Damla Sönmez: “Mutluluk İnsanı En Güzel Gösteren Şey”


Saygı dizisinde gösterdiği muhteşem performansın hemen arkasından şimdi de “Aziz” dizisinin Dilruba’sı olarak karşımıza çıkan Damla Sönmez ve ateşli bakışları, karakteristik ifadesi, anlamlı mimiklerinin ardında, büyük acılar yaşamış hüzünlü bir hikayenin kahramanı gibi. Kariyerinin dönüm noktasına “Bornova Bornova” filmiyle ulaşan Damla Sönmez, 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülüyle yükselen oyunculuk kariyerinin dönüm noktalarını bizlerle paylaşıyor.
Röportaj Çağla Küçükdereli Fotoğraflar Serhat Hayri Videografi Celal Emre Demir Videografi Asistanı Engin Niyazioğlu Video Edit Numan Alkan Moda Direktörü Çağla Küçükdereli Styling Büşra Işık Saç Sezgin Milik Makyaj Canan Hızlı Marka İletişimi Mine Gündüz Prodüksiyon Nutek Studio
Hayatının nasıl bir dönemindesin? Neler yapıyorsun?
Keyifli ve yoğun bir dönemdeyim. Geçen sezon “Çukur”u tamamladık. Yazın BluTV için “Saygı”nın 2. sezonunu çektik. Hemen arkasından bu sezon başında “Aziz” başladı. Bir yandan Story Tell için kitap okuyorum. Dediğim gibi yoğun, ama keyifli bir dönem. Çalışmayı seviyorum. Canlı hissettiriyor.
“Güllerin Savaşı”, “Aşk ve Gurur”, “Çukur” ve sayamadığımız daha pek çok dizi ve filmde rol aldın. Son olarak da “Aziz” dizisinde izliyoruz seni. Bu projeler arasında seni en çok heyecanlandıran hangisiydi?
Klişe bir cevap olacak ama hepsinin yeri gerçekten bambaşka. Hepsi ayrı ayrı beni heyecanlandırdığı için yer aldığım projeler.
Kendini ekranda en beğendiğin, “işte bu olmuş” dediğin an hangisiydi? Bir sahne geliyor mu aklına?
Bu oyuncu deformasyonu galiba. İçinde olduğum sahneyi izlerken mutlaka bir başka versiyonunun hayalini kuruyorum. Ekleyebileceğim şeyler görüyorum. Özellikle televizyonda, çünkü çok daha kısa sürede ürettiğiniz ürünü görebiliyorsunuz. Sinemada ve dijitalde ise üzerinden genellikle aylar geçmiş oluyor ve oynarken aktarmaya çalıştığım anların ne kadarı “çalışmış”ın sağlamasını yapabiliyorum. Bazı sahneler var tabi, onları çekerken anlıyorsunuz zaten. Tam anda hissettiren. Ama bu da yine “kendimi” beğenmek değil aslında, bir bütünü beğenmek. Oradaki akışın tam kararında hissedilmesi, tüm anların tek tek yerli yerinde olması…
Sence kariyerinde dönüm noktan hangi projeyle oldu?
2009 yılında 22 yaşındayken İnan Temelkuran’ın yönettiği “Bornova Bornova” filmi ile 46. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ödülünü alınca, daha görünür oldum. Bu sebeple de gelen teklifler çoğaldı, hikayeler çoğaldı. Seçim yapabilmek büyük bir mutluluk ve keyif. “Bornova Bornova” bana seçim yapabilme özgürlüğü verdi diyebilirim.
Genel olarak nasıl bir hayat felsefen var? Bugüne kadar edindiğin en kıymetli ve hayat dersi olarak benimsediğin bilgi nedir?
Çok basit aslında. Her insanın başkalarına zarar vermedikçe, başkalarının hakkına kast etmedikçe, sınırlarını çiğnemedikçe, istedikleri hayatı yaşayabilmesi en ideali olurdu. Bugünlerde sosyal medya ile herkesin her konuda bir fikri (ve de o fikri ifade etme olanağı) var. Doktorlar gibi “öncelikle zarar verme” düsturuyla yaklaşmalı sosyal medyaya. Sevdiğimiz şeyleri çoğaltmamız gerektiğini düşünüyorum. Bir filmi sevdiysek onu paylaşmamız, bir kitap zihnimizi açtıysa bu kitabı başkalarına da hediye etmemiz gerektiğini… Paylaşmak çok önemli.
Güzelliğin oyunculuktaki önemine inanıyor musun?
Bir karaktere dönüşmek benim işim. O karakterin hikayesini hakkıyla anlatabilmek için. Oynarken nasıl göründüğümü unutmayı tercih ediyorum. Hatta tercih bile değil bu. Sadece nasıl göründüğümle ilgilenirsem ıskalayacağım bir çok şey var. Zaten güzellik göreceli bir şey değil mi? Kime göre güzel? Neye kıyasla güzel?
Oyunculuk anlamında gelişmek için neler yapıyorsun? Kendini nasıl güncelliyorsun?
