GARDIROP MAGAZİN

Feride Tansuğ: Markalara yaşam koçluğu

Türkiye’nin moda alanın­da­ki ilk PR şir­keti L’Appart İstanbul’un kuru­cusu Feride Tan­suğ, ulus­lararası plat­for­ma çık­mak isteyen yer­li tasarım­cılar ve moda markaları için ade­ta bir yaşam koçu!

Feride Tan­suğ, önceleri stil ve modaya “ters köşe” gibi görü­nen bir sek­törde pro­fesy­onel hay­atı­na başladı. Paris’teki üniver­site eğiti­mi son­rasın­da Dünya Bankası’nda, Avru­pa Birliği’nin Euro’ya geçişi üzer­ine bir pro­jede çalıştık­tan son­ra Peu­geot ve Cit­roen gibi ulus­lararası markaların satış ve pazarla­ma bölüm­lerinde pozisy­on­lar aldı. Büyük tabloyu görm­eye çalış­mak­la geçen yıl­ların ona kazandırdığı bakış açısı ile stil ve moda tutkusunu bir­leştirdiğinde ise markalar için eşi bulun­maz bir vizy­on­er doğ­muş oldu. Louboutin, Bvl­gari, Miu Miu, Nars gibi önem­li markaların Türkiye elçil­iği­ni üstle­nen Tan­suğ, aynı zaman­da Mer­cedes Benz Fash­ion Week İstanbul’dan The House Hotel zin­cirine, İpek Kıramer ve Exquise gibi kali­bre­si yük­sek Türk markalar­dan genç yetenek­lere kadar, çok çeşitli isim­leri de ulus­lararası are­na­da par­lat­mak­la meşgul. Dil­ers­eniz hikayenin kalanını ondan dinleye­lim…

Paris’te bulu­nan L’Ap­part’ın 2008 yılın­da İst­anb­ul ofisi­ni açtınız. Nasıl bir ihtiyaç­tan doğ­du L’Ap­part? Hikayesi­ni anlatır mısınız?
L’Appart PR İstanbul’u Paris’teki deney­im­ler­im­den yola çıkarak kur­maya karar verdim. Trend tah­mi­ni şir­keti Peclers’te edindiğim vizy­on, gir­işim­ci yönüm­le bir­leşince Tuvanam ile beraber baş­ka Türk markalarını da lanse etmek amacıy­la, Paris’in Mon­martre böl­gesinde bir A46 mağaza­sı açmıştım. Bu sıra­da tanıdığım fir­malar­dan biri L’Appart PR idi. Son­radan Türkiye’de moda PR’ının eksik olduğunu far­ket­mem­le beraber L’Appart PR’ın kuru­cusu Mar­ck­Ro­nzi­er ile beraber L’Appart İstanbul’u kur­maya karar verdik.

L’Appart İstanbul’un kuru­cusu Feride Tan­suğ

Yap­tığınız işi “kre­atif” PR olarak tanım­lıy­or­sunuz. Müş­ter­i­lerinize sun­duğunuz kre­atif bakış açısını biraz örnekleye­bilir misiniz?
Alışılmış yön­tem­ler yer­ine, sürek­li pazarları ve trend­leri takip ederek, hizmet verdiğimiz markalara fark­lı strate­jil­er oluş­tu­ruy­oruz. Bunun için de fark­lı alan­lar­da yetkin­lik­leri bulu­nan, sürek­li yeni olanın peşinde uzman bir ekiple çalışıy­oruz.

Çalıştığınız markaları sevmek ve onlara inan­mak, yap­tığınız iş için ne kadar önem­li?
Hem sürek­li hizmet verdiğimiz, hem de pro­je bazlı çalıştığımız bütün markaları seviy­or ve onlara inanıy­oruz. Markaların kim­lik­leri­ni ve hede­fleri­ni doğru anal­iz edip ben­imsediğimiz için, onlara uygun çözüm­ler geliştire­biliy­oruz. Bu yüz­den yap­tığımız işlerin birkaçı değil, tamamı bu doğrul­tu­da oluş­tu­ru­luy­or.

Sizce yer­li markalarımız PR şir­ket­leriyle çalış­manın öne­m­i­ni fark ediy­or mu? 
Kesin­lik­le evet. Tasarım­cıların her tür­lü hede­fine yöne­lik çözüm seçenek­leri oluş­tu­rup, ken­di pazarların­da ve ulus­lararası plat­for­m­da bilinir­liği­ni güçlendirmek için hizmet veriy­oruz. Bun­ların arasın­da kat­a­log çekim­lerinden, web site­si tasarımı­na kadar danış­man­lık, basın yan­sı­maları çalış­maları, sosyal medyaya yöne­lik hizmetler, showroom’umuzdan çekim ve dress­ing ürün­lerinin plan­la­ması ve ayrı­ca satış alan­larını genişlet­m­eye destek olmak amacıy­la sunulan çeşitli hizmetler bulunuy­or. L’Appart PR’ı İstanbul’da kur­duğu­muz zaman­lar­da, pazarla­ma iletişi­minin mar­ka strate­jisin­de­ki yeri tam olarak bil­in­mediğin­den, önce­lik­le bunun iletişi­mi­ni kur­mamız gerekiy­or­du fakat artık PR’ın öne­mi konusun­da sek­tör daha bil­inçli olduğun­dan, markalar da tam olarak ne iste­dik­leri­ni bil­erek bize geliy­or­lar.

