Dijitalin altın çağı: Rüya Büyüktetik
Hobisini işe dönüştürmek herkese kısmet olmaz ama Rüya Büyüktetik bunu başaranlardan. Stil ve modaya olan ilgisini tam da doğru zamanda bir blog’a dönüştüren ve Instagram’ın da çok takip edilen isimleri arasına giren Rüya ile kendine has stilini konuştuk.
Stil sahibi biri olduğun ilk kim tarafından keşfedildi?
Arkadaşlarım sanırım. Moda, saç, bakım, güzellik gibi konularda yıllardır bana fikrimi danışırlar.
Sokak modasını en iyi yakalayan ve kendisi de erkek moda sektöründen gelen Amerikalı Instagrammer The Sartorialist’in objektifine de yakalanmışsın. Nasıl bir tesadüf oldu?
Kendisiyle Milano’daki moda haftasında tanıştık ve beni fotoğraflamak istedi. Tabii ki çok heyecanlandım! Beni ilk paylaştığında bir sürü takipçim neşe içinde tebrik mesajları atmıştı. Çok tatlı bir anıydı.
Dijital iletişim sektörüne adım attığın 2011’de, daha Türkiye blogger kavramıyla yeni tanışıyordu. Nasıl karar verdin, olaylar nasıl gelişti?
Açıkçası ben de yoğun iş hayatı arasında nefes alabilmek adına bir hobi olarak başlamıştım. Daha önceki yıllarda yabancı blog’ları severek takip ediyordum. Moda ile çok ilgili olduğum için görüşlerimi ve stilimi özgürce paylaşabileceğim bir mecra yaratma fikri bana çok keyifli gelmişti. Bu keyfi disiplinle birleştirince de işler gelişti.
Blogger’lığa devam ederken bir yandan da bir yönetim ve liderlik danışmanlığı firmasında çalıştın. Bu kurumsal tecrübenin şu an bulunduğun noktaya katkısı ne oldu?
Bence 5 yıllık bir ofis tecrübesi, yaptığınız iş her ne olursa olsun masanın iki tarafında da oturarak düşünmeyi öğretti bana. Disiplinin, iş etiğinin, işini sevgi ve saygı ile yapmanın hem iç huzuruna hem de işin kendisine ne denli olumlu katkıda bulunacağını yaşayarak görmüş oldum.
Düzenli bir işten ayrılıp kendi kanatlarınla uçmaya nasıl karar verdin?Doğru zamanın geldiğini hissettim ve yaptım. Hayatın akışına inanıyor ve ona uygun hareket etmeye özen gösteriyorum.
Akşam Gazetesi’nde de moda ve stil üzerine bir köşe yazdın. Geleneksel medyada yazmakla dijital medyada yazmak arasında nasıl farklar var? Hangisini daha çok sevdin?
Her ikisinin güzelliği bambaşka ve ulaştığı kitle çok farklı. Benim için gazete yaklaşık iki sene süren keyifli bir yolculuktu. Ancak kabul etmek gerek ki dijitaldeki hız, işimizin dinamikliğine daha rahat uyum sağlıyor.
Youtuber olmak nasıl? Yeni ve farklı bir takipçi kitlesine ulaşmanı sağladı mı? Kanalına ne tarz videolar koymayı seviyorsun?
Youtuber’ım diyemem ama video paylaşmak, beni takip eden kişilerle farklı bir kanaldan da iletişim geliştirmek çok keyifli. Arzu ettiğim frekansta video çekme ve yükleme eşiğinde henüz değilim ama kesinlikle videoların devamı gelecek.
Tarzını incelediğimizde zamansız kadınlardan olduğun hemen anlaşılıyor. Sezonluk parçaların peşinden koşmak yerine, uzun yıllar giyebileceğin parçaları tercih ediyorsun. Gardırobunun olmazsa olmazları neler?
Harika tespit! Bele oturan siyah kumaş pantolonlar, dik yaka kazaklar, topuklu ayakkabılar olmazsa olmazlarım. Yaz içinse beyaz elbiseler. Her mevsimin vazgeçilmezi ise altın ve roze tonlarındaki aksesuarlarım.
Vintage parçalara gardrobunda ne kadar yer veriyorsun?
Onlara karşı tartışılmaz bir aşkım var. Özellikle vintage ceket ve aksesuar buldum mu asla kaçırmam!
Okuyucularımıza asla şaşmayacak bir stil tüyosu verebilir misin?
O günkü ruh haline göre giyinmek her zaman iyidir. Zorladıkça olmaz 🙂
Moda dünyasında yakından takip ettiğin marka ve tasarımcılar hangileri?
Şu aralar Off-White, Vetements, Balenciaga ve Gucci’yi meraktan ötürü takip ediyorum. Ne yapıyorlar ve modayı nasıl etkiliyorlar, benim için bir analiz konusu.
Marka işbirliklerinde nelere dikkat ediyorsun? Markaların tarzını sevmek, onlara inanmak ne kadar önemli?
Benim adıma son derece önemli, hatta ilk ve en önemli madde. Sadece ticari kaygıyla yapılan bir işin, takipçinizle yıllar içinde geliştirdiğiniz organik bağa zarar verdiğini düşünüyorum.
Fashion Week’leri çok yakından takip ediyorsun; Türk tasarımcıları başarılı buluyor musun? Son yıllarda en beğendiğin defile hangisi oldu?
Zeynep Tosun, Raisa Vanessa ve Özgür Masur beni koleksiyonlarıyla her zaman heyecanlandırıyor.
Sağlıklı beslenme rutinin var mı? Formunu nasıl koruyorsun?
İlk altın kural, su içmek ve düzenli uyku. Vakit buldukça aksatmadan özel bir hoca ile spor yapıyorum ama ne yazık ki yoğunluktan ve seyahatlerden tam anlamıyla düzenli bir program izleyemiyorum. Seyahatlerde, belki salona inip çalışırım diye spor kıyafetlerimi de hep yanıma alıyorum ama daha yapabildiğim görülmedi 🙂
Bu sene kendine hediye etmek istediğin 3 şey?
Üçle sınırlamak biraz zor olacak, o yüzden aklıma ilk geleni söyleyeyim. Chanel Gabrielle bag!
Bu aralar hayatının ana teması olan müzik, film, kitap?
Tamamen değişken 🙂
Şimdi sırada ne var?
İnan bunu ben de merak ediyorum!