Hayallerini ertelemeyen güzel mücevher tasarımcısı: Batya Kebudi
Bilgi üniversitesi Psikoloji bölümünü bitirdikten sonra Basın Enstitüsü tarafından bir burs kazanarak, gazetecilik eğitiminin ardından basında çalışmaya başlıyor Batya. Aksesuarlara olan merak ve tutkusunun bir gün kariyerini değiştireceğini, bir gün tasarım yapmaya yönelteceğini hissediyordu elbette. Tüm markaların koleksiyonlarını yakından takip etmekle kalmayıp çalıştığı moda dergisine her ay farklı mücevher konuları hazırlar ve tasarımcılarla röportajlar yaparken kendi markası için aksesuar tasarımları yapmaya başlarken bulmuştur kendini.
Tasarım yapma fikrini uzun zaman ertelese de çok severek çalıştığı moda dergisi kapanınca işler değişir. Arkadaşları ve yurt dışı seyahatleri sırasında kendi için tasarladığı takıların hep çok beğenilmesi, görenlerin nereden aldığımı sorup ve kendileri için de tasarlamasını istemesi karşısında kendi markasını kurmanın vaktinin geldiğini düşünen tasarımcı ilk koleksiyonunu oluşturuyor ve gördüğü ilgi sonrasında onun ‘altın serüven’i başlıyor.
Madam Figaro dergisinde uzun yıllar editör olarak çalıştıktan sonra dergiciliğe veda ederek takı tasarlamaya başladın. İki şeyi merak ediyorum; ilki kariyerine neden editör olarak devam etmedin, ikincisi tasarımcılık hayal ettiğin meslek miydi?
Aksesuara olan merakımın bir gün beni tasarım yapmaya yönelteceğini biliyordum. Her zaman, bir kıyafeti tamamlayan en önemli detayın aksesuar olduğunu düşünürüm. Bu nedenle de bir çok aksesuarım var. Özellikle çıktığım seyahatlerde bir mağazaya girdiğimde zamanın çoğunu mücevherlerin olduğu bölümde geçiririm. Tüm markaların koleksiyonlarını yakından takip ederim. Bu merakım zamanla işimi de etkilemeye başladı. Yıllarca çalıştığım moda dergisinde her ay farklı mücevher konuları hazırladım ve tasarımcılarla röportajlar yaptım. Hep bir gün “Bende, bende!” dedim. Bu arada kendim için aksesuar tasarımları yapmaya başlamıştım bile… Tam da bu sıralarda, mesleğinde yıllarını geçirmiş ama artık emekli olmuş yaşlı bir mücevher ustasıyla tanıştım ve ona kendim için yüzükler yaptırdım. Her türlü nazımın geçtiği, beni torunu gibi görmeye başlayan bu usta, bendeki enerjiyi herkesten önce fark edip “Batya, artık bunlardan birer tane değil de biner tane yapsak” diyordu. Bu arada arkadaşlarım da yaptıklarımı çok beğeniyor, kendileri için de takı tasarlamamı istiyorlardı. Ben bu fikri nedense hep erteledim. Ta ki çok severek çalıştığım derginin kapanmasına kadar. Derginin kapanmasının ardından bir süre seyahat ettim.
Yurt dışında da tanıştığım herkes bana takılarımı nereden aldığımı soruyordu. Kendi tasarımlarım olduğunu öğrendiklerinde onlar için de yapmamı istediler. İstanbul’a dönünce hep ertelediğim takı tasarımı için artık hazır olduğumu hissettim ve bu kararla hayatımda yepyeni bir kapı açıldı. Ustama gittim ve “Artık hazırım, koleksiyonumu çizdim.” dedim. Koleksiyonumun ilk tasarımları o kadar ilgi gördü ki devam etmeye karar verdim. İşte bu “altın serüven” böyle başladı. Çevremdeki insanlar hep ışıltılı göründüğümü söylerler. Bu aslında altının bana verdiği ışığın rengidir, parıltısı hep göze çarpar. Şimdi, bu çok sevdiğim mücevher, işimin de anahtar kelimesi oldu. Bunun benim için çok güzel bir şans olduğuna inanıyorum. Tasarımlarımı bu düşünceyle hazırladığım için de takılarımın, onları takan herkese şans getireceklerini düşünüyorum. Ve hep de öyle oldu. Yıllar içinde çok güzel dostluklar hayaller ve anılar biriktirdim. Hayatlarında büyük şans kattıklarına inanan herkesle bu yolda yürümeye devam ederken markama bir yenilik katmaya karar verdiğimi fark ettim. Hayalim bir kadını baştan sona giydirmek ve onun her zaman şık ve asil olduğunu görmekti.
Önce dergici sonra mücevher tasarımcısı şimdiyse yepyeni kreatif başka bir dünyaya doğru büyük bir adım daha atın. Kadın koleksiyonunu hazırlamaya nasıl karar verdin, hikayesini anlatır mısın?
Markama yepyeni bir koleksiyon eklemek istiyordum. Kendi stilimden yola çıkarak zamansız elbiseler tasarladım. Bu elbiseler adeta sihirli! Neden mi? Çünkü bu elbiseler sizi hem şık gösteriyor hem de ufak aksesuar değişimleriyle her ortama uyuyor. Bu elbiseleri sandaletle bir yaz akşamında giyebilirsiniz veya bir stiletto’yla bir bahar akşamında bir davete katılabilirsiniz. Aslında yapmak istediğim içinizdeki yaratıcılığı ortaya çıkarıp sizi de bu serüvene davet etmek. Özgür, kendine güvenen ve zarif kadınların ilk tercihi olan bu elbiseler üstelik bedeninizle çok uyumlu, sizi oldukça zayıf göstermek için tasarlandı.
