Simay Barlas: Zeki, Zarif ve Modern
“Kendini tanıyan, kendine iyi davranan, yanlışlarıyla doğrularıyla kendilerini kabul edip, barışık olan pes etmeyen savaşan her ne olursa olsun hayata gülücükler saçan ayakları yere sapasağlam basan güçlü kadınlar en başında da annem en büyük ilham kaynağım.” diyen Simay, sorularımızı tüm samimiyetiyle yanıtladı. Zeki, zarif ve modern başarılı oyuncu Simay Barlas ile çok keyifli bir kapak çekimi gerçekleştirdik.
Röportaj Çağla Küçükdereli Fotoğraflar Ozan Balta Videografi Sam Mehdikhani Styling Mehtap Stefou Saç Atakan Gelişli Makyaj Gamze Tepe Kurumsal İletişim Mine Gündüz Marka İletişimi Yonca Yalkı Prodüksiyon Nutek Studio Mekan JW Marriott Istanbul Bosphorus
Katkılarından dolayı LONGINES’e teşekkür ederiz.
Hayatının nasıl bir dönemindesin? Neler yapıyorsun?
Hayatımın yoğun ama heyecanlı hissettiğim bir dönemindeyim. Kendimle, hayatımla ilgili daha çok hayal kurduğum, planlar yaptığım, geleceğe daha pozitif baktığım kendimi hayata karşı motive hissettiğim bir dönemdeyim diyebilirim.
“Yabani” dizisiyle yeniden izleyici karşısına çıktınız. Bu projeye nasıl dahil oldun?
Bir önceki projem biteli çok az zaman olmuştu ve hiç acele etmek gibi bir niyetim yoktu aslında içime sinen bir projenin içinde, sevdiğim bir karakteri oynamak istiyordum tek derdim buydu. Yabaninin senaryosunu çok hızlı bitirdim. İlk duygum hikayenin ne kadar sürükleyici olduğuydu, insanların izlerken bütün duyguları yaşayabileceği bir senaryoydu. Rüya karakterini çok sevmiştim. Yönetmenimiz M. Çağatay Tosun ile çalışmayı çok istiyordum. Bu projede bu ekiple buluştuğum için de çok mutluyum.
“Yabani” dizisindeki karakterinle benzer yönlerin var mı? Nasıl bir karaktere hayat veriyorsun?
Rüya özgür ruhlu kendine güvenen, inatçı ve başına buyruk bir karakter. Kendi doğruları olan ve o doğruların peşinden sonuna kadar giden bir kız. Rüya kadar fevri değilim ama özgürlüğe karşı tutkumuz, başımıza burukluğumuz ve inatçılığımız benziyor sanırım.
Neredeyse oynadığın dizilerin tamamında “aşk” var. Sen aşkı nasıl tamamlarsın?
Hepimizin peşinden gittiği karşılaştığında da tam olarak adını koyamadığı, tanımlayamadığı bir duygu gibi geliyor bana… Empati yeteneğini geliştiren, birbirini iyileştirdiğin, hayata karşı yepyeni bakış açıları kazandığın insanı büyüten, geliştiren bir duygu benim için.
Kendini ekranda en beğendiğin “işte bu olmuş” dediğin an hangisiydi? Bir sahne geliyor mu aklına?
Sahnelerimi izlerken kendimi inanılmaz eleştiren birine dönüşüyorum ve her seferinde daha iyisi olabilirdi diyorum. Sanırım gelişmenin bir yolu da kendini eleştiriyor olabilmek ama kendime çok yüklendiğim zamanlar da oluyor 🙂
Oyuncu olarak hayalini kurduğun, içinde olmayı çok istediğin bir proje ya da birlikte rol almak istediğin bir isim var mı?
Çok fazla var. Bunlar biraz hayal biraz da kariyer hedeflerim aslında bir gün gerçekleştirdiğimde bu benim hayalimdi diyeceğim. 🙂
Genel olarak nasıl bir hayat felsefen var? Bugüne kadar edindiğin en kıymetli ve adeta hayat dersi olarak benimsediğin bilgi neydi?
Hata yapmaktan korkmuyorum. “Hatalarından ders al ve devam et”e inananlardanım. Yaşanmamış bir hayattansa risk almanın kıymetine inanıyorum.
