçiriyorum. Daha çok kapalı alanlarda atölye niteliğinde yerlerde vakit geçiriyorum. Yakın dostlarımla da daha çok birbirimizi duyabileceğimiz yerlerde vakit geçirmeyi seviyor ve öneriyorum.
Oyunculukta hayal ettiğin yer neresi, şu anda hayal ettiğin yerde misin?
Az öncede belirttiğim gibi tek gelecek algısı ile de yaşayamıyorum. İllaki hayaller kuruyor insanlar ama bende bu çok ileriye dönük olmuyor açıkçası elimde bir iş oluyor ve bu işi en iyi şekilde çıkarmak, en iyi şekilde başlatmak yani hep kısa vadeli hayalleri gerçekleştirmeye çalışıyorum. Bunlar için hangi materyaller gerekiyor onları buluyorum ve onlar için önce emek sarf ediyorum ve emek faktörünün de mutlaka çalışacağına inanıyorum. Dolayısıyla hayallerden ziyade biraz doğru doneleri toplayıp insanın doğru etütleri yapması gerektiğine inanıyorum hayatta ve disiplin içinde olması gerektiğine inanıyorum. Bu olduğunda hayallerine ulaşabileceğine inanıyorum yani o noktada mıyım dediğim gibi “Mahkum”u bitirmek istiyordum. Güzel bitti tatlı bitti benim için bu mesela güzel bir hayaldi benim için ve güzel gerçekleşti. Şimdi yeni bir proje yapıyorum bu iş bu hafta bitiyor yine mutlu bir set geçirdim bundan önce bunu hayal ediyordum mutlu bir set geçirmeyi hayal ediyordum ve gerçek oldu. Umarım ilerleyen zamanlarda da önüme çıkan hoşuma giden beni geliştireceğini düşündüğüm ne varsa hepsi için gerekli emeği sarf edip daha sonra umut edip gerçekleştiğinde de mutluluğunu yaşamak kalıyor bana hayale bakış açım biraz böyle sanırım.
Bugüne kadar çalıştığın, seti en eğlenceli proje hangisiydi?
İnanın bunları birbirinden ayıramıyorsunuz çünkü hepsinin içinde spesifik öyle anlar gerçekleşebiliyor ki bazen ya da çok değer verdiğin bir oyuncu arkadaşınla bir tek size ait olan çok spesifik bir an yaşıyorsunuz ve bu an belki 15 yıl zihninizden çıkmıyor ve hala onu anlatabiliyorsunuz imrendiğiniz bir oyuncu büyüğünüzle yaşadığınız bir anınızı hala gülerek veya imrenerek anlatabiliyorsunuz bazen böbürlenerek anlatabiliyorsunuz. Bunları o yüzden proje proje ayıramıyorum hepsi kendi içinde spesifik yaşadığım çok güzel şeyler var. Sıkıntısızda hiçbir yer olamaz güllük gülistanlık olsaydı zaten bir sorun var demektir. Sıkıntılar bir yana hepsinde yaşadığım mutlu güzel özellikler anılar ve insanlar mevcut.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Beni ailem motive eder yani ailemin bana karşı olan inancı ve benim bazı şeylere olan steril ve stabil hale getirdiğimi görmeleri onların gözüne yansıyor ve bu beni daha çok motive ediyor. Örneğin 20 yıllık dostlarım var ve dolayısıyla yola beraber çıktığım farklı branşlar da olup ileriye dönük acaba nasıl adamlar olacağız diye birbirimizle konuştuğumuz kişiler bugün hala hayatımdalar. Dolayısıyla onlar beni çok motive ediyorlar onların bir yere gelmesi mesela bu dünyada en yakın arkadaşım diş hekimi ve şuan ikinci kliniğini açıyor. Bu beni çok motive ediyor onunla gurur duyuyorum ve bu bir başarı örneğidir diyorum kendime çünkü o kişinin neyi amaçladığını ve nerden geldiğini bildiğim için arkadaşımın böyle şeyler başarması beni de çok motive ediyor. Aynı oranda bende bir şeyler yaptığımda başardığımda örneğin bir şarkı ürettiğimde arkadaşlarımın benim adıma ne kadar mutlu olduklarını görüyorum ve doğru bir şeyler yaptığımı hissediyorum. Doğru cevapları çok evdiğim insanların gözlerinden alıyorum diyebilirim. Bunun yanında tabi bunu arz ettiğimizde hoşuna giden aynı platformda buluşup yaptığınız işin ne boyutta olduğunu anlayabilen kişiler gördüğümde de eleştiri boyutunda beğenen veya beğenmeyen aklı fikirler duyduğumda çok mutlu oluyorum ve göreceli bir iş yaptığıma da burada daha çok ikna oluyorum. Buda beni daha çok mutlu ediyor. Ama altını çiziyorum yani yüzen gemiye bu yüzmüyor eleştirisinden bahsetmiyorum gerçekten aklıselim insanlarla bir şeyleri paylaştığımda daha iyi hissediyorum kendimi.
