İpek Alakuş: Güçlü, Özgür ve Zinde
İstanbul Üniversitesi’nde Seramik-Çini üzerine uzmanlaştıktan sonra, uzun yıllar Şişecam, Topkapı Sarayı Müze Mağazaları gibi firmalarda yöneticilik yapan, şimdilerde ise direksiyonu stil ve modaya kıran İpek Alakuş’un hayatının merkezinde bisiklet var. Onun hayali, yollarda daha çok kadın bisikletçi ile selamlaşacağı günleri görmek.
Fotoğraflar SERHAT HAYRİ Styling ÇAĞLA KÜÇÜKDERELİ Prodüksiyon MİNE GÜNDÜZ Makyaj ERDEM YILDIZ Saç CEVAHİR ÖĞÜNER Styling Asistanı YAĞMUR ERTUĞRUL
Bisiklet dışında, profesyonel iş hayatın nasıl ilerliyor?
Perakende sektöründen ayrıldığım dönem yolum, hayatıma çok daha önce giren Pelin Kaya ile bir kez daha kesişti. Bu durum benim hayatımdaki “İyi ki”lerden biridir. Kendisinin Moda ve Sosyete markasını ve davetlerini asiste ediyor, bol bol modanın içinde oluyorum. Aynı zamanda sponsorum Trek Türkiye, Garmin Türkiye ve Diyetisyen Gizem Keservuran ile de sosyal medya çalışmaları yapıyorum.
Bir yanda yoğun bir iş hayatı, diğer yanda bisiklet tutkusu. İkisini bir arada nasıl götürüyorsun? Birinin diğerinin önüne geçtiği oluyor mu?
Yaptığım tüm işler freelance olduğu için, antrenmanlarımı bu işlerimin dışındaki zamanlara göre programlıyoruz. Ama iş yoğunluğum olduğu zamanlarda antrenmanlarımı akşamları indoor gerçekleştiriyorum Birbirinden farklı olsalar da aslında birbirlerinin önüne geçmiyorlar. Tam tersine, her iki alanda da kendimi daha verimli ve mutlu hissediyoum.
BU BİR TUTKU, GÜLÜ SEVEN DİKENİNE KATLANIR
Bisiklet şu anda hayatında ne kadar alan kaplıyor, haftada kaç saat ayırıyorsun? Ve tabii ki Türkiye’de bisiklet sporu yapmak zor mu?
Hafta içleri sabah 06:00’da antrenmalarıma çıkıyorum. Hafta sonları ise daha geç saatlere sarkabiliyor. Haftada 10–12 saat aktif antrenman yapıyorum. Bu sporu yapmanın en zor tarafı ne yazık ki İstanbul trafiği ve bilinçsiz sürücüler. Çok fazla kaza, yaralanma ve ölümle sonuçlanabiliyor. Ayrıca kadın bisikletçi olmak da zor. Trafiğin içinde yer aldığınızdan sözlü tacizler olabiliyor. Ama bu bir tutku, gülü seven dikenine katlanabilir.
Modayla aran nasıl, kendine en son ne aldın? Türkiye’de ve dünyada stilini beğendiğin isimler kimler?
Moda harika bir dünya. Pelin Kaya sayesinde o kapının ardını görebilmiş oldum. Fakat kendim için modanın peşinde olan biri değilim. Bir çizgim var, her yerde bana göz kırpan parçalar ve asla satın almayacaklarım… En son kendime puantiyeli uzun bir elbise ve beyaz sneaker ayakkabı aldım. Türkiye’de Yasemin Özilhan ve Serenay Sarıkaya’nın, dünyada ise Zendaya ve biker tayt tutkusundan dolayı Bella Hadid’in tarzını beğeniyorum.
Merak ediyorum, spor kıyafetlerini nereden alıyorsun? Beğendiğin spor markaları ya da tasarımcıları kimler?
Bisiklet kıyafetlerimi alırken tamamen bu alanda ihtisaslaşmış markaları tercih ediyorum. Bontrager ve Santini en çok tercih ettiklerim. Stretching ve koşuda ise Under Armour oldukça konforlu ve şık. Stella McCartney ise spor giyim tasarımı konusunda oldukça sıra dışı.
Gelecek planlarından bahseder misin?
Moda her daim kendini yenileyen bir sektör. Ve uzun yıllar Pelin Kaya ile içinde olmayı, araştırmayı tercih edeceğim. Sporda ise yaşlılığımda da kendimi bisiklet üstünde görüyorum. Yaş aldığım süreçte de yolumda daha çok kadın bisikletçiyle selamlaşmak için çalışmalar yapma hedefim var. Kadınları güçlü yapan şey özgürlük, zihinsel ve fiziksel zindelik. Ve biz kadınlara bisiklet çok yakışıyor!