Deniz Tansel Öngel: Realist, Çalışkan ve Yakışıklı
“Yeteneğin ve yetkinliğin gelişebilir olduğunu biliyorum ve buna odaklı yaşıyorum. Boş günüm, anım yok!” diyen Deniz Tansel Öngel’in çalışkan karakteri başarılarına da yansıyor. Karakteristik rollerin üstesinden rahatlıkla gelen başarılı oyuncu ile gelecek planları üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Röportaj Gülay Özdemir Fotoğraflar Renata Kireyeva Aktaş Videografi Ünal Avcı Moda Direktörü Çağla Küçükdereli Styling Seda Solmaz Saç&Makyaj Zafira Aşçı Retoucher Berna Çat Kurumsal İletişim Mine Gündüz Prodüksiyon Nutek Studio Mekan Park Inn By Radisson Odayeri
REMINGTON’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Oyunculuk kariyerin nasıl başladı?
Oyunculuğa ortaokul yıllarında başladım, lisede de devam etti. Ankara’da çeşitli amatör ve yarı amatör gruplarla çalıştım. Sonra konservatuara girdim, mezun oldum. Oyunculuk maceram böyle başladı.
Seni daha önce “Elveda Derken”, “Masumlar Apartmanı”, “Babamın Kanatları”, “Bu Kalp Seni Unutur mu?” Benim için Üzülme, Yaz’ın Öyküsü, Bizim Köyün Şarkısı, Mucize gibi dizi ve filmde izledik seni. Oynadığın karakterle benzer yanların var mı?
Geriye dönüp baktığım zaman, birbiriyle benzemeyen karakterleri oynamış olmak çok hoşuma gidiyor. Hayat Bugün de öyle olacak. Aras Erdem de farklı bir karakter olacak. Oynadığım her rolle benzediğimiz yönler tabi ki var. Ama hiçbir karakter tam olarak ben değildi. İyi ki değil, tamamen ben olan bir karakter yazılmış olsa bile oynamak istemem galiba. Çünkü bir zevki olmaz. Kendimizden farklı bir karakteri deneyimlemek oyunculuğun en heyecan verici taraflarından biri. Özellikle son oynadığım rolde, Naci için çok soruldu bu soru, “Naci gibi siz de …. mısınız?” diye. Evet Naci kadınlar için ideal erkekti. Yıllarca tek bir kadını seven, romantik, şiir okuyan, çok yumuşak, sevgi biçiminden taviz vermeyen adamdı. Ama Naci ben değildi, birçok röportajda söylemiştim. Tüm bu karakterleri ben oynadım ama hiçbir zaman hiçbiri tam olarak ben değildi.
“Maske Kimsin Sen?” adlı yarışma programının sunucunu üstlenmiştin. Alıştığımız yarışma programlarına göre son derece farklı ve dikkat çekiciydi. Böyle bir yarışmanın bir parçası olmak nasıldı? Sunucu olmayı sevdin mi? Yeniden seni sunuculuk performansıyla ekranlarda görecek miyiz?
Maske Kimsin Sen’de sunucu olmayı çok sevdim. Çok güzel bir programdı. Bütün dünyada sezonlardır devam ediyor, mesela bildiğim kadarıyla Suudi Arabistan’da 3. veya 4. sezonuna girdi. ABD’de 9. sezonuna, İngiltere’de 4 ya da 5. sezonunda. Çeşitli Avrupa Ülkelerinde 5–6‑3 sezonlarca devam etti, ediyor. Türkiye’de de çok devam edeceğine inandığımız bir işti… Çok güzel şeyler hatırlatıp, misyonunu yerine getirdi kanısındayım. Ülkece birlikte eğlenmeyi, birlikte gülmeyi, oyun oynamayı, bir olmayı çok seviyoruz ve Maske Kimsin Sen televizyonda bir boşluk olduğunu hatırlattı bize. Böyle programların artması gerektiğini hatırlattı. Sunucu olmayı çok sevdim, devam ediyorum. Şu an da bir format hazırlığı içerisindeyiz, pek yakında da onun müjdesini vereceğim. Çok prestijli bir kanalda, çok heyecanlı, eğlenceli bir işle sunuculuk macerası devam edecek. Çünkü bir şey sunmak, insanlara tanıtmak, o stüdyoda birçok şeyi aynı anda yönetebiliyor olmak benim için çok zevkli ve çok sevdiğim bir iş. Birçok güzel işte, sunuculuk macerası benim için devam edecek.
