Hira Koyuncuoğlu: Dansçı Zarafeti
Genç oyuncu ile “Maria ve Mustafa” dizisinin Kapadokya’da başlayan çekimleri öncesinde keyifli bir moda çekimi gerçekleştirdik ve dans ile oyunculuğun buluştuğu noktada gelecek planlarını konuştuk.
Röportaj Gülay Özdemir Fotoğraflar Serhat Hayri Moda Direktörü Çağla Küçükdereli Styling Irmak Özdener Saç ve Makyaj Mesut Özuzun Prodüksiyon Mine Gündüz Fotoğraf Asistanı Uğur Sarıduran Saç ve Makyaj Asistanı Dilara Bal
Seni biraz tanıyabilir miyiz? Oyunculuk kariyerin nasıl başladı; okullu musun, alaylı mı? Eğitimini sürdürüyor musun?
Çocukluğumdan beri oyuncu olmak hayalimdi. Hayatımın içinde hep dans ve tiyatro vardı. Sahnelerde büyüdüm diyebilirim. Küçük yerde doğup büyüdüğüm için çok fazla imkanımız olmadığından hafta sonları oyunculuk dersleri almaya İstanbul’a gelirdim. Üniversiteyi de İstanbul’da kazandıktan sonra tam olarak oyunculuk kariyerim başladı.
Küçük yaşlarda başlayan bale geçmişin var, fakat şimdi kariyerine oyuncu olarak devam ediyorsun. Bu bir B planı mıydı?
Bale benim için bir plan değildi. Söylediğiniz gibi küçük yaşlarda başladım ve o yaşlardan beri benim için büyük bir tutku. Küçük yaşta bir çocuk planlı bir şeyi istemez ki. Nitekim sanatın her hali arzu ve tutkuyla oluşuyor ve içselleştirdiğin şeyle bütünleşiyorsun.
Bale hayatının neresinde yer alıyor? Bale eğitimi almış olmanın avantajlarını kullanıyor musun?
Dans aslında hayatımın her anında. Kendimi bulduğum, her şeyden uzaklaşıp kendime yakınlaştığım, gerçekten ben olduğumu hissettiğim her yerde… Tabii ki bale eğitimi almanın faydasını görüyorum. Belli bir disiplinle büyüyorsun ve bu hayatının her alanına yansıyor.
Ailen kariyerine balerin olarak mı devam etmeni isterdi? Oyunculuk kararında ailenin desteği var mı?
Ailem her kararımın her zaman arkasında durdu. Hiçbir zaman “biz bunu yapmanı isteriz” gibi bir cümle kurmadılar. Her zaman mesleğimin hayatım olacağını ve ne yapmaktan mutluysam onu mesleğim haline getirmemi tavsiye ettiler. Oyunculuk konusunda da çok destek oldular ama kariyer olarak hep oyuncu odaklı ilerledim.
Yalova doğumlusun, büyük deprem olduğunda Yalova’da mıydın? En büyük korkuların neler?
Evet Yalova’daydım. Küçüktüm ama her detayı hatırlıyorum. Zor günler geçirdik, aylarca çadırda kaldık. Benim için o günden sonra deprem bir fobi oldu.
“Ailem her kararımın her zaman arkasında durdu. Hiçbir zaman “biz bunu yapmanı isteriz” gibi bir cümle kurmadılar. Her zaman mesleğimin hayatım olacağını ve ne yapmaktan mutluysam onu mesleğim haline getirmemi tavsiye ettiler. Oyunculuk konusunda da çok destek oldular.”
İlk çıkışını “Adını Feriha Koydum Emir’in Yolu” dizisiyle yaptın, ardından “İstanbullu Gelin” diziyle herkesin tanıdığı bir isim oldun. Tanınmış bir kişi olmak hayatında neleri değiştirdi?
Oynadığın karakteri seyircinin içselleştirdiğini görmek çok gurur verici. “Evimizin kızı gibisin, sanki sen de bizimle beraber yaşıyorsun” gibi cümleler çok sık duyuyordum. Sokakta gelip sarılmaları, “seninle gülüp ağlıyoruz” demeleri inanılmaz bir duygu gerçekten! Yaşam tarzı olarak hayatımda bir değişiklik olmadı ama.
“İstanbullu Gelin” dizisinde Bade rolünü canlandırdın. Bade ile karakter olarak benzeştiğini düşünüyor musun?
