“Emily In Paris” Dizisinden En İyi 10 Görünüm


Paris, moda, arkadaşlık, lüks ve aşk temaları etrafında şekillenen “Emily in Paris” dizisinin yeni bağımlılıklarımızdan biri olduğu bir gerçek! Parizyen stiline Amerikan dokunuşları katan Emily Cooper’ın en iyi görünümlerini sizler için mercek altına aldık.
Şikagolu pazarlama yöneticisi Emily Cooper’ın (Lily Collins), patronunun beklenmedik bir şekilde hamile kalması sonucu Paris’e hayalindeki iş için bir yıllığına gitmesi etrafında şekillenen “Emily in Paris” dizisi; “Gossip Girl”, “Sex and The City” ve “The Devil Wears Prada” müptelalarının kalp atışlarını hızlandırmayı başardı. Çalıştığı şirketin, lüks ürünler pazarlayan Fransız pazarlama şirketi Savoir’ı satın alması sonucu hayatındaki dengeler tamamen değişen Emily, şirketin sosyal medya stratejisini yenilemek için yola çıksa da aşkın ve modanın şehri Paris’te eğlenceli arkadaşlıklardan aşk üçgenlerine ve elbette leziz yemeklere kadar pek çok renkli serüvene atıldı.
Netflix’e gelir gelmez her biri yaklaşık 25 dakikadan oluşan 10 bölümünü ardı ardına izlemekten kendimizi alıkoyamadığımız ve bitmesini hiç istemediğimiz dizi, Sen Nehri’nden Eyfel Kulesi’ne Paris’in eşsiz manzaralarını bizlerle buluştururken; romantik komedileri de ne kadar özlediğimizi hatırlattı. “Seksi şef” Gabriel (Lucas Bravo) ile inişli çıkışlı ilişkisinden, kendini bir anda aşk çıkmazında bulduğu anlara, sempatik ve eğlenceli kız arkadaşlarıyla olan sıkı bağından mobbing’ci patronu Sylvie’ye (Philippine Leroy-Beaulieu) rağmen kaybetmediği iş aşkına kadar Emily’i kendimizle –ve hatta zaman zaman izlediğimiz diğer romantik komedi film karakterleriyle- özdeşleştirdik. Emily’nin iş hayatında öğrendiklerini kendi özel hayatında da uygulaması ve pazarlama konusundaki becerilerini kendi sosyal medya hesabına yansıtarak bir influencer’a dönüşmesi belleklerimize kazındı. Leziz bir kruvasandan bir ısırık alarak paylaştığı kareden, çiçekçide rastladığı Camille sayesinde en güzellerini aldığı güllerle çektiği selfie’ye kadar, Instagram fotoğrafları Emily’e çok kısa bir süre içinde binlerce takipçi ve beğeni getirdi.
Hayranlıkla izlediğimiz “Sex and The City”nin de yaratıcısı olan Darren Star’ın son projesi olan “Emily in Paris”in kostüm danışmanlığını “The Devil Wears Prada”da harikalar yaratan Patricia Field üstlenmiş. Emily’i sezon boyunca sadece Chanel, Ganni, Christian Siriano, Vivienne Westwood gibi yüksek moda markalarının iddialı tasarımlarını giymekle kalmadı; Hood by Air’den, Off-White’a kadar uzanan Z kuşağı dostu markaların kıyafetleriyle de arz‑ı endam etti. Şimdi Emily’nin en ikonik görünümlerini keşfetmeye hazır mısınız?
Paris’te ilk gün
Emily’nin muhtemelen dizi boyunca giydiği en sade kıyafet, bu ekose gömleğiydi. Paris manzarasına karşı selfie çekerken gördüğümüz Emily’nin vintage kamera şeklindeki telefon kılıfını da çok sevdik.
Bucket şapka tutkusu
Emily’nin stil imzaları arasında, geçtiğimiz sezonda birçok influencer’da gördüğümüz bucket şapkalar da vardı. Bir kozmetik markasının influencer etkinliğine davet edildiğinde pastel yeşili Chanel paltosunu, ekose bir bucket şapka ve lime rengi Staud bucket çanta ile eşleştirmişti.
Ekose şıklığı
Kırmızı bere ile Parizyen şıklığı yakalayan Emily’nin ekose ve kareli desenlere karşı büyük bir tutkusu vardı. Dizide kendisini, Chanel’in incilerle süslenmiş zincir askılı çantasıyla buluşturduğu Veronica Beard imzalı oldukça şık bir takım ile gördük.
Sarının dinamik etkisi
Mindy’nin Emily’e oldukça “Amerikan göründüğünü” söylediği bu kombinde, bluz ve etek Ganni tasarımıydı. Sarının domine ettiği bu görünüme eşlik eden çanta Field markaydı; diziden sonra hepsinin satıldığını öğrendiğimiz kemer ise Rag & Bone imzasını taşıyordu.
Çiçekli Off-White görünümü
Dizinin son bölümündeki Pierre Cadault defilesinde, Emily’e çiçek desenli Off-White puffer mont ve floral mini elbisesiyle rastladık. Her ne kadar Off-White için şaşırtıcı derecede fazla çiçekli bir tasarım olduğu düşünsek de, bu seçimin kasıtlı olduğunu hissediyoruz. Emily’nin eğlenceli ve umutlu yönünün Off-White’ın keskinliğiyle mükemmel bileşimin sunan bu görünüm, Z kuşağı ruhunu yansıtıyordu. Viktor & Rolf’un “mesaj” kaygılı couture tasarımlarının yenilikçi bir defile ile karşımıza çıkması da dizinin zamanın ruhunu yakalayabildiğini gözler önüne seriyordu.
Canlı renklerin ve desenlerin gücü
Emily, dizinin yedinci bölümünde Pierre Cadault ofisine Chanel işlemeli ceketi, Versace barok desenli pilili ipek eteği ve Marc Jacobs Jelly Snapshot Camera çantasıyla geldi. Böylelikle canlı renkler ve desenlerle arasının iyi olduğunu kanıtladı.
Hafta sonu ziyareti
Camille’in ailesini ziyarete gittiğinde konfor dozu yüksek bir görünümle karşımızdaydı. Rengarenk Essentiel Antwerp “Tahini” kazağı ve Christian Louboutin marka “Soval” ayakkabılarıyla oldukça şık görünüyordu.
Tül elbise ile iddialı duruş
Emily, “Sex and the City” finalindeki Carrie Bradshaw’a saygı duruşunda bulunarak, dizinin başlarında bir iş etkinliğine katılırken siyah bir tül elbise giydi. Bu elbisesini Christian Louboutin sandaletler ve ilginç bir vintage çanta ile eşleştirdi.
Audrey Hepburn’e saygı duruşu
“Kuğu Gölü” balesine katılırken tercihini omuzlarını açıkta bırakan Christian Siriano elbise, Rosantica “Kingham” çanta ve Cosmoparis’in işlemeli topuklu ayakkabılarından yana kullanarak, Audrey Hepburn’ün “Funny Face” filmindeki görünümüne ve “Gossip Girl” deki Blair Waldorf’a adeta saygı duruşunda bulundu.