Durdurup durdurup izlediğim filmler var. Farklı farklı eğitmenlerden workshop’lar takip etmeye çalışıyorum. Özellikle pandemi döneminden sonra dijital olarak da dahil olabileceğiniz, takip edebileceğiniz çok kıymetli workshop’lar çıktı. Hala bir filme hazırlanırken fikrini aldığım, alışverişte bulunduğum oyuncu koçu arkadaşlarım var. Bir de round table’ları izliyorum. Oyuncuların kendi ağızlarından tecrübelerini dinlemek başka ufuklar açıyor insanda.
Damla Sönmez’in bir günü nasıl geçiyor? Set olmadığı günlerde dinlenmek ve reset’lenmek adına neler yapıyorsun? Asla sıkılmadığın aktiviteler hangileri?
Aralıklarla gittiğim bir seramik atölyesi var. Toprakla ilgilenmek çok rahatlatıcı. Set yoksa genellikle evde oluyorum. Sahilde yürüyüş yapmak ve doğada olmak da çok iyi geliyor.
Modayla aran nasıl?
Genellikle içinde kendimi rahat ettiğim parçaları tercih ediyorum. Bir anda çok popüler olan her şeye karşı tuhaf bir tepkiselliğim var. O yüzden yeni çıkan ve bir anda herkesin üzerinde görmeye başladığımız kıyafetlere alışmam çok uzun zaman alıyor. Eğer içinde rahatsan kendini iyi hissediyorsundur. Kendini iyi hissediyorsan mutlusundur. Mutluluk da bir insanı en güzel gösteren şey bence.
Bir stil danışmanı ile çalışıyor musun? Kıyafet seçimini yaparken en çok neye dikkat ediyorsun?
Katıldığım etkinliğe ve o dönemki ruh halime göre değişiyor seçimlerim. Genellikle içinde en rahat olduğum kombinlerle mutlu ve kendimmişim gibi hissediyorum. Makyajda farklı şeyler denemeyi seviyorum. Grafik makyaj favorim.
Yurtiçinde ve yurt dışında gizli alışveriş durakların nereler?
Gizli değil ama yurtdışında Uniqlo mağazasını çok seviyorum. Çok basic ve oldukça rahat ürünleri var. Sette genellikle kostümlerimiz çok ince olduğu için içlerine ince içlikler giymemiz gerekiyor. Bütün içliklerim genellikle Uniqlo’dan. Bir de ikinci el dükkanları gezmeyi çok seviyorum. Çok keyifli parçalar bulabiliyor insan. İkinci el olmaları sebebiyle çoğu parçanın hikayesini de çok merak ediyorum; hayal kurmama yardımcı oluyorlar. O yüzden özellikle bir Avrupa ülkesine seyahat ettiysem mutlaka ikinci el dükkanlarını ziyaret ediyorum. Hatta uzun uzun geziyorum.
Sosyal medyada aktif misin? Günde ne kadar vaktini harcıyorsun? Favori uygulamaların hangileri?
Dönem dönem değişiyor. Yoğun günlerde kafa boşaltmak için çok yardımcı oluyor, aşağı doğru ekranı kaydırmak. Bazen günlerce uğramıyorum. Bazen arka arkaya çok fazla paylaşım yapıyorum. Biraz kafama göre kullanıyorum yani. Bir fotoğraf koyarım mesela, sonra yorumunu değiştiririm. Renk filtresini saymam, siler tekrar koyarım. Tarih atarım, genellikle yanlış olur. Arkadaşlarım bu konuda çok dalga geçiyorlar benimle. Favori uygulamalarım arasında Twitter, Instagram, Sesli Sözlük, Sleep Cycle, Insight Timer ve Wake Up var.
Cilt bakım rutinin var mı? En sevdiğin güzellik ürünleri neler?
Cildimi mutlaka temizlerim, asla makyajla yatmam. Sette sürekli ve ağır bir makyaj yapıldığı için ayda 1 ya da 2 kez cilt bakımı yaptırmaya çalışıyorum. Haftada bir doğal maskeler yapmayı deniyorum. Ama bazen atlayabiliyorum. Su bazlı nemlendiriciler cildime çok iyi geliyor. Çok fazla ürün kullanmıyorum açıkcası. Bu aralar Darphin’in ürünleri favorim. Bir de düzenli olarak C vitamini uyguluyorum cildime.
Kişisel gelişiminle ilgili ne yapmak seni mutlu ediyor?
Sıkı bir psikoloji okuyucusuyum. İnsan psikolojisine dair her şey çok ilgimi çekiyor. Mesleğimle de bağlantılı olduğu için sanırım. İnsanın hem çevresini hem kendisini anlamasında çok yardımcı.
Son dönemlerde kurduğun hayaller genellikle ne ile ilgil? Sırada ne var?
Çook fazla hayalim var. Anlatmak istediğim hikayeler var. Var da var. 🙂 Zamanı geldikçe yavaş yavaş hepsini paylaşacağım umarım.