Serdar Akbayır: Görme Biçimleri


Londra’da terzi bir anne ve tekstilci bir baba sayesinde tasarım, sanat ve moda ile genç yaşlarda tanışan Serdar Akbıyık (Londra’daki “persona”sıyla Tony Sirdar), zamanla moda alanında marka iletişimine ve PR’a yöneldi. Bu sektörde “iletişmek” için harcadığı zaman ise ona sonunda LLOOK aplikasyonunu icat ettirdi. Hemen yakından bakalım!
Satış ve pazarlama, marka iletişimi konularında uzmansınız. Fakat grafik ve endüstriyel tasarım ile yola çıktınız değil mi? Bugünkü noktaya gelmenizde tasarım eğitiminizin nasıl faydalarını gördünüz?
Londra’daki Barnett College’da 3 hocam vardı: Roger, Naomi ve Peter. Roger bana bir fikri geliştirmek için nasıl brainstorming yapacağımı ve çizim defterim nasıl dolduracağımı öğretti. Naomi bana görmeyi, ilham almayı ve çizgi dışında düşünmeyi öğretti. Peter ise mühendisti ve fikirler, nasıl uygulamaya dökeceğimizi, gerçek ürüne dönüştüreceğimizi öğretti. O zamandan bu yana yaptığım her şeyde bu metodları kullandım. Tasarım her şeye uygulanabilir; sosyal mühendislikten reklam panolarına, kıyafetlerden teknolojiye kadar…
Bir markayı veya herhangi bir şeyi pazarlamanın en önemli adımlarından biri, doğru stratejidir. Bazen, doğru sloganın veya pazar konumlandırmasının, başarı konusunda kaderinizi nasıl değiştirebildiğini anlamak zordur.
Londra’nın bugünkü duruşunuzun şekillenmesinde etkisi nasıl oldu?
Ben 6 yaşındayken okulda Beatles şarkıları söylerdik; Fredy Mercury, Elton John söylerdik. Efsanelerin yaratıldığı bir yerde büyüdüm… Okulda drama, sanat, tasarımla ilgilendim. Özel zamanlarımda ise tiyatro ve müzik çalıştım. Londra sonsuz bir ilham kaynağı. Beni ben yapan şeyle gurur duymamı sağlayan, beni özgüvenli ve melodramatik yapan şehir. Her anı harikaydı!
Marka iletişimi konulu bir ders verecek olsaydınız, öğrencilerinize ilk derste ne öğretirdiniz?
Hımmm, bu zor bir soru. İyi ki öğretmen değilim! Sanırım ilk dersi, pozisyonlandırmaya, yani hedef kitlemizin (müşterileriniz veya hayranlarınızın) zihninde edinmek istediğiniz konumu belirlemeye ayırırdım.
Daha sonra hedef pazarın kimlerden oluştuğunu anlamaya çalışır ve bunun algılar ile örtüşüp örtüşmediğine bakardık. Son olarak, büyük harflerle NEDEN sorunuzu sorardık; yani hedef kitlemizin NEDEN ürünümüzü satın alması, bizi izlemesi veya takip etmesi gerektiğini açıklardık.
Günümüzde müşterileriniz aynı zamanda hayranlarınızdır ve yaptığınız her şeyin aynı dili konuşması ve aynı değerleri taşıması gerekir.
İlk dersimiz bütün bunları anlamakla geçerdi!
Bir PR şirketinin inandığı markalarla çalışması ne kadar önemlidir?
İnanılmaz derecede önemlidir. Her tür işbirliğinde, partnerlerinizle ne kadar iyi anlaşırsanız, o kadar verimli sonuç alırsınız inancındayım.
Tecrübelerim bana, çalışanların bir konuda heyecan duydukları zaman daha iyi ve yaratıcı sonuçlarla çıkageldiklerini gösterdi hep. Global markalarla çalıştığınızda heyecan duymak daha kolaydır elbette, fakat startup’lar veya yıldızı yeni parlayan tasarımcılar ile çalıştığınızda bazen hayal gücünüzü biraz daha fazla zorlamanız ve markayı sadece olduğu gibi değil, gelecekte olabileceği gibi de görmeniz gerekir.
Uzmanlaştığınız alanların daha çok moda, spor ve eğlence olduğunu görüyoruz. Bugüne dek imza attığınız en keyifli işler, kampanya veya tanıtım event’leri hangileriydi? Birkaç örnek verebilir misiniz?
Londra’daki Türkler’e yönelik partiler düzenlemeye 15 yaşında başladım. Yüzlerce, yüzlerce kişi gelirdi ve mükemmeldi.
22 yaşındayken, FIFA ve UEFA’nın Londra’daki resmi pazarlama ajansı “Skyvile” için çalıştım. LED reklam tabelalarını tasarlayıp futbol camiasıyla tanıştıran ekiple çalıştım. Hatta BBC ve Evening Standard gazetesi bizi mahkemeye verdi…Çok eğlendik!
