GARDIROP MAGAZİN

Kiğılı: Değişim peşinde

Takım elbise denil­ince Türkiye’nin ilk akla gelen markaların­dan olan Kiğılı, 1938’de erkek­ler için bir kumaş mağaza­sı olarak yola çıkışın­dan bu yana klasik erkek şık­lığı arayan­ların adresi.

Şimdil­erde ise eğlenceli sosyal medya kam­pa­nyaların­dan, yeni diji­tal satış mecraları­na kadar pekçok yenil­iğin öncüsü. Ne demek iste­diğimizi anla­mak için, Kiğılı’nın web sitesinde son yayı­na giren ve James Bond film­leri­ni arat­mayan videoyu izle­m­eniz yeter­li! Markanın hızla gençleşen ima­jının mimar­ların­dan Kiğılı Genel Müdürü Sait Çakıcı, soru­larımızı yanıt­ladı…

 

Fen bil­im­leri okurken nasıl oldu da modaya ilginizi far­ket­tiniz?
Biy­olo­ji mezunuyum ama bir taraftan okurken aynı zaman­da tek­stil eğiti­mi de aldım. Oku­lu bitirdik­ten son­ra ise tama­men moda ve tek­stil ile yola devam etme kararı aldım. Çünkü bu işi daha çok seviy­or­dum. Nihayetinde 1979’dan beri sek­törün içindey­im.

Erkek­lerin değişen giy­im alışkan­lık­larıy­la beraber Kiğılı’nın tarzı han­gi yönde değişti? 
Kiğılı kök­lü bir fir­ma. Kiğılı denildiğinde akla takım elbise ve ceket geliy­or. Markanın çizgisi, klasik erkek şık­lığını vur­gu­la­mak üzer­ine kuru­lu. Ancak yak­laşık on senedir Kiğılı çok büyük bir değişim içinde. Hem şir­ket yöne­tim anlayışı, hem de kolek­siy­on­lar bakımın­dan. Kiğılı da eninde sonun­da moda akım­ların­dan etk­ilenip kendine yeni bir yörünge çizmek zorun­day­dı. Çünkü sadece klasik çizgide takım elbise sat­mak yet­miy­or­du. Bunun üzer­ine daha casu­al ve smart casu­al kolek­siy­on­lar hazır­layan bir fir­ma hüviyetine büründük. Şu an satışlarımızın yak­laşık %60’ı casu­al giy­im­den oluşuy­or. Yaş sınırımız normalde 35’lerde başlarken, biz bunu 25’lere kadar çek­tik. Nihai hede­fimiz ise 18’lere kadar indirmek, ama kolek­siy­on­larımızın gençleştiği­ni maale­sef henüz yeter­ince anlatamıy­oruz. Bizde yaş aralığı kadar (25–70 yaş arası), beden ve kalıp aralık­ları da çok fazla. Fakat ürün geliştirme konusun­da otur­muş sis­tem­ler­im­iz var ve iş tama­men matem­atiğe dayanıy­or. Her şeyi matem­atiğe bağlayıp işin için­den çıkıy­oruz.

Kolek­siy­on­larınız­da sık­lık­la yer verdiğiniz yeni ren­kler ve kes­im­ler, son moda parçalar nel­er?
Biliy­or­sunuz, geçen sen­eye kadar erkek­lerde bir ren­klen­me söz konusuy­du. Biz de bun­dan nasi­bimizi aldık ve son derece ren­kli kolek­siy­on­lar hazır­ladık. Fakat bu sene kalı­plarımız yine dar­aldı ve kolek­siy­on­u­muz daha min­i­mal­ist. Dolayısıy­la klasik ren­klerde bir kış kolek­siy­onu hazır­ladık. Bu kez lacivertler, gril­er, siyahlar ön plana çıkıy­or. Hat­ta şu anda vit­rin­ler­im­izde “Black Sil­hou­ette” (Siyah Siluet) adlı bir line’ımız var. Siyahı 4–5 senedir unut­muş­tuk biz. Şim­di tekrar gün­deme getirip rey­on­larımıza fazla­ca yan­sıtıy­oruz. Bu klasik ren­k­leri destekleyen, kazak ve göm­lek gibi küçük ürün­lerde ise daha ren­kliy­iz. Skalamız­da turkuaz, toprak ton­ları, turun­cu, haki gibi ren­kler var. Kısacası, moda akım­larını her zaman için Kiğılı’nın tasarım diline ter­cüme ederek uygu­la­maya gayret ediy­oruz.

