Gülşah Uxun’la sınırları zorlamak

Makyaj sanatçısı Gülşah Uxun, makyaj ile illüstrasyon arasındaki çizgileri zorlayanlardan. Sadece moda sektöründe sette göz dolduran işler yapmakla kalmıyor, uzmanlaştığı sıra dışı teatral makyaj teknikleriyle ileride bir gün fantastik film endüstrisinin Türkiye’de gelişimine de katkıda bulunmak istiyor.
1992 doğumlu Gülşah Uxun, lisede tekstil, üniversitede ise moda tasarımı okuduktan sonra resim eğitimi almış. Farklı kurumsal firmalarda stilistliğin ardından, işinin onu beslemediğini düşünerek farklı bir atılımda bulunan Gülşah, hafta içi tam zamanlı bir işte hayatımı kazanırken bir yandan da hafta sonlarını makyaj sertifikası almaya adamış. Tam piştiğini düşündüğü noktada ise set ortamı ile resim geçmişini birleştirerek makyaj yapmaya başlamış. Vücut boyama sanatı (bodypaint) yeteneğinin ortaya çıkış öyküsü kısaca böyle. Gerisini ondan dinleyelim:
Eğitim yıllarınızdan beraberinizde getirdiğiniz en önemli şey nedir?
Kesinlikle biriktirdiğim değerli insan topluluğu. Üniversite yıllarımı hem okuyup hem çalışarak geçirmem, okul yıllarımı iş hayatına adapte edebilmemde büyük rol oynadı. Bu sayede çevre edinmem, daha kolay iş sahası bulabilmeme ve yaptığım işleri ya da tasarımları alıcısına ulaştırabilmeme çok yardımcı oldu diyebilirim.
Makyaj ile resim sanatını birleştirme yolculuğunuz nasıl başladı? Bu iki branş birbirine ne kadar yakın?
Bu iki branş birbirine iki kardeş kadar yakın aslında. Genel olarak düşünüldüğünde, makyaj için akla ilk gelen, insanları güzelleştirmeye yönelik tekniklerdir; resim içinse bu yağlıboya ve karakalem teknikleridir. Fakat ikisini de birer sanat dalı olarak ele aldığımızda resimde kullanılan taban kağıt ya da tuval iken, makyajda bu taban insan derisi. Üzerine kullandığınız malzeme makyaj malzemesi, boya, kumaş parçaları, çiçek yaprakları, sim ya da kağıt parçası… Her şey olabilir.
Makyaja ilgim yıllardır vardı. Çalıştığım dönemde kendimi teknik ve malzeme bilgisi konularında geliştirdim. Fakat resim geçmişimden gelen bilgi birikimi, makyaj sayesinde sergileyebileceğim bir bütüne dönüştü. Böylece anatomi, perspektif, ışık-gölge, materyal ve kadraj gibi teknik bilgileri vücut üzerinde resme dönüştürme fırsatı buldum.