Bu sezonun en popüler işlerinden biri olan “Hayat Bugün”de seni heyecanla izlemeyi bekliyoruz. Bu projeden bize biraz bahseder misin?
Hayat Bugün’ü ben de heyecanla bekliyorum. Hayat Bugün, NBCUniversal Formats ve Universal Television’un başarılı medikal draması New Amsterdam’ın ilk uluslararası uyarlaması. Tesadüfen pandemi döneminde izlemiştim ve çok hoşuma gitmişti. ‘Bizde böyle diziler yapsak ne güzel olur’ derken, bu iş geldi önüme çok çok heyecanlandım. Doç. Dr. Aras Erdem’i canlandırıyorum, bir kalp damar cerrahı. Çok umutluyuz çünkü O3 Medya yapımcılığında müthiş bir ekip kuruldu. Yönetmeni, yazarları, oyuncu kadrosu, teknik ekibi, yapımcısı, uygulayıcı yapımcısı herkes aşkla yapıyor işini ve işin içinde aşk varsa özveri varsa o mutlaka yansıyor. Bir işte birbirini seven bir ekip varsa, bu mutlaka karşılığını buluyor. Biz de Hayat Bugün’ü seyircinin çok seveceğine inanıyoruz. Çok heyecanlıyım, çok güzel bir iş olacak inşallah.
Kalp Damar Cerrahını oynamak nasıl bir deneyim?
Bir Kalp Damar Cerrahını oynamak müthiş bir duygu. Hazırlık döneminde birçok ameliyat seyretme şansım oldu, doktorlarla birlikte olma şansım oldu. Zaten uzun yıllar Trabzon’da ev arkadaşlarım hep doktorlardı. Doktorlarla ilgili gözlemden ziyade hayatlarına şahit olma şansım olmuştu. Ama MedLife Başhekimi Atilla Yılmaz Hocam’a sizin aracılığınızla bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Müthiş bir başhekim, girdiği her yere izini bırakan, mesleğini çok seven bir doktor ve kesinlikle tüm doktorların rol modeli olacak kadar şahane. Aras’a ve yaptığı işe dönersek… Bir Kalp damar cerrahı, bir insanın kalbini gerekirse elleriyle tutuyor. Damarları, kapakçıkları, kulakçıkları orada aksayan şeyleri düzeltiyor. İşin ciddiyeti çok acayip değil mi? Çok büyük meziyetler, müthiş bir sorumluluk gerektiren harika bir meslek. İnsanları yeniden hayata döndürmek, onlara yeniden sevdikleriyle uzunca zamanları ya da birtakım zamanları, yeniden sağlıklı olarak hediye ediyor olmak muhteşem bir şey değil mi? Büyük bir gurur doktorluk, çok büyülü bir iş o anlamda. Bir kalp damar cerrahını, bir doktoru bu dönemde canlandırıyor olmak, doktorlara karşı, birbirimize karşı bu kadar hoşgörüsüz birtakım haller içinde olduğumuz şu günlerde çok daha önemli. Çünkü doktorların da insan olduğunu, doktorların da tıpkı bizim gibi üzüntüleri, sevinçleri, her şeyden önce insan olduklarını fark etmek çok önemli. Sadece bizim sağlığımız için uğraştıklarını, diziyle yeniden anlatmak da bizim mesleğin güzel taraflarından bir tanesi. Bu yüzden de çok mutluyum çok gururluyum.
Deniz Tansel Öngel hayatı nasıl yaşar, hayata bakış açısı nasıl?
