#İMAlovesMBFWI

[tps_header]
Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul’un “tazeleyici” etkinliklerinden biri haline gelen New Gen defilesi, her yıl İstanbul Moda Akademisi (İMA) mezunlarının genç yetenekleriyle bizi buluşturuyor. Bu senenin mezunları ve yaratıcı dünyalarıyla siz de tanışmaya hazır mısınız?
Türkiye’nin en yetkin moda okullarından İMA, sektörün geleceğine yön verecek yaratıcı isimleri parlatmaya devam ediyor! University of the Arts London / London College of Fashion ile stratejik işbirliği içinde yürüttüğü lisans ve master programlarında moda, tasarım ve sanat bilinci yüksek tasarımcılar yetiştiren İMA, eğitimlerini tamamlayan ve kendi markalarını geliştirme potansiyeline sahip genç yetenekleri de yalnız bırakmıyor.
Profesyonel koleksiyonlarını hazırlamaları, marka kimliklerini bulmaları ve sürdürülebilir şekilde hayata geçirmeleri konularında da desteğini sürdürerek, onları moda dünyasına adım atmaya hazırlıyor. New Gen defileleri, bu yolda oldukça önemli bir adım. Her yıl sektörün uzman isimlerinden oluşan jüri değerlendirmesi sonucu seçilen İMA mezunları, ilkbahar–yaz ve sonbahar–kış koleksiyonlarını MBFWI’nin her iki sezonunda da sahneleme şansı yakalıyor. MBFWI’nin 10. sezonundaki New Gen karma defilesinde bu kez 8 genç tasarımcı, İlkbahar-Yaz 2018 koleksiyonlarıyla podyumda yer alarak uluslararası moda ağına isimlerini tanıtma fırsatı buldu. Asude Şenoğlu’nun “Fake ID”, Neslihan Çömez’in “Dual Souls”, Tuğçe Demiran’ın “Los Magicos”, Tuğçe Güreşçi’nin “Perfume and The Power of Your Beauty”, Gizem Güngör ‘ün “4 Times Four”, Merve Gülbudak’ın “My Heart Is Stranger”, Kübra Akgünlü’nün “Sirius” ve Sanem Esen’in “Free to Be Freak” adlı koleksiyonları beğeni topladı. Dilerseniz yakından bakalım!
NEW GEN | IMA GENÇ TASARIMCILAR
[/tps_header]
ASUDE ŞENOĞLU
Ankara Üniversitesi arkeoloji mezunu tasarımcı, içindeki yaratıcılığa yönelme arzusuyla modaya IMA’da Moda Tasarımı ve Yönetimi programını tamamladı. Eğitimi sırasında sektörden önemli tasarımcılarla çalışma fırsatı buldu: Bir Bora Aksu projesinde erkek giyimi, Dice Kayek çatısı altında geleneksel Türk el sanatlarının yaşatılması amaçlı bir proje ve sergi üzerinde çalıştı. H&M’in Sürdürülebilir Moda yarışmasında birincilik alan tasarımcı, geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen moda haftasında “fakeidentity” adlı cesur koleksiyonuyla dikkat çekti.
Tasarımlarında hangi malzemeler ile oynamayı seversin?
Benim uzmanlaşma yolunda gittiğim ana malzeme, denim. Türkiye çok büyük bir denim üreticisi; bu alanda çok sayıda büyük firma var. Kaynakların bu kadar yoğun, talebin de oldukça yüksek olduğu bu ortamda, ben denim’e farklılık katan dokular yaratmayı seviyorum. Aslında tamamı bir fikir etrafında dönen, malzeme oynama çalışmaları da diyebiliriz 🙂
Son zamanlarda seni en çok düşündüren tasarım problemi neydi?
Bu kısım genelde “iç benlik” çatışması olarak karşıma çıkar. En zorlandığım kısımlar, aslında soyut kısımlar. Somut problemleri çözmenin bir yolu mutlaka bulunur.
Tasarım idolün kim?
Düşünce sekline hayran olduğum ve en başından beri değişmeyen Yohji Yamamoto ve Rick Owens.
Seni en son heyecanlandıran keşfin neydi?
Ben her zaman sokaktan ilham alan bir tasarımcı oldum. Herkesten, hepimizden bir parça taşıyan, gerçek, sokaktan şeylerden besleniyorum diyebilirim. Kendini kaybeden, kendini bulan, kendini arayan bireyler; gizlemek zorunda kaldığımız “gerçek” kimliklerimiz ve bunun gibi birçok gözlem bana büyük heyecan ve ilham kaynağı oluyor. Sokağı ve kusuru en iyi anlatan materyalin de denim olduğunu düşünüyorum. Bu birliktelik benim tasarım kimliğimi en çok ortaya çıkaran unsurlardan.
Hayatının ana teması olabilecek müzik hangisi?
Genel anlamda olmasa da son bir senemi değiştiren ve benim için çok özel olan Hozier’den “Take Me to Church”.
Sırada ne var?
Tüketme zorunluluğu bulunmayan ve kusursuz görünmeye çalışmayan bir marka yaratmak en büyük amacım. Şu an, bunun için bir alt yapı çalışması içerisindeyim.