İrem Helvacıoğlu: Gerçekçi Hayaller


İrem Helvacıoğlu, tanınmış biri olmaktan şikayetçi değil; tam tersine, bunu iyilik yönünde kullanmayı sevenlerden. Dinamik ve sürprizli bir hayat tarzına ve yapaylıktan uzak bir güzellik anlayışına sahip olan oyuncuyla, hayatta ona heyecan veren şeyleri konuştuk.
Röportaj Gülay Özdemir Fotoğraflar Serhat Hayri Videografi Numan Alkan Moda Direktörü Çağla Küçükdereli Styling Gio Devdariani Saç ve Makyaj Ramadan Bozacı Prodüksiyon Mine Gündüz
Oyunculuk kariyerin nasıl başladı, biraz anlatır mısın?
Ankara’da Konservatuvarı bitirdikten sonra bir rol için deneme çekimi vermemi istediler. O iş olmadı ama İstanbul’a gelince “Muhteşem Yüzyıl”dan teklif geldi; arkasından “Güneşin Kızları” dizisi de tanınmamı sağladı ve böylece bugüne kadar geldik.
Televizyon dünyasıyla tanışmana ve oyunculuk kararı almana kim neden oldu?
Aslında çok erken yaşta ne olacağıma karar vermiştim; yani başka bir mesleği hiç düşünmedim. 7–8 yaşlarında başladı taklit ve oyunculuk. Evdeki büyükleri bir araya toplar “bakın şimdi size ne yapıcam” diyerek parodiler oynardım. Belki onların alkışı bana daha çok motivasyon olmuştur.
Muhteşem Yüzyıl, Kurtlar Vadisi Pusu, Güneşin Kızları, Sen Anlat Karadeniz gibi ses getiren dizilerde rol aldın. Son olarak da “Seni Çok Bekledim” dizisindeki performansını izledik. Bu projeler arasında en çok keyif aldığın karakter ve seni en heyecanlandıran proje hangisiydi?
Tabii hepsi çok özel ama “Nefes” benim için çok kıymetli; çok şey deneyimledim. Üstümde çok büyük baskı vardı; gerçek gibi görünmesiyle alakalı. Çok zorlandım ama çok şey kazandım.
Bugünlerde ekranlara veda eden “Seni Çok Bekledim” dizisinde Ayliz karakterini canlandırdın. Karakter olarak benzeyen yönlerin var mı?
Ayliz aslında bana çok uzak bir karakter. Ben çok enerjik, neşeli ve hiperaktifimdir ama mantıksal olması benimle benziyor.
Ayliz aşkının peşinden giden bir karakter. İrem aşkının mı peşinden gider, hayallerinin mi?
Aşk aslında daha masalsı bir şey sanki; hayaller ise daha hayata dair. Ben genel olarak daha realist bir insanım. Aşkın peşinden giderek hayallerimi bir kenara atamam.
Oyuncu olarak hayalini kurduğun, içinde olmayı çok istediğin bir proje ya da birlikte rol almak istediğin bir isim var mı?
Hollywood’dan Cate Blanchett‘i çok beğeniyorum; birlikte oynamayı çok isterdim. Haluk Bilginer, Şener Şen ve Demet Evgar’ı da çok seviyorum. Umarım bir gün çalışma fırsatım olur.
Kendini ekranda en beğendiğin; “işte bu nefis olmuş” dediğin an hangisiydi? Bir sahne geliyor mu aklına?
“Sen Anlat Karadeniz”de Tahir Nefes ve Yiğit’in Gürcistana gitmek için gemide vedalaştığı sahne. Ekibin de çok gözyaşı dökerek çektiği bir sahne olmuştu; unutamıyorum.
Tanınmış bir kişi olmanın sana kattığı en güzel şey nedir?
Tanınmışlık doğru kullanıldığında çok da korkulup şikayet edilecek bir şey değil aslında. İnsanlar yolda durdurup bazen çok yapıcı eleştiriler de yapıyorlar ve aklıma yatarsa kendimi bu konuda geliştirmeyi seviyorum ama sosyal medya üzerinden yapılan bazı eleştirileri bu konunun dışında tutuyorum. Tanınmışlığın en önemli değeri de çok sayıdaki takipçiye sosyal medya üzerinden bir cümleyle ulaşabilmek, bir fark yaratabilmek, birilerinin hayatına dokunabilmek. Yardım edeceğim insanların seslerini de milyonlara, hem de dünyaya duyurabiliyorum. Ünlü olmaktaki en büyük motivasyonun bu sanırım. Bir de dünyanın öbür ucundaki bir kişinin sizi izliyor, seviyor olması da ayrı bir haz.