Tanınır biri olmak senin için ne ifade ediyor? Bu durumu nasıl yönetiyorsun?
Günlük hayatımda çok küçük bir dairenin içinde yaşıyorum. Yakın arkadaşlarım, ailem ve işim arasında bu tanınırlığı hissetmem mümkün olmuyor. Hayatıma dilediğim gibi devam ediyor olmak çok değerli benim için ve bunu da olabildiğince korumaya çalışıyorum.
Oyunculuk anlamında gelişmek için neler yapıyorsun? Kendini nasıl güncelliyorsun?
Kendimi her zaman okuduklarımda, izlediklerimde ve en önemlisi yorumladıklarımda ararım. Bu bazen bir performans bazen bir tablo bazen de sokakta yanından geçen biri olur. Bizim yaptığımız meslekte yapabileceklerinin sınırı olmamasıyla birlikte gelişmenin güncellenmenin de sınırı yok. Mesleğim adına düşünmeyi hiç bırakmıyorum bu da haliyle beni hem güncel hem de hevesli tutuyor.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Kendini tanıyan, kendine iyi davranan, yanlışlarıyla doğrularıyla kendilerini kabul edip, barışık olan pes etmeyen savaşan her ne olursa olsun hayata gülücükler saçan ayakları yere sapasağlam basan güçlü kadınlar en başında da annem en büyük ilham kaynağım diyebilirim.
Modayla aran nasıl?
Günümüzde istesek de istemesek de sosyal medya sayesinde kendimizi trendleri takip ederken buluyoruz. Sevdiğim tasarımcıların güncel koleksiyonlarını özellikle takip ediyorum ama stilime uygun olmayan parçaları da sadece trend olduğu için satın almıyorum. Kendimi içinde rahat hissedebilmem için o parçada beni yansıtan bir unsur olması gerekiyor.
Gardırobunun olmazsa olmaz beş parçası neler?
Jean, tişört, ceket, kovboy çizmelerim ve deri ceket.
Stil danışmanı ile çalışıyor musun? Kıyafet seçimini yaparken en çok neye dikkat ediyorsun?
Etkinlikler ve özel davetler için bir stil danışmanlarıyla her zaman çalışıyorum evet ve yakın zamanda günlük gardırobum için de bir danışmanlık almaya başladım. Kendimi rahat hissettiğim sürece yeni şeyler denemeyi seviyorum ama önceliğim kendimi iyi hissetmek.
Sosyal medya ile aran nasıl? Günde ne kadar vaktini harcıyorsun, favori uygulamaların hangileri?
Sosyal medyayı ölçülü bir şekilde kullanmayı seviyorum. Tabii ki boş kaldığım zamanlarda sosyal medyada vakit geçirip, videolar izleyerek eğleniyorum ama çok aktif bir kullanıcı değilim. En çok Instagram’da vakit geçiyorum.
Cilt bakım rutinin var mı? En sevdiğin güzellik ürünleri neler?
Set dönemlerinde cilt bakımıma her zamankinden daha çok dikkat etmeye çalışıyorum. Uzun saatler yüzümde makyaj oluyor ve set dışında bulduğum her boşlukta bildiğimi dinlendirmeye çalışıyorum. Ne kadar yorgun olursam olayım yüzümde makyaj varken asla uyuyamam. Ayda 1 kez dermatoloğuma gidip cilt bakımı yaptırmaya özen gösteriyorum.
Kişisel gelişiminle ilgili ne yapmak seni mutlu ediyor?
Kişisel gelişimi tek bir anla veya kişisel gelişimin kendisiyle sınırlamamak 🙂 Kişisel olarak gelişmenin yolu diğer insanları anlamak yolunda attığın adımlardan da geçiyor bence.
Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran şey ne?
Leyla’nın Kardeşleri. İzlediğim andan beri etkisinden çıkamıyorum. Umarım bir gün öyle bir hikayeyi o şekilde anlatacak bir işin içinde olurum. Son birkaç haftadır İran sinemasına ayırıyorum setten kalan zamanımı. Sade ve duru ama sert ve gerçekçi anlatımları bana heyecan verici geliyor.
Son dönemlerde kurduğun hayaller genellikle ne ile ilgili oluyor?
Ben genel olarak hayalperest biriyim 🙂 Daha çok seyahat etmek sanırım bu tempodayken bu aralar en çok kurduğum hayal.