İyi bir oyuncu olmanın kodları var mı? Rol modeli olarak aldığın oyuncular kimler?
Benim aslında profesyonel oyunculuk yapmaya başladığımda avantajlarım oldu, çok değerli kişiler çok değerli oyuncularla çalışma fırsatım oldu. Çok aç olduğum gerçekten işi öğrenmek istediğim bir dönemdeydim ve bütün uzuvlarıma kadar hepsini izledim ve dinledim de diyebilirim. Dinlediklerimi eve gidip özdeşleştirmeye çalıştım kendimce o yüzden bu konuda avantajlı bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. İyi-kötü bunlar görecelidir ancak şunu da diyebilirim mesleklerin fıtratları olduğunu düşünüyorum. Yani mesleğin içinde yaşamak gerektirdiği gibi yaşamak o disiplinde yaşamak, kendimi oyunculuğun fıtratında yaşayan biri olarak görüyorum sadece, iyi ya da kötü kavramını insanlara bırakıyorum. Bazen kötü bir şey oynadığımda bende kendime diyorum bunu sahnede kötü oynadın diyorum mesela yani bu göreceli bir hal alabiliyor. Ama kendime kötü oynadın derken kendime oyunculuğun fıtratında yaşadığımı anlatmaya çalışıyorum. Böyle olunca gelişim bir birim bile olsa oluyor diye düşünüyorum.
Sosyal medya ile aran nasıl? Beğenerek takip ettiğin veya stalk’ladığın isimler var mı? 🙂
Açıkçası çok çok iyi değil. Menajerim de bana bu konuda baskı uyguluyor neden aktif olmadığımla alakalı. Günlük hayatta gerçekten yapmam gereken birçok şey var yetişmem gereken çok şeyler var. Görmem gereken kişiler var, bize ait olan sohbet etmem gereken şeyler var dolayısıyla bunları da gerçekleştirdiğimde sosyal medyaya çokta fazla vakit kalmıyor ama özel olarak ne takip ediyorsun dersen bütün herkesin faydalanabileceği şeyler içinde; dizaynırları takip ediyorum, mimari işleri takip ediyorum, yağlı boya resim meraklısıyım, çok metodik ve farklı çalışan ressamlar var onları takip ediyorum. Oyunculukla alakalı birçok şeyi takip ediyorum. Psikoloji ve sosyal psikoloji sayfaları takip ediyorum. Aslında kendime iyi gelecek ya da okurken hızlı bir bilgi akışı gerçekleştirebileceğim şeyleri takip ediyorum.
Stilini nasıl tanımlarsın? Kıyafet seçimi yaparken en çok neye dikkat edersin?
Açıkçası bunu yakın çevrem çok iyi bilir. Stil diye bir şeye çok inanan biri değilimdir. Rahat hareket ederim. Arkadaşlarım zorla pantolon giydirirler. Eşofmanla gezen biriyimdir genelde o yüzden daha renkli ve daha rahat ve sportif olmayı tercih ediyorum. Tabi ki özel günler olduğunda aykırı hareket etmiyorum ama kendim çok daha rahat olmayı tercih ediyorum ve kendimi içinde iyi hissettiğim bir kıyafetin içindeysem bence bu stil olacak bir şey. Yani bir insan ruhsal olarak giydiği şeyle beraber dışarıya çıktığında iyi ve rahat hissediyorsa kendine yakıştırıyordur demektir ve bu yakıştırdığı enerji bence karşıya geçer ne giydiğinden öte. Tabi ki bu konuyla alakalı bilgili bu konunun okulunu okumuş kişiler var. O yüzden cahilce bir konuşmada yapmak istemem sadece fikrimi zikrediyorum ve güler diye eklerseniz sevinirim.
Oyuncu olarak hayalini kurduğun, içinde olmayı çok istediğin bir proje ya da birlikte rol almak istediğin bir isim var mı?
Çok farklı hikayeler izliyoruz, bazen dinliyoruz, bazen okuyoruz ağzımız sulanıyor tabi ki bazı karakterlere, hepsinin kendi içinde farklı farklı derinlikleri ve katmanları oluyor o yüzden hayalim şöyle bir karakter oynamak diyemem ama daha önce sorduklarında mesela şunu derdim; bir sokak çocuğunu oynamak isterdim, derdim. Bilmiyorum daha travmatik şeyleri ve daha travmatik olguları incelemek bir çocuk üzerinden bunu sokaklarda ne yaşadığını hissederek oynamak ve insanlara anlatmak hoşuma gidiyordu ama teknik anlamda düşündüğümde şuan oynamak isteyebileceğim birçok karakter var. Yani okuduğunda hikaye bir bütün ve hikaye çok iyi yazılmış, çok iyi analiz edilmiş replikleri çok iyi olan bir şey okuduğumda zaten oyuncu dediğim gibi ağzı sulanıyor.
Birinin hayat hikayesini oynama fırsatın olsaydı bu kim olurdu? Asla canlandıramayacağını düşündüğün bir karakter var mı?