Gülşah Uxun

Gülşah Uxun
Kendi yüzünüz ve bedeniniz üzerinde sıra dışı makyaj uygulamaları yapıyorsunuz. Adeta Las Vegas tarzı eğlence şovlarından veya Cadılar Bayramı’ndan fırlamış karakterler bunlar. Türkiye için fazla alışılmamış değil mi? Bu alanda sizin gibi başka öncüler de var mı?
En başlarda yaptığım makyajları sergilerken moral bozucu yorumlar almakla ilgili biraz kaygım vardı, fakat insanlar beni inanılmaz şaşırttı. Hiç tanımadığım ya da ağzından çıkacak tek kelimenin dahi benim için önemi olan insanlar öyle güzel yorumlar yaptı, öyle mutlu eden övgüler aldım ki yaptığım işe her kelimeyle daha da inandım. Geleneklerini yaşatan bir ülke olmamızın yanı sıra yeniliklere kucak açan bir ülke olduğumuz aşikar. Bu alanda benim gibi çalışmaları olan makyaj sanatçıları var, fakat çalışma alanı konusunda mutabık olduğumuzu düşünmüyorum. Fakat benimle aynı düşüncelere sahip sanatçılarla ortak çalışma yapmayı çok isterim.
Türkiye piyasasındaki hedefiniz?
Genel olarak sektördeki işler katalog, dergi, düğün, lookbook ya da internet çekimleri etrafında yoğunlaşıyor, ama hedeflerim biraz daha farklı olduğu için bir yandan sektörden uzaklaşmayıp öte yandan daha farklı makyajlar geliştirmeye çabalıyorum. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de makyaj piyasasında büyük bir açık var. Fantastik film sektörü! Fantastik film kategorisinde bile olmamasına rağmen, farklı makyajlar barındırması adına örnek gösterebileceğim tek film GORA. Şu an kilitlendiğim en önemli hedef ise yapımcısından kurgucusuna, senaristinden yönetmenine Türkiye’de fantastik film girişiminde bulunabilecek insanlara sesimi duyurmak. Sahne makyajı konusunda maalesef korku filmlerinden ileri gidemiyoruz, doğru insanlarla doğru bağlantı kurabilirsem bu basamağı daha yükseğe taşıyabileceğimize ve Türkiye film sektörü için büyük bir gelişim olacağına inanıyorum.
Gülşah Uzun, “Henüz gidemesem de favori etkinliğim kesinlikle, Los Angeles’ta Hollywood filmlerine makyöz yetiştiren Cinema Makeup School’un düzenlediği makyaj sergileri. Aralarında olmak, onlarla çalışma fırsatı yakalayabilmek muhteşem olurdu.” diyor
Makyaj tutkunları ve profesyonel makyaj sanatçılarının kaçırmaması gereken büyük buluşmalar hangileri?
Öncelikle kendi alanımla ilgili olarak, daha farklı tasarımlar görmek isteyen makyaj tutkunlarına global olarak önerim, Face Off All Stars ve RuPaul’s Drag Race televizyon serilerini izlemeleri. Müthiş sanatçılar, müthiş tasarımlar ve müthiş makyajlarla birleşen enfes bir görsel şov olduğunu söyleyebilirim. Bunun dışında festival olarak Coachella son dönemlerde makyaj tutkunlarının kendilerini dilediği gibi ifade edebildiği ve sanatlarını eğlenceli bir şekilde sergileyebildiği bir sahneye dönüştü. Türkiye’de düzenlenen müzik festivallerinin organizatörlerinin de gelecekteki festivaller için bu gibi adımlar atmalarının, eğlenceli ve renkli görüntüler getireceğine eminim. Henüz gidemesem de favori etkinliğim kesinlikle, Los Angeles’ta Hollywood filmlerine makyöz yetiştiren Cinema Makeup School’un düzenlediği makyaj sergileri. Aralarında olmak, onlarla çalışma fırsatı yakalayabilmek muhteşem olurdu. Türkiye’de ise makyaj yarışması olarak NYX’in bu sene ikincisini düzenlediği ve her yıl düzenlenecek olan NYX Cosmetics Face Awards etkinliğinin kaçırılmamasını öneririm. Bunun dışında daha günlük ve güzellik öncelikli makyaj yarışmaları dönem dönem yapılıyor. Bunlardan haberdar olmak için Türkiye’nin önde gelen isimlerini (Melis İlkkılıç, Gülüm Erzincan, Alp Kavasoğlu, Fezi Altun, Hamiyet Akpınar, Erkan Uluç) sosyal medyadan takip etmenizi öneririm. Yarışmaları bu isimler yapmasa bile duyurulmasında büyük rol oynuyorlar.
Unspoken Magazin moda çekiminden kareler.
“Oynamayı” sevdiğiniz özel malzemeler / renkler neler?
Oynamayı sevdiğim çok fazla malzeme var aslında ama öncelikli olanlar:
♦ Işık gölge illüzyonunu ve anatomi yapısını deforme etmeyi çok sevdiğim için, Işık & Gölge (Highlight & Contour) paleti
♦ İkincisi likit rujlar. Allık, ruj ya da göz farı olarak kullanılabilen çok fonksiyonlu bir malzeme. İsteğe göre pudra uygulanıp matlaştırılabilen ya da gloss uygulanıp parlatılabilen bir yapıya sahip olması, geniş bir kullanım alanı sağlıyor.
♦ Holografik renklere özel bir ilgim var, bu yüzden sim (glitter) ve türevi jelatin görünümlü malzemelerle oynamayı da çok seviyorum.
♦ Bir de makyaj malzemesi olarak, oyun hamuru gibi şekillendirilebilen bir kil olan SFX var.