Batya Kebudi kadını nasıl biri? Tasarımlarını oluştururken zihninin köşesinde nasıl bir kadın canlanıyor?
Sade, zarif ve şık. Her zaman asil. Duruşu ve tavrı olan kadın. Yıllara meydan okuyacak kadar güzel ve alımlı. Uzun yıllar aynı kıyafeti farklı şekilde kombinleyerek stil sahibi yaşam sürdürecek kadar cesur bir kadın. Aşkını yaşayan, özgürlüğünü yaşayan, hayallerini gerçekleştiren bir kadın…
Ben hayalimdeki kadını yaratıyorum. Onu giydiriyorum. Onu herkesle buluşturmak istiyorum. Herkesin kendiyle barışık olması ilk şart. Bence vücudunuzu doğru tanırsanız harikalar yaratabilirsiniz. Asıl öneli olan güzel yönünüzü ortaya çıkarmak ve hoşlanmadığınız yönünüzü gizlemek. Aksesuarın gücüne çok inanıyorum. Vücudunuza uygun bir elbise modeliyle, aşırıya kaçmadan size ışık katacak bir mücevherle mükemmel görünebilirsiniz.
İlham kaynakların neler? Bu güne kadarki en sevdiğin mücevher koleksiyonu hangisiydi? Yeni oluşturduğun kadın kreasyonu üzerinden örnek vererek anlatabilirsin belki…
Hayatımdaki kadınlardan ilham alıyorum. Onları gözlemliyorum. Sokaktaki kadınlar, tanıştığım herkes bana ilham verebiliyor.
Hem kıyafet hem takı her ikisini nasıl buluşturuyorsun, aynı konsept üzerinden mi oluşturuyorsun tasarımlarını?
Birbirini tamamlayan, aynı histe olan tasarımlar oluyor. Aynı stilin kadını, çarpıcı ve farklı olmayı seven. Kendi ruh haline göre giyinen ve hiç taviz vermeyen duruşu var. Bu koleksiyonlar benim hayalimde yarattığım kadın. O kadın o kıyafeti böyle bir elbiseyle giyer diyorum yada böyle bir takıyı böyle bir elbiseyle de giyerse ne güzel olur diyorum. Koleksiyonlarda renkler çeşitler bir arada…
Tasarımlarını Beymen’de bulabiliyoruz, Beymen ile iş birliği fikri nasıl doğdu? Bu iş birliği sana neler kattı?
Beymen ile bir araya geldik. Şu anda Beymen İstinye Park, Suadiye ve Kavaklıdere mağazasındayız. Birlikte olmak çok güzel, birbirimizden çok şey öğrendik. Böyle bir ailenin içinde olduğum için çok mutluyum.
Klişe gibi gelse de herkesin bir (veya daha çok) stil ikonu veya ilham perisi vardır. Seninki(ler) kim(ler)?
Brigitte Bardot, Dalida ve Catherine Denouve stilini duruşunu kıyafeti taşıyışını çok beğendiğim kadınlar.
Trend’lere sıkışmış bir dünyada yaşıyoruz. Trendleri ne kadar umursuyorsun veya çiğniyorsun?
Hem varım, hem yokum. Trendlerden etkileniyorum ama özgürce adımlar atmaktan çekinmiyorum. Bence moda özgürlük. İçimden geçeni yaşıyorum, tasarlıyorum. Bazen hiç moda olmasa da benim için çok ‘in’ olabiliyor. Çekinmeden bunu yaşıyorum, giyiyorum, tasarlıyorum. Bu konuda biraz ‘havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız güzel olsun anlayışım var’ Sizi mutlu eden şey güzeldir, Stilden ve klasikten vazgeçmeyen bir yapım var.
Moda dünyasında sosyal medya da göz ardı edilemez bir iletişim ve trend yayma kanalı oldu. Bundan nasıl faydalanıyorsunuz? Sosyal medyada merakla takip ettiğiniz kreatif tipler (blogger, moda fotoğrafçısı, kreatif direktör, vs) var mı?
Caroline Stanbury ve Rachel Zoe en çok severek takip ettiğim iki kadın…
Türkiye’den tasarım dünyasına katkıda bulunan biri olmak nasıl bir şey?
Harika, bu şekilde görmenizden dolayı çok mutlu oldum. Hayatlara dokunabilmişsem ne mutlu bana…
“Oynamayı” sevdiğin özel malzemeler / kumaşlar / renkler / aksesuarlar var mı?
Altın vazgeçilmezim! Sihirli bir dünya adeta. Yenilikçi bir yapım var. Her an yepyeni bir malzemeyle tanışabilir ve yeni bir alanda karşınıza çıkabilirim.
MBFWI’yi takip ediyor musun? Bu yılın en sevdiğin koleksiyonlar hangileriydi?Bu sene gidemedim.
Sence tasarımcıların koleksiyonlarını tanıtabileceği yeterince mecra var mı?
Tabii ki, sosyal medya bu konuda harikalar yaratıyor. Daha çok satış noktası olmalı. Tasarımlarımızı daha çok kişiyle buluşturmalıyız.
Bu kadar popülist bir moda anlayışının içinde ‘şıklık’ anlayışın nedir? Gardırobunda şu sıralar en favori parçaların hangileri?
Omuzlarımı açık bırakan siyah elbise, stiletto ve ışıltılı parlayan küpelerim şu anda benim vazgeçilmezlerim…
Batya Kebudi’nin gizli alışveriş durakları nereler?
Eskiyle yeniyi, sporla şıkı, pahalıyla ucuzu bir arada kombinlemeyi sevdiğim için beni her an her yerden alışveriş yapabilen biriyim. H&M den harikalar yakalıyorum. Christian Louboutin ayakkabılarla aşk yaşıyorum, vazgeçilmezim!