GARDIROP MAGAZİN

Hayal Köseoğlu: Aşk Olmazsa Olmazım

Hay­al Köseoğlu: Aşk Olmazsa Olmazım. Ken­di­ni huzurlu ve ait his­set­tiği oyun­cu­luk­la henüz çocukken tanışmış Hay­al Köseoğlu. Bir çoğu­muz onu Aşk‑ı Mem­nu dizisin­de­ki “Saç­mala­ma Nihal, makya­jın bozu­la­cak!” repliği ile hatır­lasak da o kariy­er basamak­larını tam 6 yaşın­dan beri ses­siz ses­siz tır­ma­narak, bileğinin hakkıy­la gelen­ler­den.

Ken­di gücünün ve yapa­bile­cek­lerinin farkın­da olan, ener­jisi­ni sadece karşısın­dakine değil, bulun­duğu herkese geçire­bilen müthiş yetenek­li bir oyun­cu. Bugün­lerde Fox TV’de yayın­lanan Mucize Dok­tor dizisinde Hemşire Açelya karak­ter­ine hay­at veren Hayal’in hikayesi­ni ken­disin­den din­ledik.

Röpor­taj Gülay Özdemir Fotoğraflar Ser­hat Hayri Styling Eylem Yıldız Prodük­siy­on Çağla Küçükdere­li Saç Makyaj Utku Ağag­il — Ceza­yir Rooms Hotel’e teşekkür eder­iz.

Ufak Tefek Cinayetler dizisin­den son­ra, yine çok ses getiren popüler bir diziyle tanıy­oruz seni. Oyun­cu­luk kariy­erin nasıl başladı, biraz anlatır mısın?
Kendi­mi bildim bileli hep oyun­cu­luk­la ve müzik­le ilgiliy­dim zat­en. Hiper­ak­tiftim ve beni bir yerde sabit tut­mak çok zor­du. Hele okul kabus­tu. Ama 5–6 yaşların­da bir çocuk tiy­a­tro­suna girdim ve orası ben­im için rüya gibiy­di. Çok net hatır­lıy­o­rum. İlk kez kendi­mi ait ve huzurlu his­set­tiğim, disi­pline gire­bildiğim tek yer orasıy­dı. Ben­im yolu­mun burası olduğu çok bel­liy­di. Kendi­mi hiçbir zaman sahne dışın­da bir yerde görmed­im. Oyun­cu­luk olsun, müzik olsun, beni çeken şey hep sah­ney­di.

Göm­lek Rouz / Com­mun Store 480 TL Elbise Fouad Sarkis Fiy­atı bel­li değil Küpe JCM 599,90 TL

Ken­di­ni ekran­da en beğendiğin, “işte bu olmuş” dediğin an hangisi? Bir sahne geliy­or mu aklı­na?
Ben onu diyemediğim an üzün­tü­den deliriy­o­rum zat­en. “İşte bu olmuş” dediğim birçok an var. Olmamış dediğim de tabii ki. Kendime karşı biraz daha insaflı olmayı öğren­m­eye çalışıy­o­rum. Çünkü bu tem­po­da her zaman nok­ta atışı yapamıy­or­sun. Bu sene oynadığım Bir Nefes Daha filminin birkaç sah­nesi­ni izleme fır­satım oldu. Biri­ni gerçek­ten çok beğendim. Ayrı­ca, Sesinde Aşk Var fil­minde de gerçek­ten sevdiğim bir sürü sahne oldu. Dizil­erde de Arkadaşlar İyidir’in ilk bölümünü izlerken çok mut­lu his­set­tiği­mi hatır­lıy­o­rum. Ama oradan son­ra çok piş­tim. Şim­di daha fark­lı geliy­or. Mucize Doktor’da da Açelya’nın meşhur linç sah­ne­si favorimdir her­halde. 

HAYAL KÖSEOĞLU: “MASUMİYET SANA GÖRE DEĞİL AŞKIM!”

Mucize Dok­tor dizisinde Demir karak­ter­ine aşk­la bakan güzel bir hemşire görüy­oruz. Sence bu aşkın sonu ner­eye gider?
Bence iki insan bir­birinin miza­hını çok seviy­or­sa, yoru­cu mesail­er­den son­ra bile beraber vak­it geçirmek onlara keyif veriy­or­sa ve araların­da kav­galar­la ortaya çıkan anlam­sız bir ateş varsa, ora­da bir şeyler vardır. Ne olur bilmiy­o­rum ama Demir’e buradan seslenirdim Açelya olsam: “Masumiyet sana göre değil aşkım! Bırak şu Nazlı’yı. O da çok güzel, çok tatlı ama sen ben­im göz­ler­imde­ki ateşi mum­la ararsın!”