DB Berdan

DB Berdan
Mercedes Benz Fashion Week Deniz Berdan backstage. Defile öncesi Gülşah Uxun son rötuşları tamamlıyor.
Profesyonel moda dünyası için de çalışıyorsunuz. Son olarak Mercedes Benz Fashion Week Istanbul 2017’de Deniz Berdan’ın şovunun mutfağındaydınız. Sahne gerisindeki ortamı ve hızı biraz anlatır mısınız?
DB Berdan defilesinde makyaj yapmak kesinlikle çok eğlenceliydi. Arka arkaya birkaç tasarımcının defilesi olması dolayısıyla backstage zamanımız çok kısıtlı. “Wifi Queen” temalı defile için bana verilen makyaj brief’lerine bakarak defile öncesi bir hafta boyunca kendi yüzümde denemeler yaptım. Birkaç teknik deneme sonucu, negatif stencil tekniğiyle 2,5 saat süren makyaj süresini 40 dakikaya kadar indirebilme şansı yakaladım. Bir yandan mankenlerin koşuşturması ‑ki defile boyunca 3 veya belki 4 farklı kıyafet değiştiriyorlar, bir yandan saççıların ve makyözlerin inanılmaz hızı, diğer yandan backstage kareleri yakalamaya çalışan fotoğrafçılar, blogger’lar ve sosyal medya uzmanları. Hızlı, kalabalık, telaşlı ama bir o kadar eğlenceli ve keyifli bir ambiyans yaşanıyor backstage’de. Geriye dönüp backstage fotoğraflarına baktığımda hâlâ aynı heyecanı yaşadığımı içten söyleyebiliyorum.
Pressure Paris-Emrecan Sandal çekiminden eğlenceli kareler
Son zamanlarda en zevk aldığınız profesyonel çekim hangisiydi? Neden?
Pressure Paris için Emrecan Sandal’la yaptığımız çekim benim için çok zevkliydi. Emrecan benimle çalışırken brief vermek yerine kıyafetleri gösterip makyaj kısmını tamamen bana bırakıyor. O güveni hissetmek ayrı güzel, makyaj sınırlarını benim çizebilme rahatlığım ayrı güzel.
Her kadının kulağına küpe olacak bir makyaj “numaranız” var mı?
Sosyal medya elimizin altında olduğu için artık herkes bütün teknikleri çok kolay bir şekilde öğrenebiliyor. Ama teknik değil de “numara” olarak nitelendirebileceğim ufak birkaç makyaj uygulamam var. “Nazolabiyal oluk” olarak adlandırılan burun-ağız çizgisi ve çevresindeki sivilcelerden çok fazla şikayet duyuyorum müşterilerimden. Fondötenle kapatılsa bile yüksekliği oldğu için yine de rahatsız edici bir görünüm kalabiliyor. Bunu egale etmek için, fondöten sonrası kahverengi göz kalemiyle nokta koyup pudrayla hafifçe üzerinden geçtiğinizde küçük ve sempatik bir bene sahip olarak Yeşilçam karakterine dönüşebilmeniz mümkün.
Makyaj idolünüz kim?
İdolüm kesinlikle Kat Von D. Kendisi dövme sanatçısı olarak tanınmış ve sonrasında makyaj piyasasına giriş yapmış. Sanırım karakter ve görünüm olarak da kendime yakın buluyorum. Fakat Ida Elina, Isamaya Ffrench, Pat McGrath, Alex Box, Jordan Hanz gibi harika işlere imza atmış insanları da eklemeden geçemem.
Her tasarımcının kendini tazelemeye ihtiyacı vardır. Sizi bu anlamda besleyen ve kaçırmadığınız kültürel event’ler var mı?
Açık Stüdyo Günleri (Open Studio Days) etkinliğini yakından takip ediyorum. Resim, heykel, seramik, fotoğraf, enstalasyon, video ve performans gibi farklı dallarla uğraşan, fakat sergi salonu tutmadan kendi atölye ve evlerini sergi alanına çeviren, birbirinden farklı, adını duyurmuş ya da duyurmaya çalışan sanatçıların buluştuğu ortak bir platform. Belirli bir rota üzerinde ev ve atölyeleri tek tek ziyaret ederek sanatçıların işlerini görebiliyorsunuz. Sanat ve sanat dallarından beslendiğimden, benim için önem arz eden bir etkinlik. Bunun dışında özellikle kostüm ve makyajına dikkat ederek vizyon filmlerini de takip ediyorum.
Bu aralar en çok dinlediğiniz müzikler neler?
Müzik konusunda yenilikçi isimleri takip etsem de “old school” bir yapıya sahibim, anlık hissiyatıma göre her türden müziği dinlerim fakat bu aralar ağırlık hard rock üzerinde sanırım. Jet, Fleetwood Mac, Queen, Stone Sour, AC/DC, Audioslave, Deep Purple, Lynyrd Skynyrd Whitesnake, Led Zeppelin gibi gruplar sadece bu aralar değil, her zaman benim için öncelikli olanlardır.
Son olarak NYX Cosmetics Face Awards’a katıldınız. Nasıl bir etkinlik? Rakipler nasıl? Kazanacak mısınız, ne dersiniz?
Yarışma gibi görmediğimi en başta belirtebilirim, günlük hayatımda yaptığım resimden hiçbir farkı yok, bu yüzden keyifli bir aktiviteden başka bir şey değil benim için. Sezonda zamanımın çoğunluğu setlerde geçtiği için büyük vakit ayıramayacağımdan, iddialı olduğumu söyleyemem. Rakiplerim, çok yetenekli olmalarının yanında çok tatlı insanlar. Çok güzel insanlar tanıyıp, güzel arkadaşlıklar edindim. Kimse birbirine rakip olarak bakmıyor, paylaşımcılar ve güzel işleri beğendiklerinde rakibine dile getirebilecek kadar güzel yürekli insanlar var aralarında.