Furkan Palalı: Disiplinli ve Özgüvenli
Son olarak “Bir Zamanlar Çukurova” dizisinde Fikret rolüyle izlediğimiz Furkan Palalı, iyi bir oyuncu olmanın etkili bir hazırlık, disiplin ve adanmışlıktan geçtiğine inanıyor. 2011’de Best Model of The World yarışmasında elde ettiği birincilik ile dikkatleri üzerine çeken Palalı ile oyunculuk geçmişini, ilişkilere bakışını, stilini ve hakkında tüm merak edilenleri konuştuk.
Öncelikle eğitim geçmişinden bahsedebilir misin, oyunculuk dünyasına adım atmaya nasıl karar verdin?
Ankara Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü mezunuyum; yüksek lisansımı da Marmara Üniversitesi Radyo ve Televizyon Bölümünde yaptım. Oyunculuk hayatım, 2010 senesinde İstanbul’a ilk geldiğim zamanlarda rahmetli hocam Tuncay Özinel’in tiyatro oyunu seçmeleri ile başladı. Mustafa Kemal Atatürk’ü konu alan bir belgesel oyunuydu. Seçmeleri kazandım ve bu oyun ilk profesyonel oyunculuk deneyimim oldu.
2011 yılında Best Model of Turkey yarışmasında birinci oldun; ardından Best Model of The World yarışmasında da birinci seçildin. Bu süreçler nasıl hissettirdi, biraz bahseder misin?
Best Model of Turkey olarak diğer ülkelerin best modelleriyle yarıştım ve birinci oldum. Birçok jönün de çıkış noktasıdır burası. Modelliğin kendine göre zorlukları var. İnanılmaz disiplin isteyen bir yaşam tarzı var. Sürekli spor yapmanız ve yemenize içmenize özen göstermeniz gereken çok disiplinli bir süreç. O dönemdeki disiplin, şu anki oyunculuk kariyerimde de aynı şekilde devam ediyor.
Seni son olarak “Bir Zamanlar Çukurova” dizisinde Fikret rolüyle izledik. Fikret nasıl bir karakter, bu role nasıl hazırlandın?
Katmanlı karakterleri seviyorum. Fikret bir taraftan çok centilmen ama bir yandan da haksızlığa uğradığında gözü kara biri. Bu da karakteri benim açımdan lezzetlendiriyor. Role hazırlanmak için pandemi dönemi aslında benim açımdan fırsat oldu. Çünkü evde kapanma sürecinde olduğumuz için diziyi baştan sona izleme fırsatı buldum.
Bugüne dek rol aldığın dizilerde kendine en yakın veya en uzak gördüğün karakterler hangileriydi?
Hepsindeki heyecanım ayrı ama bana en benzer olan “Benim Tatlı Yalanım” dizisinde oynadığım Nejat karakteriydi.
Bir oyuncu olarak sence internet dizilerini mi yoksa TV dizilerini mi izlemek daha keyifli? Bir internet dizisinde rol almak ister misin?
Aynı senaristin elinden çıkan ve 140 dakikada anlatılan hikayenin 40 dakikada anlatılmasının işin dinamizmini, ritmini yükselteceğini düşünüyorum. Karakterin ne yapacağı ile ilgili kronolojik sıralamaya, hikaye örgüsüne hakim olmak müthiş bir avantaj.
Yakışıklılığın oyunculuktaki önemine inanıyor musun?
Senaryo okurken kendimi sonuna kadar adayıp adamayacağımı irdelerim. İş yapmış olmak için yapmam. Projeyle bağ kurabildiysem de o işin ana aksında olmayı, sorumluluk almayı seviyorum. Hem ruhen hem de fiziksel olarak hazır olmak durumundayım. O yüzden de kendime bakmak zorundayım.
İlişkilerinde en önem verdiğin noktalar hangileri ? Karşı cinste en çok nelere dikkat edersin?
Herkes hayatındaki partnerinin fiziksel olarak kendine hitap etmesini ve kalp güzelliğini ister zaten. Bakımlı olmalı; buna ek olarak beraberken eğlenebilmeliyiz. Ben çok sakin ilerleyen ilişkilerin adamı değilim. Bazen saatlerce gülmek, bazen beraber susabilmek isterim. Kariyerime desteği de çok önemli; o yüzden özgüveni çok yüksek olmalı.
Neredeyse oynadığın sinema filmlerinin tamamında “aşk” var. Sen aşkı nasıl tanımlarsın?
Aklın mağlubiyeti 🙂
Set olmadığı günlerde dinlenmek ve kendini resetlemek adına neler yapıyorsun? Asla sıkılmadığın aktiviteler neler?
Spor müthiş bir terapi, sporun her türlüsü… Fitness, ayak tenisi, basketbol, playstation oynamak ve bol bol film izlemek. Ailemle ve yakın arkadaşlarımla geçireceğim birkaç saat bütün stresimi alıyor.
“No 309” ve “Benim Tatlı Yalanım” gibi sevilen dizilerde rol aldın. Unutamadığın set ortamı hangisiydi?
İkisi de çok uzun sürdü. Çok huzurlu çalıştım 🙂
Sence başarılı bir oyuncu olmanın sırları neler? Bu alanda örnek aldığın isimler var mı?
İyi bir hazırlık, sonrasında disiplin ve adanmışlık diyebilirim. Örnek aldığım isimler de Şener Şen ve Haluk Bilginer.
Şu anki stilini nasıl tanımlarsın? Gardırobunda vazgeçemediğin parçalar var mı?
Önemli bir görüşmem olmadığı sürece eşofman ve oversize üst tercih ediyorum. Bir resepsiyon varsa, olabildiğim kadar şık halimle giderim. Gardırobumdaki tshirt, sweatshirt ve montların neredeyse tamamı oversize; jean’lerde ve eşofmanlarda ise daha skinny modelleri tercih ediyorum.
Spor oldukça hayatının merkezinde. Nasıl bir fitness rutinin var?
Spor deyince mutluluk hormonu salgıladığımı sonuna kadar hissediyorum diyebilirim. Harika bir terapi. Sağlıklı beslenmediğim zaman moralim bozuluyor.
Defalarca izlediğin halde bıkmadığın filmler ve elinden düşüremediğin kitaplar var mı?
Film olarak “Godfather”, “Esaretin Bedeli” , “Yeşil Yol”. Kitap olarak da Haruki Marukami’nin “Kadınsız Erkekler” romanı.
Birinin hayat hikayesini oynama fırsatın olsaydı bu kim olurdu? Asla canlandıramayacağını düşündüğün bir karakter var mı?
Atatürk’ü canlandırmak isterdim. Oldukça zor ve eleştirilmeye son derece müsait. Sorumluluğu çok ağır. Yanlış anlaşılmaktan ve sakil durmasından çok korkarım. Aylarca hazırlanmak isterim.
Sırada ne var? Gelecekle ilgili en büyük planların neler?
Sırada ne var bilmiyorum 🙂 Çalışmaya devam.