Bluz Bust2 1.675 TL Pan­tolon Bust2 1.780 TL Küpe Berrin Özkan 295 TL

Peki ya gerçek hay­at­ta aşk nasıl, kıskanç biri misin?
Aşk ben­im yap­tığım her şeyde var. Aşk, olmazsa olmazım. Hay­at­ta­ki en güzel, en aydın­lık, en karan­lık, en ilham veri­ci, en tüketi­ci, en mut­lu eden, en per­işan hale getiren, bütün iki­lik­leri içinde barındıran, hay­atın bütün ren­k­leri­ni yaşatan şey, aşk ben­im için. Ve evet, deli gibi kıskancımdır. Ama kısıt­la­mak, kısıt­lan­mak asla bana göre değil. Kıskan­mak kişinin ken­di sorunu. Ken­disiyle çözme­si gereken bir konu. Karşısın­dakinin sorum­lu­luğu değil.

Oyun­cu olarak hay­ali­ni kur­duğun, içinde olmayı iste­diğin bir pro­je ya da bir­lik­te rol almak iste­diğin bir isim var mı?
Emin Alper’in Kız Kardeşler’ini yeni izled­im. Bayıldım. Onun­la çalış­mayı çok ister­im. Ece Yüksel’e bayıldım oyun­cu olarak. Tol­ga Karaçe­lik, kulağa müthiş geliy­or. Can Evrenol ile de böyle iğrenç, kan­lı ve müthiş eğlenceli bir vam­pir fil­mi çek­mek ister­dim. Onur Saylak’ın yönet­men­liği­ni gerçek­ten başarılı buluy­o­rum. Haluk Bil­gin­er, Tilbe Saran, Zer­rin Tekin­dor, Çiğ­dem Onat, Fırat Tanış, bu insan­lar­la tiy­a­tro yap­ma fikri beni heye­can­landırıy­or. Çok yetenek­li var insan Türkiye’de. Sek­törde geçirdiğim her sene bana bunu gös­teriy­or.

Ama çok sınırlı platform var, bu yeteneklerin ışıldayabileceği. Çalışmak istediğim birçok insanla zaten çalıştığım bir kariyer geçirdiğim için mutluyum. Yurtdışından ilk aklıma gelen isimler ise Meryl’ciğim (Streep) ve Viola Davis. Bu ikisi beni deli ediyor. Yer almak istediğim proje olarak ise kesinlikle bir müzikal diyorum! Türkiye’de yeni yeni sektör haline geliyor. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda müzikal bölümünde okuyorum ve bu bölüm henüz yeni tam zamanlı ders vermeye başladı. Düşünün! 

Dizide otizmin bu kadar geniş yer bul­ması sende nasıl bir farkın­dalık yarat­tı?
Otizme olan önyargıyı sem­bolize etmek zor. Gerçek­ten oyna­ması bile zor. Ama bun­lar gerçek. Hat­ta senar­is­timiz çok insaflı. Gerçek yer yer çok çirkin­leşe­biliy­or. Diz­imizin insan­ların kalp­ler­ine dokun­abilme­si, ana karak­ter üzerinden cid­di bir farkın­dalık yarata­bilme­si ve bir önyargıyı kır­maya çalış­ması bence hep­imizin kalbine çok sıcak bir yer­den dokun­du. Bun­da Taner’in de çok büyük rolü var. Tüm sevimlil­iğiyle seyircinin gön­lünde taht kur­du. hep­imizin sevgiye, anlayışa ve kucak­la­maya ihtiy­acı var­mış.

Dizi sayesinde bu konu­da daha önce­den bilmediğin, şaşırtıcı nel­er ögrendin? 
Kriz sırasın­da kalp kıs­mı­na basınç uygu­la­yarak krizi hafi­flet­mek mümkün. Yük­sek ses, fazla ışık, ani stres­li durum­lar kriz tetikleye­biliy­or. Bu ara­da çok değişik vakalar olduğunu öğrendim. Spek­trum­da­ki yer­ine göre çok değişiy­or. Biz­im dizide hem otizm hem savant sendro­mu işleniy­or.