2017–2018 Sonbahar–Kış Kolek­siy­onu’n­da ne gibi sür­pri­zler var? 
Değişen yaşam trend­lerinden ilham alan bu sezona “Hybrid” teması damgasını vuruy­or. Over­size kalı­plar ve uni­sex mod­eller ön plan­da. Ayrı­ca 70’ten fazla mod­el ile çıkardığımız mont ve kaban kolek­siy­on­u­muzun çeşitlil­iğinin de mar­ka takipçi­ler­im­izi fazlasıy­la mem­nun ede­ceğine inanıy­o­rum.
Tasarım­da ulus­lararası trendler sizin için ne kadar belir­leyi­ci? Örneğin sek­törde her yıl yayım­lanan renk ve kumaş trend tah­mi­ni rapor­larını dikkate alıy­or musunuz?
Tabii ki trend­leri takip ediy­oruz. Ancak dünyada­ki moda akım­ları, Türkiye’ye genelde iki sene son­ra giriy­or. Türk halkı modayı biraz daha sindirerek algılıy­or, diye­bil­i­riz.

Sek­törün için­den gelen bir patron olarak, Abdul­lah Kiğılı tasarım sürecinde ne kadar yer alıy­or?
Abdul­lah Bey kumaşı, modayı ve işletme tarafını hakikat­en çok iyi bilen bir patron. Per­ak­ende sek­törünün “duayeni”. Dolayısıy­la kolek­siy­on­larımızı hazır­larken ve adet­leri­ni belir­lerken de biz­im en önem­li yol gös­tericimiz. Ken­di alan­larımız­da bizi genel­lik­le özgür bırakıy­or, böylece dilediğimiz yeni­lik­leri uygu­laya­biliy­oruz.

Abdul­lah Kiğılı Exclu­sive Cut markasıy­la nasıl fark yaratıy­or­sunuz?
Abdul­lah Kiğılı Exclu­sive Cut markası altın­da yurt­dışın­dan getirdiğimiz çok özel iplik ve kumaşlar­la, sınır­lı sayı­da üretilen parçalar­la özel kolek­siy­on­lar çıkarıy­oruz. Ayrı­ca bu sezon bir yeni­lik yaparak özel dikime de geçtik. İtalya’nın en kaliteli kumaşlarıy­la kişiye özel üre­tim­ler gerçek­leştiriy­oruz.

İyi bir takım elbisede ne aran­malı?
Kendime takım elbise ala­cak olsam (ki çok az takım elbise giyen biriy­im), kumaş ve iplik inceliğine bakarım. Ayrı­ca kalıbının çok iyi otur­ması önem­li.

Her iki mar­ka için, yıl­da toplam kaç parça üretiy­or­sunuz?
Biz­im ami­ral gemimiz Kiğılı markası ve o marka­da adet­ler­im­iz çok fazla. Her iki markaya bak­tığımız­da ise toplam üre­tim aded­imiz 7,5 mily­on civarın­da.