Çok değerli oyuncular olduğunu düşünüyorum ve bunlardan birini veya ikisini duyduğumda o projeye karşı içim ısınıyor. Yine aynı şekilde insanların bir araya geldiğini duysam ve onun içinde alsam veya alabilsem bundan çok mutlu olurum. Bu yüzden oynamak isteyeceğim şöyle bir proje gibi bir şey söyleyemem çünkü bu bir maraton yani fıtratında yaşıyorsanız eğer dediğim gibi yaptığınız mesleğin bir ömür boyu ağzınızı sulandıran projeler olacaktır. Ama günümüzle alakalı birçok sıkıntı yaşıyoruz ve yakın tarihte insanların dünya üzerinde ne kadar çok manipüle edildiğini anlatan bir filmde oynamak isterdim hikaye bazında. Hangi lider ya da kimi canlandırmak isterdin konusu biraz garip çünkü çok iyi çalışmak gerekiyor bu tarz şeylere. Çok iyi şekilde etüt edeceğime inandığım tipoloji veya zaman olarak kendimde çok iyi çalışabileceğime inandığım bir aralık bulabilirsem teklif edilen her şeyi oynamak isterim. Şunu oynayamam demekte istemem çünkü gerekli emek sarf edildiğinde mutlaka sizden bir şey çıkacaktır. Eğer fıtratında yaşıyorsanız dediğim gibi, bir Veli karakteri oynanmam isteniyorsa o benim Veli’m olacaktır. Başkasınınki daha iyi olabilir, dediğim gibi o yüzden yapamam demek istemem ama gereken çabayı gösteririm, gereken etüdü yaparım ve yapma inancında kalırım.
Defalarca izlediğin halde bıkmadığın filmler ve elinden düşüremediğin kitaplar var mı?
“How I Met Your Mother” var mesela dizi olarak sürekli sürekli üniversite döneminden beri izlediğim. Kelebek etkisi filmini çok seviyorum açıp izliyorum arada. “Dark Night” filmini seviyorum Batman arada açıp izliyorum. Onun dışında “Fahrenheit” diye bir kitabım vardı yıllarca elimden düşürmediğim ancak son zamanlarda düşürdüğüm. Bu aralar son zamanlarda kişisel psikoloji kitapları okumayı tercih ediyorum. Elimden düşürmediğim bir kitapta yok. Eskiden okuduğum kitapların birçoğunu elimden düşürmüş durumdayım artık. Başka başka dertlerimiz var galiba.
Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu? Bir film, sergi veya yeni keşfettiğin bir mekan geliyor mu aklına?
Dediğim gibi resim merakım var ve bu aralar kendi hoşuma giden resimleri daha önceden de beğenip takip ettiğim ressamlara yorumlattım. Ve kendim için yeni bir ev tasarlıyordum onun içerisinde aslında o tabloları hayal ediyordum. O tabloların gelme anı ve geldikten sonra onları inceleme anım her baktığımda teknik olarak başka bir şey kullanmış olduğunu görmem o anlar bu yıl içinde beni mutlu eden anlardandı mesela, bekleme anı ve inceleme anı ilk aklıma gelen bu beni heyecanlandıran şey.
Şans aslında siz hazırsanız gelen bir şey siz hazırsanız sizi bulur. Yoksa tesadüfler ve şans etrafınızda dolaşmaya devam ederler. Eğer gerekli donelere sahipseniz şans gelip sizi bulacaktır. Çocuklar hamburger yemek isterler ihtiyaçları odur. Kırkından sonrada sebzelerden nefret eden bütün orta yaşlılar biranda sebze yemeye başlarlar. Hayat öyle bir dönence ki bence insanlar hazır olduklarında ihtiyacı olanı ona sunuyor ve buna şans diyoruz, bazen tesadüf bazen başarı diyoruz. Ama kişinin önce hazır olması gerektiğine inanıyorum. Ama bir tılsım olduğuna inanıyor muyum? Evet şans kelime anlamıyla baktığımda güzel bir tılsım.
![](https://www.gardiropmagazin.com/moda/wp-content/uploads/2023/05/onurtuna_gardrop39241.jpg)
Şimdi sırada ne var?
İnanın bu o kadar zor ki benim için önce içinde bulunduğum bir iş var biliyorsunuz “Sarmaşık Zamanı” onun bitmesini bekliyorum. O tatlı bir iş oldu minimal ve kriminal bir iş oldu dolayısıyla o bittikten sonra biraz dinlenmeyi düşünüyorum. Okuduğum işler var hoşuma giden işler de var tabi ki bunların arasında müzikle alakalı birkaç projemiz olacak. Ama bunların hepsi tam olarak netleşmediği için net bir şey anlatamıyorum bende. Menajerime bu ara bende soracağım galiba bir takvim yapmamız lazım artık diye, o yüzden net bir cevap veremeyeceğim. Ama tabi ki çok dinlenmekten hoşlanan biri değilim o yüzden mutlaka bir şeyler yapacağız diyebilirim. Oyunculuk olmasa müzik olur bir şeyler yapacağız.