Göm­lek Rouz / Com­mun Store 480 TL Elbise Fouad Sarkis Fiy­atı bel­li değil Küpe JCM 599,90 TL

Biraz da müzik­ten bahsede­lim. Söz­leri­ni yazıp seslendirdiğin, sosyal medya­da da pay­laştığın birçok şarkı var. Müzik hay­atının neresinde? 
Sek­iz tane şarkım var. Bek­liy­or­lar. İçime sin­meden çıkar­mak istemiy­o­rum. Bir yan­dan hemen çık­sın istiy­o­rum. Bir yan­dan da kendi­mi fren­liy­o­rum. Doğru insan­lar­la çalış­mak istiy­o­rum. Doğru insan­ların doğru zaman­larını bek­le­mek istiy­o­rum. Gerçek­ten bir­lik­te üret­mek­ten keyif aldığım aran­jör­lerin elin­den çıkan şarkılar baş­ka oluy­or. Ve ben yeteneğine güvendiğim insana kolay sırtımı yaslarım. O yüz­den bek­lemedel­er. Ama yakın­da gele­cek­ler. Müzik ben­im için kariy­er değil, med­i­ta­sy­on gibi. Müzik olmasa ben solarım. Her an kulak­lığım kulağım­dadır. Hay­atım­da müzik­ten daha kilit bir şey yok. Ürete­bilmek de bu yüz­den çok kıymetli. Ama müzik konusun­da biraz daha ağır iler­liy­o­rum. İçime sin­meyen bir şey yap­mak istemiy­o­rum. Bir de biraz daha sert bir sek­tör gerçek­ten. İns­an eli­ni kol­unu kolay­ca kap­tıra­bilir. Acele etmemek lazım. 

“Sek­iz tane şarkım var. Bek­liy­or­lar. İçime sin­meden çıkar­mak istemiy­o­rum. Bir yan­dan hemen çık­sın istiy­o­rum. Bir yan­dan da kendi­mi fren­liy­o­rum. Doğru insan­lar­la çalış­mak istiy­o­rum. Doğru insan­ların doğru zaman­larını bek­le­mek istiy­o­rum.”

Bir tarafın oyun­cu, bir tarafın müzisyen. Peki hangisi daha ağır basıy­or? 
Bu ikisi görü­nen­ler… Birkaç parçam daha var tutkuy­la bağlı olduğum 🙂 dans da ben­im büyük tutkum. Düzen­li yapa­bildiğim, spor olarak görmediğim tek spor. Küçükken salon­u­muzun ortasın­da bir boşluk vardı. Orası ben­im sah­nem­di. Okul­dan gelir gelmez MTV’yi açıp dans etm­eye başlardım. Şim­di de salon­u­mun ortasın­da bir direk var, onun­la dans ediy­o­rum. Üç senedir pole dans yapıy­o­rum. Ayrı­ca muhteşem bir dans hocam var! Şükrü Kibar. Onun­la çalış­maya bayılıy­o­rum. Dans ben­im için beden­i­mi ve ruhu­mu özgür bırak­manın bir yolu. Dişi ener­ji kadar sevdiğim ve beni güçlü his­set­tiren çok az şey var hay­at­ta. Dans bunu inanıl­maz besliy­or.

Neredeyse bir ritüel. Ayrıca küçüklüğümden beri resim yaparım. Zaten oyunculuk okumadan önce tasarım okudum. Hele ki yazmak… En büyük tutkularımdandır. Emin olduğum bir şey varsa, yazdığım bir şeyleri izleyeceksiniz. Ben bunlara ayrı ayrı bakmıyorum. Pratik hayatla ilişkisini sanat üzerinden kurabilen küçük bir kızdım, şimdi ise o ilişkiyi hala sanatla kuran bir yetişkinim. Kişiliğim böyle. Başka türlü nasıl olurdu bilemiyorum. Bu saydığım alanların hepsinde, bütünüyle içime sinen bir üretim vermeden ölmek istemem.

İlh­am per­i­lerin kim­ler ve ne tür müzik yap­mak istiy­or­sun, biraz açar mısın?
O kadar çok var ki. Bunu cevap­la­mam imkan­sız. Her an her şey­den ilham ala­biliy­o­rum. Bam­baş­ka şarkılar kayıtlıdır Spotify’ımda. Bir­biriyle tama­men alakasız şarkılar üst üste çal­a­bilir. Zat­en sevdiğim şey de budur. Mesela Blur’un hiçbir şarkısını aynı grup yap­mış gibi değildir. Sound bütün­lüğü bana göre değil. Tarz olarak daha karan­lık, daha moody şey­leri seviy­o­rum. Majör­ler bana göre değil 🙂 ! Hikaye anla­tan şarkı söz­leri­ni seviy­o­rum. Bu ara Japan­ese Break­fast Club’a tak­tım. Ayrı­ca The Do din­liy­o­rum sık sık, eve dön­erken. Bayağı bayağı anlatıy­or­lar, ne var ne yok­sa. Sırf yap­mış olmak için değil, anlatıl­mazsa içinde ağır­lık olarak kala­cak, ya da karşı tarafa ulaş­ması gerek­tiği için anlatılan bir hikayeyi din­lediği­ni his­set­mek çok iyi.