Gelecekte kendinle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun? Kendini daha ileriye taşımak için neler yapıyorsun? Hayal kırıklığı yaşadığımı fark ettim; bu sebeple çok hayal kurmadan önüme gelen gerçekler üzerinden hayata devam etmek daha az kalp kırıyor. Sanırım yaşlanınca daha ütopik hayaller kuran biri olacağım.
Modayla aran nasıl? Gardırobunun olmazsa olmaz beş parçası neler?
Moda ile aram kendimi iyi hisettiğim ana kadar çok iyi, iyi hissetmiyorsam moda orada benim için bitiyor. Olmazsa olmazlarım: öncelikle gözlük, sonra spor ayakkabı, t‑shirt ve sırt çantası.
Bir stil danışmanıyla çalışıyor musun? Kıyafet seçimi yaparken en çok neye dikkat ediyorsun?
Hayır stil danışmanım yok. Zaten çok yoğun bir tempoda olduğum için buna hiç vakit ayırmadım. Ama artık aklımda birkaç isim var çalışmak için. Benim için rahatlık hep ön planda. Rahat hissetttiğimde güzel hissediyorum.
Neredeyse oynadığın sinema filmlerinin tamamında “aşk” var. Sen aşkı nasıl tanımlarsın?
Dediğim gibi, aşk masallarda yaşanan ve hep
mutlu sonla bittiği öğretilmiş bir duygu. Gerçek hayata geldigimizde aşk, ilişkide uyumlu olmak, gerçek arkadaş olmak, büyük sevgi ve saygıyla yer değiştiriyor.
İlişkinin kariyerine bir motivasyon kaynağı olduğunu söyleyebilir misin?
İlişkim ve işim birbirinden çok ayrı yerlerde. Neredeyse hiç birbirine karıştırmıyoruz; ilişkimde işimle ilgili hiç konuşmuyorum.
“Moda ile aram kendimi iyi hissettiğim ana kadar çok iyi, iyi hissetmiyorsam moda orada benim için bitiyor. Olmazsa olmazlarım: öncelikle gözlük, sonra spor ayakkabı, t‑shirt ve sırt çantası.”
Nasıl rutinlerin var? Hayatın akışı içinde mutlaka yaptığın ya da uzak durduğun şeyler var mı?
Rutinler benim için çok sıkıcıdır; daha dinamik, daha sürprizli bir hayat akışı bana göre. Mutlaka arkadaşlarımla bir araya gelmek, onlarla işimden uzak, hayata dair sohbetler yapmak, bol bol gülmek benim olmazsa olmazım. Uzak durduğum şey ise bana negatif gelen insanlar.
Hayattaki en büyük ilham kaynakların, seni motive eden şeyler neler?
Yaptıgım işin seyirciden karşılığını alması, ekibin keyif alarak çalıştığını görmek, yönetmenimin yüzündeki ifade beni en çok motive eden şeyler.
Peki ya güzellik anlayışın nasıl?
Kalıplaşmış ve dayatılan güzellik kavramına karşıyım. İçten bir gülümseme ile kendini rahat hissettiğin her haliyle güzeldir insan. “Kaşların kalın, dudakların dolgun, bacakların ince olacak…” Bu dayatmalar ile iyi hissetmiyorsan, zaten güzel olamazsın. İçten olan herkes güzeldir.
Cilt bakım rutinin var mı? En sevdiğin güzellik ürünleri hangileri?
Doğal şeyler kullanmayı seviyorum; mesela gül suyuyla cildimi temizlemek ve sonrasında yine doğal yağlarla nemlendirmek gibi. Yapaylıktan olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum ve tabii mutlaka güneş koruyucusu.
Son zamanlarda seni en çok heyecanlandıran şey ne oldu?
Aslında pandemi sebebi ile sanatsal aktivitelere katılma şansımız olmadı ama geçen yıl çektiğimiz “Eflatun” isimli sinema filminin festivallere katıldığını ve gerek film, gerekse kendi performansım hakkında duyduğum olumlu eleştirilere gerçekten çok heyecan duydum.
“Hollywood’dan Cate Blanchett‘i çok beğeniyorum; birlikte oynamayı çok isterdim. Haluk Bilginer, Şener Şen ve Demet Evgar’ı da çok seviyorum. Umarım bir gün çalışma fırsatım olur.”
Yakın zamanda sırada nasıl bir proje var?
Yakında bir proje var; çok istediğim tarzda bir işten teklif aldım. Şu an ayrıntı veremiyorum tabii ki ama çok heyecanlıyım, yeni bir karaktere hayat verecek olmaktan dolayı.