Benzeyen ve benzemeyen yönlerimiz var.
Kendini ekranda en beğendiğin, “işte bu olmuş” dediğin an veya rol hangisiydi? Bir sahne geliyor mu aklına?
İşte bu olmuş hiçbir zaman diyemedim; diyebileceğimi de düşünmüyorum. Kendime hep çok eleştirel yaklaşıyorum çünkü oyunculukta gelişim çok önemli.
Oyuncu olarak hayalini kurduğun, içinde olmayı çok istediğin bir proje ya da birlikte rol almak istediğin bir isim var mı?
Bir dansçının hayatını canlandırmak çok isterim. İki tutkumun da bir arada olduğu bir iş, benim için çok büyüleyici olur. Tabii ki çocukluğumdan beri hayran olduğum Şener Şen’le birlikte rol almayı da çok çok çok isterim…
“Genellikle sebze ve tahıl odaklı beslenmeyi tercih ediyorum. Fast food’dan ve ambalajlı gıdalardan uzak duruyorum ve tabii ki boool su içiyorum!”
Oyunculuk mesleğini seçmek isteyen yetenekli gençlere tavsiyelerin neler olur?
Ben de şu an yolun başındayım ama gerçekten bu mesleği yapmak istiyorlarsa aşkla, tutkuyla ve ne istediklerini bilerek yola çıkmalılar.
Kadınlara uygulanan psikolojik şiddet hakkında ne düşünüyorsun?
Erkeğin erkeğe, kadının kadına, erkeğin kadına, kadının erkeğe, insanların hayvanlara uyguladığı şiddetin her türü çok aciz. Birey olarak ifade özgürlüğümüz ve fiziksel özgürlüklerimiz var. Maalesef insanlar sevmekten daha çok, nefret etmeye ve dünyanın en güzel şeyinden uzaklaşmaya başladı. Birine hakaret etmek, küfür etmek, bela okumak çok kolay hale geldi. Neden bu hale gelindi bilmiyorum ama bu beni çok korkutuyor. Kimsenin kimseye psikolojik ya da fiziksel şiddet uygulamaya hakkı yok.
“Oynadığın karakteri seyircinin içselleştirdiğini görmek çok gurur verici. “Evimizin kızı gibisin, sanki sen de bizimle beraber yaşıyorsun” gibi cümleler çok sık duyuyordum. Sokakta gelip sarılmaları, “seninle gülüp ağlıyoruz” demeleri inanılmaz bir duygu gerçekten! ”
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Ailem, dans ve işim.
Oldukça fit görünüyorsun. Sağlıklı beslenme ile ilgili önerilerin neler?
Teşekkür ederim 🙂 Genellikle sebze ve tahıl odaklı beslenmeyi tercih ediyorum. Fast food’dan ve ambalajlı gıdalardan uzak duruyorum ve tabii ki boool su içiyorum!
Çantandan hiç ayırmadığın üç vazgeçilmezin?
Ajandam, rujum ve rimelim.
Bugüne kadar kimseyle paylaşmadığın bir sırrın?
Sır eşittir: kimseye söylenmemesi, gizli tutulması gereken şey, giz. Bir sırrım yok ama sırrın ne diye sorulması bana, “Sizce sır nedir?” dedirtirdi.
“Bir dansçının hayatını canlandırmak çok isterim. İki tutkumun da bir arada olduğu bir iş, benim için çok büyüleyici olur. Tabii ki çocukluğumdan beri hayran olduğum Şener Şen’le birlikte rol almayı da çok çok çok isterim…”
Yalnız kalmak istediğinde nerede saklanırsın?
Saklanmak demeyelim de yalnız kalmak istediğimde, kulaklığımı takar yürüyüşe çıkarım. Ya da bisiklet sürerim.
Kişisel gelişiminle ilgili neler yapmak seni mutlu ediyor? Özel ilgi alanların neler?
Yeni yerler keşfetmeyi ve gezmeyi çok seviyorum. Vazgeçilmezlerim: kamp yapmak, uzun yürüyüşler, dans etmek, kitap okumak.
Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?
Kapadokya’nın her yeri beni inanılmaz büyüledi. Çok mistik bir yer.
Şimdi sırada ne var?
Karnım acıktı, yemek yemeye 🙂