“Geleceğe çok fazla takılıp kendimi andan koparmayı sevmiyorum. Ben kendi frekansımı her zaman olabildiğince yüksek, pozitif ve üretim odaklı tutmaya çalışırım. Hiçbir zaman üretimi ertelemem. Geldiği gibi akmasına izin veririm. Kendimi sabote ettiğim yerleri bulup iyileştirmek de benim için çok kıymetli. Önemli olan her alanda dilediğim gibi üretebilme özgürlüğü.”

En büyük hay­alin nedir? Gele­cek­te ken­di­ni nasıl bir yerde görüy­or­sun?
Gele­ceğe çok fazla takılıp kendi­mi andan kopar­mayı sevmiy­o­rum. Ben ken­di frekan­sımı her zaman ola­bildiğince yük­sek, poz­i­tif ve üre­tim odak­lı tut­maya çalışırım. Hiçbir zaman üre­ti­mi ertele­mem. Geldiği gibi akması­na izin verir­im. Kendi­mi sabote ettiğim yer­leri bulup iyileştirmek de ben­im için çok kıymetli. Önem­li olan her alan­da dilediğim gibi ürete­bilme özgür­lüğü. Tabii ki yap­tığın şeyin insan­lara ulaş­ması, değme­si çok önem­li. Başarıyı da çok sev­er­im, yalan yok! Hırslıyımdır. Ama sadece sonuç odak­lı değil­im. Süreç beni mut­lu etmiy­or­sa, başarı bana sabun köpüğü gibi gelir. En büyük hay­al­im, kendimin en iyi ver­siy­onu olmak. En büyük hay­al­im, en büyük hay­al olmak. 🙂

Tanın­mış bir kişi olmak hay­atın­da neleri değiştir­di?
15 yaşın­dayken Aşk‑ı Memnu’da oynadım. Aşk‑ı Memnu’nun ülkem­izde­ki etk­isi­ni bilmeyen yok. Çok erken tanıştım bu durum­la. Baş etmesi bana zor gelmiy­or. Hala “Saç­mala­ma Nihal, makya­jın bozu­la­cak!” lafı her yerde karşı­ma çıkıy­or. Ece Yörenç’e buradan koca­man öpücük­ler!

HAYAL KÖSEOĞLU: “PINTEREST CİDDİ VAKİT HARCADIĞIM BİR YER”

Bir stil danış­manı ile çalışıy­or musun? Gardırobunun vazgeçilmez parçaları nel­er?
Stil danış­manıy­la çalışmıy­o­rum, tarz konusun­da da çok fark­lı yer­ler­den ilham alırım. Küçük­lüğüm­den beri bir “fash­ion mag” manyak­lığım yok değil. Ama ben genelde full black giy­in­meyi çok sev­er­im. Full black, güneş gözlüğü, kemer, gold aksesuar­lar sanırım beni hay­atım boyun­ca götüre­bilir. Ama en en en vazgeçilmez­im, yüzük­ler­imdir. Giyinirken içgüdü­ler­ime güvenir­im. Tarzım biraz “wasted”dır. Çok ilginç, ama kaçık çorap giymeyi sev­er­im. Bu ara­da Pin­ter­est cid­di vak­it har­cadığım ve ilham aldığım bir yer. Eski­den de Lookbook’a çok takılırdım.

Ceket Mehtap Elai­di 2.700 TL Etek Atö­lye No6 500 TL Kolye Deniz Şeno­cak­lı 70 TL Ayakkabı Elle 599,90 TL

Güzel­lik kavramı senin için ne ifade ediy­or?
Güzel­lik çok göre­celi ve değişken bir kavram. İns­anın ener­jisiyle de çok ilin­tili olduğunu düşünüy­o­rum. Çok güzel ya da yakışık­lı bulup tanıdık­tan son­ra gözümde çirkin­leşen çok insan oldu. O kadar çeki­ci bul­mayıp son­rasın­da aklımı başım­dan alan insan­lar da oldu. Güzel­lik konusun­da kesin­lik­le dünya stan­dart­larını reza­let buluy­o­rum. Aynı dudak­lar, aynı kaşlar, aynı burun, aynı high­lighter… Bence güzel­lik bakışlar­dadır. Ne kadar doluysa, ne kadar şey­tan tüyü varsa bir insanın, ben­im için o kadar çeki­cidir. Ve özgün­lük çok önem­li. Ken­di rengi­ni bu düzleme taşı­mak­tan kork­mayan cesur ruh­lar bence çok güzeller.

