Polen: “Kendimizi Yeniden Keşfedeceğimiz Yolculuğa Çıkacağız”
Mehmet Mutlu ve Zeki Alper’in oluşturduğu Polen grubu, son şarkısı Yangın Var ile müzikseverlerin karşısına çıktı. Grubun geçmişini, gelecek planlarını ve yeni şarkılarını anlatan Zeki Alper, “Yangın Var yapılan bir işin ya da eylemin içeriğinden ve niteliğinden bağımsız ne kadar alıcısı olduğuyla değer ve karşılık görmesini eleştiren bir şarkıdır” diyor.
Grup, gelecekte kendilerini yeniden keşfedecekleri bir yolculuğa çıkacaklarını sözlerine ekliyor.
Polen grubunun hikayesi ne zaman başladı? Kendinizden bahseder misiniz? Bir araya gelme süreciniz nasıl oldu?
Polen olarak ilk görünürlüğümüz resmi anlamda 2019 yılının Ağustos ayında dijital platformlarda paylaştığımız “Benden Önce” parçamızla oldu. Ordu’da 2013 yaz ayında tanıştık fakat aynı yıl Mehmet’in de İstanbul’a gelmesiyle beraber farklı tarzlarda üretmeye ve sahnede bunları çalmaya başladık. Sonrasında 3–4 senenin ardından bir süre bekleyip etrafımızdaki insanlardan izole olduktan sonra ikimiz ne istediğimizi keşfetmeye koyulduk ve yayınladığımız parçaları ürettik.
Grup olarak sound’ı nasıl belirlediniz? Hangi sound’lar sizin için ön planda?
Sound’umuzu dinlediğimiz, dinlemekten keyif aldığımız tarzlara ve şarkılara göre belirledik. Bizim için şu anda görünen 2 tarz ön plana çıkıyor. Bunlardan birincisi daha dingin lo fi, R&B tarafımız bir diğeri ise nufunk, nudisco tarzları diyebiliriz.
Polen’in etkilendiği, feyz aldığı grup ya da müzisyenler var mı?
Tabi birçok müzisyen ve gruptan etkilendiğimizi söyleyebiliriz. Burada tek bir isim veremeyiz ama örnek olarak Mac Ayres , Mxxwll, Aaron Taylor diğer taraftan Chromeo, Bruno Mars gibi isimler bunlardan sadece birkaçı.
Yangın Var teklisinin hazırlanış sürecini anlatır mısınız?
Yangın Var genel taslak haliyle geçen yıl yaz ayında hazırlanmış bir şarkıydı. Şubat aylarında daha lo fi ve R&B tarzlarda, hikayesi olan bir EP hazırladığımız için bu şarkının takvimini yaz ayına saklamak istedik. Geçtiğimiz bir iki ay öncesinde detaylarını, trafiğini ve sözlerini tamamlayıp Haziran ayında yayınladık.
Yangın Var’da insan ilişkilerini konu aldığınızı söylüyorsunuz. İnsan ilişkileri içerisinde sizin anlatmak istediğiniz temel dertler, meseleler özetle nedir?
Yangın Var, yapılan bir işin ya da eylemin içeriğinden ve niteliğinden bağımsız ne kadar alıcısı olduğuyla değer ve karşılık görmesini eleştiren bir şarkıdır. Bu mekanizmada bunu takmadan varolabilmenin yollarının arandığı bir hikayedir.
Polen’deki grup dinamiği nasıl işliyor? Fikir alışverişinde nasıl bir iletişim yürüyor aranızda?
Eskiden ben bir şeyler hazırlayıp Mehmet’e sunuyordum artık beraber projeyi oluştururken hikayesini de beraber düşünerek bütüncül bir şekilde her sürecinde beraber ilerliyoruz.
Şarkılarınız dijital platformlarda yayınlanıyor. Basılı bir albüm yapma fikriniz var mı? Dijitalin avantajları nedir sizin için?
Aslında tam bir geçiş dönemindeyiz ya da iyice geçtik dijital dünyaya ama dijital ortamın prensipleri ve çalışma mekanizmasını da her seferinde yeni deneyimlerle anlamaya çalışıyoruz diyebiliriz. Avantajları bağımsız bir şekilde varolabilmek demeyi de çok isterdik fakat tekelleşme maalesef bunun önünde büyük bir engel.
İki genç müzisyen olarak, içinde bulunduğunuz dönemin Türkiye özelindeki müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye özelinde yapılan beğendiğimiz tonla iş var. Sadece alternatif dediğimiz şey, neyin alternatifi onu tam anlayamadık bir türlü ve alternatif olan şeylerin de birbiriyle bu kadar benzer olma durumu, tek tip sound’lar ve akımlar birazcık motivasyon açısından düşürücü bir durum.
Pandemi sizin için müzikal açıdan nasıl geçti? Dünyayı etkileyen bu dönem sizin müziğinize nasıl etki edecek?
Pandemi bizim kendimizle yüzleştiğimiz müzikal ve müzik dışında epey yoğun bir süreçti. Ama bu süreçten avantajlı ayrıldığımızı, kendimizi daha iyi tanıdığımızı ve birçok üretim yaptığımızı söyleyebiliriz.
Müzisyenlerin çok zor günler geçirdiği bir dönemden geçtik. Dinleyiciler konserleri de özledi. Siz sahneyi özlediniz mi? Konserlerle ilgili duygu durumunuz nedir?
Aslında bizim için durum şöyle oldu; pandemi öncesinde iki tane konser verdik ve bu konserlerde sevdiğimiz şeyleri de cover’ladık. Polen için sahnede olmak özlemek yerine daha çok merak uyandırıcı bir eylem. Henüz yeni bir grup sayılabiliriz bu konuda. Geçmişte farklı farklı sahne deneyimlerimiz oldu ama artık kendi şarkılarımızla sahneyi doldurabilecek noktaya geldik ve sahne almayı istiyoruz. Şarkılarımızın sahne dinamiğinde nasıl tepki oluşturacağını çok merak ediyoruz. Konserler, evde masa başında çalıştığımız şeyin canlı kanlı vücut bulma anı olduğundan heyecanlı bir aktivite olacaktır bizim için.
Önümüzdeki dönemde planladığınız çalışmaları anlatabilir misiniz?
Önümüzdeki ilk hedefimiz geçtiğimiz yaz hazırladığımız nudisco, nufunk tarzlarındaki parçalarımızı içeren bir albümü içimize sinecek şekilde tamamlamak. Bunları konserlerde insanlarla buluşturmaya çalışacağız. Sonrasında da yeni şeyler denemeye belki de kendimizi yeniden keşfedeceğimiz bir yolculuğa çıkacağımızı düşünüyoruz.