Şek­er­pı­nar’­da­ki 25.000 metrekare­lik lojis­tik merkeziniz nasıl işliy­or? Nasıl bir operasy­on söz konusu?
Toplam 225 mağaza­mız mev­cut. Bun­ların 35’i yurt­dışın­da. Örneğin Orta Doğu’da çok kuvvetliy­iz. Çin’de hazır giy­im sek­töründe mağaza açan ilk erkek giy­im markaların­dan biriy­iz. Tüm mağazalarımıza haf­ta­da üç defa İst­anb­ul’d­an sevkiy­at yapılıy­or; çok iyi otur­muş bir sis­tem var. Ancak var olanı daha da iyi nok­taya taşı­mak istiy­oruz. İstanbul’da 25.000 metrekare­lik bir alanımız var, ancak Türkiye genelinde altı depo­muz daha mev­cut. Lojis­tiği sadece İst­anb­ul’d­an değil, diğer depo­larımız­dan da destek alarak sağlıy­oruz.

12 ay ürün değişi­mi ve iade imkanı veriy­or­sunuz. Kiğılı’nın bu özgüveni nere­den geliy­or?
Açıkça söyleyey­im: Ken­di ürünümüzü tamir anlamın­da sonuna kadar takip ediy­oruz. Yedi-sek­iz sene­lik ceke­ti­ni getirip astarını değiştiren müş­ter­i­ler­im­iz olduğunu biliy­o­rum. Değişim­ler konusun­da tabii ki fir­mayı koru­mak zorun­dayız, ancak yine de çok geniş bir alana hizmet veriy­oruz.

Kiğılı özel gün­ler için de sık­lık­la ter­cih edilen bir mar­ka. Bu konuda­ki kam­pa­nya vide­o­larınız son yıl­lar­da çok ilgi çek­ti. Sosyal Medya kul­lanımı konusun­da nasıl bir yak­laşımınız var?
Diğer markalar­dan bizi ayıran şey, hep ilk­leri yapıy­or olmamız. Face­book’un dükkan özel­liği­ni erkek giy­im kat­e­gorisinde ilk biz kul­landık. Insta­gram satışın­da ilk biz yer aldık. Youtube kanal­larımız var. Babalar Günü için #Yakışır­mı slo­ganıy­la hazır­ladığımız dital kam­pa­nyamız ile Kristal Elma’da Bronz Ödül kazandık. Son olarak ise #Değişim­Peşinde reklam filmimiz yayın­da! Fi dizisin­den tanıdığımız Armağan Oğuz’un Ajan K. karak­teri­ni can­landırdığı ve kült haline gelmiş aksiy­on film­lerinde­ki sah­nelere atıf­ta bulunulan film, yeni sezona heye­can kat­a­cak mac­era ser­im­izin başlangıcı. Kiğılı’nın değişen ve gençleşen ürün gamını çok yön­lü anla­tan filmde görülen tüm kıyafet­leri, inter­net­ten de satın ala­biliy­or­sunuz.

 

Sizin erkek modasıy­la şah­si ilişkiniz han­gi düzeyde? Özel hay­atınız­da da modayı yakın­dan takip eder misiniz? 
Baş­ta da söylediğim gibi, aslın­da çok fark­lı bir dal­da okudum. Sadece giy­ime olan özel mer­akım­dan dolayı bu mesleği seç­tim. Genel olarak güzel olan her şey ilgi­mi çekiy­or. Bu mesleğin de şan­lı tarafı bu. Güzel bir ortam­da, güzel şeyler­le çevre­len­miş olarak yaşıy­or­sunuz. İns­anl­arın para verip satın aldığı şeyler biz­im mesleğimiz. Bu da bize büyük bir keyif veriy­or.

Şu anda­ki başu­cu kitabınız veya kita­plarınız nel­er? Hay­atınızın teması olan müzik hangisi?
Çok kitap okuyan biriy­im. Daha bil­gi odak­lı, bir şeyler öğreneceğimiz türde kita­pları ter­cih ediy­o­rum. Aynı zaman­da rock müzik din­le­meyi çok seviy­o­rum. İzlediğimiz film­ler ve okuduğu­muz kita­plar, yeri geliy­or, kolek­siy­on­larımız­da da etk­ili oluy­or. Örneğin geçen yazın kolek­siy­onunu, Andy Garcia’nın başrolünü oynadığı “The Lost City“den ilham alarak hazır­ladık.

Exit mobile version