Makya­jla aran nasıl? Saç ve cilt bakım ruti­nin nedir?
Makyaj obsesy­on­um. Ben­im için sanat gibi. Bayılırım makyaj yap­maya. Ve sanırım hay­at­ta en çok para har­cadığım şey makyaj ola­bilir. Çıldırıy­o­rum. Küçük­lüğüm­den beri de “make up guru” vide­o­ları­na düşer­im. Jef­free Star, Tati, James Charles… Eski­den Panacea81 vardı. Sadece göz makya­jı yapardı. İlk onun­la başladı bu sev­dam. Özel­lik­le rimel­siz dışarı çık­mam imkan­sız ola­bilir. Ama makya­jımın yapıl­ması­na da, makyaj yap­maya da bayılırım. Sepetlerce makyaj malze­mem vardır.

Göm­lek Nil­lush Vin­tage 140 TL Ceket Nil­lush Vin­tage 400 TL Kolye Berrin Özkan 595 TL Küpe Nil­lush Vin­tage 90 TL

“Makyaj obsesyonum. Benim için sanat gibi. Bayılırım makyaj yapmaya. Ve sanırım hayatta en çok para harcadığım şey makyaj olabilir. Çıldırıyorum. Küçüklüğümden beri de “make up guru” videolarına düşerim. Jeffree Star, Tati, James Charles… Eskiden Panacea81 vardı. Sadece göz makyajı yapardı. İlk onunla başladı bu sevdam. Özellikle rimelsiz dışarı çıkmam imkansız olabilir. Ama makyajımın yapılmasına da, makyaj yapmaya da bayılırım. 

Yoğun bir tem­poy­la çalışırken vücud­unu ve ruhunu din­lendirmek için nel­er yapıy­or­sun?
Ben dışarı­da din­lendiği­mi hissediy­o­rum. Bir kaf­eye otu­rup kahve­mi içip saatlerce müzik din­le­mek beni inanıl­maz din­lendirir. Öyle evde yatarak din­len­e­miy­o­rum. Ama sıcak duş, yüz maske­si ve litrel­erce çubuk tarçın­lı, limon­lu, naneli su, bana boş gün­ler­imde ufak bir spa deney­i­mi yaşatıy­or. İki günüm olur­sa da Polonezköy’de Vil­lage Park Country’e kaç­mak en sevdiğim din­len­me yön­te­mi. Büyülü orası.

Bu ara­da, sosyal medya ile aran nasıl? Beğenerek takip ettiğin isim­ler kim­ler, ve tabii senin de stalk’ladığın isim­ler var mı? 🙂
Sosyal medyayı seviy­o­rum. Beni besliy­or. Hem mizah açısın­dan hem de ilham açısın­dan beslendiği­mi hissediy­o­rum. Bazen ölçüyü kaçırıy­o­rum emi­nim, ama dünyay­la etk­ileşim halinde kalmak bana iyi gelen bir şey. Instagram’da ben­ny­dra­ma var mesela aşırı komik igtv vide­o­ları var. Jef­free Star’ı seviy­o­rum. Hep bir dra­ma. Şu sıralar viral olarak yayılan ve “mem” denilen şakalı içerik­ler üreten hesapları takip ediy­o­rum; Instagram’daki clas­si­cal­fuck gibi. Kar­dashi­an­ları nedense takip etmeden stalk’lıyorum. Ara­da bir bakasım geliy­or ama takip etmeyi de kendime yedi­remiy­o­rum, çünkü güzel­lik algısı­na yap­tık­ları şey beni deli ediy­or. Ama ilgi­mi de çekiy­or­lar, “shock val­ue” dediğimiz şey­den dolayı.

Son zaman­lar­da seni en çok heye­can­landıran şey ne? 
Bir Nefes Daha ve Beni Sev­en­ler Listesi’ni izle­mek bu ara sanırım en heye­can­landığım şey. İzlem­ek istiy­o­rum artık, oyna­mak­la bit­miy­or.

Sıra­da ne var?
8 tane şarkı, iki tane film bek­lemede. Gerisi sür­priz!

Exit mobile version