Çok sayı­da moda tasarım­cısıy­la da birey­sel olarak çalışıy­or­sunuz. Onlar arasın­da son zaman­lar­da keşfet­mem­iz gerek­tiği­ni düşündüğünüz yetenek­ler kim­ler?
Kök­sal Atay, bünyem­ize yeni katılan ve büyük gele­cek vaat eden yeni tasarım­cılar­dan. Yer­el öğeleri, sahip olduğu geniş vizy­on­la bir­leştir­erek ken­di tasarım dili­ni yaratan bir tasarım­cı. Kesin­lik­le ona dikkat etm­eniz gerek­tiği­ni düşünüy­o­rum. Bunun dışın­da­ki tasarım­cılarımız genel olarak mar­ka bilinir­liği kuvvetli isim­ler, fakat iç giy­imde­ki ustalığını büyü­leyi­ci tasarım­lar­la dış giy­ime de aktaran İpek Kıramer’ın yeniden keşfedilme­si gereken bir derya olduğunu düşünüy­o­rum!

Mer­cedes-Benz Fash­ion Week İst­anb­ul’un da başın­dan beri PR’ını üstlen­di­niz. Galata’­da yapılan o ilk etkin­lik­ten beri ne kadar yol alındı? Paris, New York ya da Milano moda haf­ta­ların­da­ki kadar ses getiren, hak ettiği ilgiyi gören şovlar göre­bile­cek miy­iz ilerleyen zaman­lar­da?
Mer­cedes-Benz isim spon­sor­luğunu alana kadar, moda haf­tası İstanbul’da çok büyük bir yol kat etmişti. Moda haf­ta­ları tek başı­na bir markayı bir yere taşıya­maz. Çünkü bun­lar çok fazla etkenin ve fark­lı aktör­lerin bir ara­da bulun­duğu plat­form­lar. Bunun­la bir­lik­te, Mer­cedes-Benz isim spon­sor­luğuy­la gerçek­leşen moda haf­ta­ları, markalara hede­fledik­leri adım­ları ata­bilmeleri, glob­al are­na­da kendi­leri­ni duyura­bilmeleri için çok önem­li fır­sat­lar sunuy­or. MBFWI’yi gelişmek­te ve güçlen­mek­te olan bir moda haf­tası olarak Paris, New York ve Milano gibi kök­lü örnek­ler­le karşılaştır­mak doğru olmaz, fakat az önce belirt­tiğim fır­sat­ları MBFWI de sunuy­or ve bunun sayesinde hem Türkiye’de hem de dünya­da birçok başarıya imza atan Mehtap Elai­di, Başak Cankeş gibi isim­ler öne çıkıy­or.

Who’s Next fuarının da tem­sil­ci­sisiniz. Bu event bizi neden heye­can­landır­malı?
Paris’te düzen­le­nen Who’s Next, dünya­da moda üzer­ine gerçek­leştir­ilen en presti­jli ticari fuar­lar­dan bir tane­si. Mar­ka bilinir­liği­ni geliştir­menin yanı sıra, dünyanın birçok fark­lı yerinden mağaza ve butik­lerin satın alma sorum­lu­ları tarafın­dan fark edilmek ve satış gerçek­leştirmek için de çok önem­li bir etkin­lik.

Hakikat­en, sıra­da nel­er var? Moda dünyası­na yön vere­cek gelişmel­er sizce nel­er ola­cak?
Moda artık Türkiye’de de önem kazan­mış alan­lar­dan biri. Tek­stilde gelişmiş bir ülke olmamızın da etk­isiyle, genç tasarım­cılar ve markalar daha bil­inçli hareket ediy­or­lar. Gele­cek­te Türkiye’den, çok daha fazla tasarım­cının ve markanın ulus­lararası başarı yakaladığı­na tanık­lık ede­ceğiz.

Moday­la şah­si ilişkiniz han­gi düzeyde?
Modayı asıl olarak bir ken­di­ni ifade etme biçi­mi olarak görüy­o­rum. Özüm­den gelen bu ilgi sayesinde, hem diji­tal çağın sun­duğu olanakları kul­la­narak hem de kita­plar, seya­hatler, sergiler gibi gelenek­sel araçlar sayesinde modayı takip ediy­or, hay­al kuruy­or ve iş hay­atım­da bun­ları gerçek­leştirmek için gereken adım­ları atıy­o­rum.

Son olarak: Şu anda­ki başu­cu kitabınız veya kita­plarınız? Şu anda hay­atınızın teması olan müzik?
Sevgili arkadaşım Nilay Örnek’in “Bütün İyi­ler Biraz Küskündür” adlı kitabı ve bugün­lerde içinde olduğu­muz tatlı heye­canın bir parçası olarak “Bebeğinizi Bek­lerken Sizi Nel­er Bek­ler?” sürek­li elim­in altın­da. Evde olduğum­da da genel­lik­le Fazıl Say din­liy­oruz.

Exit mobile version