Ben hayatı çocuk neşesiyle yaşıyorum. Seçtiğim mesleği yapabilmenin mutluluğunu yaşıyorum çünkü insanlar genelde seçtikleri meslekleri yapamıyorlar, bu zor şey. Yeteneğin, yeterliliğin, yetkinliğin gelişebilir olduğunu biliyorum ve buna odaklı yaşıyorum. Boş günüm, anım yok ki… Nasıl olsun? Spor yapıyorum, yeni bir enstrüman öğreniyorum, yeni bir sporu deneyimliyorum, yeni şeyler okuyorum. Bir yerlere gidiyorum, çalışıyorum, çaba içindeyim. Çünkü seçtiğim mesleği yapabilecek kadar şanslı, yetenek ve maharetlerimle yirmi dört saat uğraşabilecek kadar olanaklara sahibim. Tembellik hak olamaz benim için, ihanet olabilir. Hayata bakış açım açık olmak. Çocuk olduğunu unutmayan bir olgun Dünya ‘da iki tür insan var ne olursa olsun açık görüşlüler ve kapalı görüşlüler. Açık bir algıda olmak, bu açıklıkta kalmak uğraşındayım. Yargısız bir samimiyette olarak ve bunu sürdürerek hayata bakmaya devam etmek istiyorum. Yani açık, yargısız ve samimiyet hayata bakış açım demek isteyeceğim yer.
Oyunculukta hayal ettiğin yer neresi, şu anda hayal ettiğin yerde misin?
Bir önceki yaptığım işlerle aynı şeyleri yapmamış olmak şu anda ki yaptığım işe kendi potansiyelimi tam anlamıyla aktarabilmek, bundan sonra yapacağım işlere de kendimi geliştirip, değiştirip, yenileyip yinelemeden sürekli yeni şeyin peşinde olarak gerekirse risk alıp, iş ne gerektiriyorsa (belli ki bir sürü zorluğa katlanıp), sonuçta işe baktığımda ya da yaşadığım maceraya baktığımda, bunun hakkını verdim diyebilmek. Oyunculukta hayal ettiğim yer burası. “Ben hayal ettiğim yerdeyim” demek biraz riskli sanki, o yer sürekli devam eden, akışın içinde olan ve bu yüzden de bu devinimi her an hissettiğiniz yer. Oyunculukta hayat ettiğim yerde olmayı istiyorum, bunun için de gerekeni yapmaya çalışıyorum.
Bugüne kadar çalıştığın, seti en eğlenceli proje hangisiydi?
Bütün işlerde eğlendik öyle ya da böyle…. Tabi daha çok eğlendiğimiz daha az eğlendiğimiz işler oldu. Genelde geçmişe dönük değilim, o işte söyle eğlenmiştik falan demek… Mesela içinde olduğum Hayat Bugün çok eğlenceli bir set. Teknik ekibimizden yönetmenlerimize, yapımcımızdan oyuncularımıza, hepimiz sürekli gülüyoruz. Çünkü mütevazi, iyi kalpli, birbirini anlayan bir ekip kuruldu, çok şanslıyız. Kamera arkalarını falan seyircilerimiz izleyecektir, kamera arkası kamera önü kadar eğlenceli. Uzun yıllar bu işe devam edeceğimizi ümit ediyoruz, biliyoruz. Kamera arkasındaki eğlencenin, dizi dram bile olsa, kamera önüne yansıyacağına eminiz.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Ben en çok doğada ilham buluyorum. Doğa Tanrı’nın sanatıdır. Bu bütünün bir parçası olduğumu hissettiğim her an, ömrümün her anı bunu hissetmeyi isteyecek kadar coşuyorum. Bu bendeki sevgi potansiyelini ve yaratıcılık potansiyelini açığa çıkartıyor. Bunu da Anadolu Tasavvufu’ yla öğreniyorum. Hala insanlara hiçbir ayrım gözetmeden, din, dil, ırk, görüş, hikaye hiçbir ayrım gözetmeden sevebiliyor olmanın müthiş bir güç olduğunu biliyorum. Bunun yayılan, paylaşılan bir güzellik olduğunu ve bütün dünyaya yüzyıllardır bunu öğrettiğimizi bilmenin gururunu yaşıyorum. Bunu öğrenmenin, kendine yani tüm evrene hatırlatmanın derinliğini hissediyorum. Özetle bunlar ilham kaynaklarım.
İyi bir oyuncu olmanın kodları var mı? Rol modeli olarak aldığın oyuncular kimler?
İyi bir oyuncu olmanın kodları var mı bilmiyorum. Ben hala Çağ Çalışkur’dan oyunculuk dersi alıyorum. Bildiğim tek yol da çalışmak. Oyunculukla ilgili metotları, yeni yöntemleri denemek. Başka bir kod bilmiyorum. Kendini yenilemek, yeni şeyler öğrenmek, o öğrendiğin yeni şeyleri işinde uygulayabilmek galiba. Açık olmak, yargısız olmak, nasıl öğrendiğini öğrenmek.
Sosyal medya ile aran nasıl? Beğenerek takip ettiğin veya stalk’ladığın isimler var mı? 🙂
Sosyal medyayla aram yeni yeni iyileşiyor. Bir anı yaşarken kaydetmek yerine o anı doya doya yaşamayı tercih edenlerdenim. Ama bu tabii yeni hayatımızda çok eskiymiş gibi duran yeni bir kod. Son yıllarda belki de son 4–5 yılda bu kadar yoğunlukla her elin, her avucun içine girdi. Stalk’ladığım birileri var, olmaz mı? Sizin yok mu? Bence var. Herkesin stalk’ladığı biri var, mesela Margot Robbie’yi sıklıkla stalk’lıyorum. Hayat Bugün oyuncularını, yönetmenlerini, ekibini stalk’lıyorum. Spor kulüplerini stalk’lıyorum. Galatasaray Kulübünü, Trabzonspor Kulübünü, Arsenal, Ajax, Liverpol vs stalk’lıyorum. Margot Robbie’yi stalk’lıyorum.
Stilini nasıl tanımlarsın? Kıyafet seçimi yaparken en çok neye dikkat edersin?
Casual, rahat geniş, oversize olarak tanımlayabilirim. Çünkü itiraf ediyorum; dar parçalı bir şeyleri zorunluluktan giyiyorum. Geniş olması gerektiğini düşünüyorum kıyafetlerin ve geniş kıyafetlerin içinde daha rahat ediyorum. Çok şükür ki son yıllarda yeniden böyle işte oversize’lar, dar olmayan paçalar yeniden gündeme geldi. Biraz daha rahatladık yoksa bir pantolonu çıkartmak için harcadığım zahmeti, dar paçayla yaşadığım eziyeti anlatmak istemiyorum. Modacılardan, bir daha dar paçaların ve dar kıyafetlerin gündeme getirilmemesini rica ediyorum.
Oyuncu olarak hayalini kurduğun, içinde olmayı çok istediğin bir proje ya da birlikte rol almak istediğin bir isim var mı?
İçinde olmak istediğim işleri beğenen biriyim galiba. Bu bir kadın filmi olsa da. 🙂 Çok fazla içinde olmak istediğim iş var. O kadar fazla var ki, her hafta başka bir işin içinde olmayı isteyebilirim. Galiba tam da bu yüzden oyuncu oldum. Of Peaky Bilnders’ın içinde olmayı çok isterdim. Keşke kısmet olsa da Türk versiyonunda işte oradaki Thomas Shelby ya da Arthur Shelby oynasam… Cilian Murphy de iyi ya… Onun rolü de çok güzel. Geçmiş tabi Türk dizileri var, çok kıymetli işte onların içinde olmayı çok isterdim. Ama onları şimdi size söylemeyeceğim çünkü eğer söylersem söylemediğim başka Türk dizilerindeki arkadaşlarım “niye bizi söylemedin” diyebilir. Yabancılarla gitmek en garanti.
Case De Papel’in 1. Sezonunda, Ankara diye bir karakter olsaydı, onu oynamak isterdim. İspanya Merkez Bankası’na girenlerin arasında olmayı çok isterdim. Babilon Berlin’in içinde olmayı çok isterdim. Dark diye Almanların bir işi var onun içinde olmayı çok isterdim. Birlikte rol almak istediğim kişiler var tahmin edin kim Margot Robbie şaka şaka çok var. İltsara’yla bir filmde oynamıştık, Case de Papel’de komiseri oynayan. Çok kıymetli bir aktirist. Kimle karşılıklı oynamak isterdim? Johnny Depp’le oynamayı da kim istemez ki? Çok isterdim Charlize Theron’la kim istemez? Marion Cottilard, Aamir Khan daha onlarca. Türkiye’de de çok kıymetlilerle bir araya gelme şansım oldu. Çok şanslı bir oyuncuyum bu anlamda. Daha uzunca yıllar, nice kıymetli aktörlerle aktiristlerle karşılıklı oynayacağız.