İstanbul Moda Haftası’nda #whiteposture markası için Devlet Opera ve Balesi sanatçılarıyla harika bir defile sahneledik. Youtube’da izleyin, dokunaklı bir şov oldu. Fakat İstanbul için favori projem #birtohumek oldu. Instagram’da takip edebilirsiniz! Amacımız, Tohum Otizm Vakfı için farkındalık yaratmaktı ve tüm bir moda camiası, ünlüler, sanatçılar bunun için kollarını sıvadı, para toplamamıza yardım etti ve bir ay kadar kısa sürede 50 milyona yakın insana ulaştık.
Kişisel projelerime gelince: Bugüne dek farklı sanatçılar için pek çok albüm ürettim, sadece eğlence için kendime dahi bir albüm yazdım ve ürettim, fakat favori şahsi başarım, birkaç yıl önce gerçekleştirdiğim sanat sergim oldu.
Bütün gün devam edebilirim 🙂
Dijital dünyada orijinal fikir geliştirmenin gittikçe zorlaştığı bir zamandayız. LLOOK fikri ilk olarak ne zaman aklınıza düştü? Nasıl bir ihtiyaca cevap veriyor ve bizi nasıl bir platform bekliyor?
Biraz klişe olsa da Chanel’in şu sözünden alıntı yapacağım: “Zor zamanlar, hakiki şeylere karşı içgüdüsel bir arzu uyandırır.” Dolayısıyla bu fikir de ihtiyaçtan doğdu. Altı yıl boyunca L’Appart PR ajansında çalıştım ve bu süre boyunca çeşitli faaliyetlerin gelişmesine katkıda bulundum. Moda PR’ı ve İletişimi kulağa hoş gelse de zamanınızın %70’i rapor hazırlamak, medyayı taramak, misafir listeleri hazırlamak, katılımcıları konfirme etmek gibi işler ile masa başında veya bir toplantıda geçiyor. Yeni insanlar keşfetmek, tanımak için de pek zamanınız olmuyor; halbuki her geçen gün yeni Instagram ve Youtube şahsiyetleri doğuyor.
Bu platform ile amacımız, o kaybolan zamanı geri almak, doğru insanlar arasında yeni fırsatlar yaratarak global ölçekte keşifleri kolaylaştırmak ve ilham vermek.
Şu anda kurduğumuz sistem, doğru data sayesinde ajanslara %20 zaman kazandırır vaziyette. Amacımız, 2 yıl içinde bunu %70’e çıkarmak. Londra ve İstanbul’daki çevrelerimizi buluşturduk, ajansların yeni yetenekleri keşfetmesine yardımcı olduk, ve camiamızda üretkenliği arttıracak bilgiyi paylaşmış olduk.
Sanırım doğru yoldayız!
Biraz da LLOOK aplikasyonundan bahsedelim; bilmeyenler için anlatır mısınız biraz?
Aslında iki ürünümüz var: Online bir ajans yönetim sistemi olan LLOOK Insight ile profesyonel dijital profilinizi oluşturabildiğiniz LLOOK Portfolio (özel bir sosyal networking aplikasyonu olarak da düşünebilirsiniz). Yeni üyelerin sistemde profil oluşturabilmesi için, var olan iki üye veya ajans tarafından önerilmesi gerekiyor. Bu uygulama bizim camiadan insanların, yani gazetecilerin, editörlerin, dijital influencer’ların, stilistlerin, sektörle alakası olan herkesin dijital profil oluşturup faydalanabileceği bir uygulama. Burada bir profesyonel portfolyo oluşturabilir, ajanslardan yaptıklarınızla ilgili kredi alabilirsiniz. Aynı zamanda davetler ve basın bültenleri iletmek gibi fonksiyonları da var. Ama topluluğu bir araya getirmesi en güzel özelliği.
Bu sistem yurt dışında da kullanılıyor mu?
Sistemi bir yıl kadar İstanbul’da test ettik; şu anda 12 ajans ve onların temsil ettiği 300 kadar marka sistemde. Londra merkezli bir ajans ile yeni anlaşma imzaladık; Amsterdam, İskandinavya ve Dubai ayaklarının da 3 ay içinde aktive olmasını bekliyoruz.
MBFWI’nin 13. sezonunda da bazı PR şirketleri tarafından LLOOK aktif şekilde kullanıldı. Geri dönüşler nasıl?
Evet, sistemimiz 5.000 kadar davetlinin girişinin yapılması için kullanıldı. Bekleme sürelerini %50 kadar azaltması harikaydı. Şimdi bu etkinliğe dahil olan tüm ajansların resmi hizmek sağlayıcısı olmak için görüşmelerimiz sürüyor.
Sizin modayla aranız nasıl? Takip eder misiniz?
Bugünlerde herhangi bir şeyi takip etmekte zorlanıyorum 🙂 Fakat annem terziydi ve babamın fabrikası eskiden Burberry için montlar, paltolar üretirdi. Büyük ablam Londra’nın en iyi kuaförlerinden biri; küçük ablam ise moda tasarımcısı. Kısacası, evet, moda evimin içinde.
Son zamanlarda gördüğünüz en harika şey neydi?
Bir yerde çok uzun süre yaşarsanız, şaşırmayı bırakıyorsunuz. Geçenlerde Londra’ya 3 aylığına döndüm ve şimdi hem İstanbul’u, hem de Londra’yı başka gözlerle görüyorum… Kısacası bu seyahat hem İstanbul’un değerini anlamamı, hem de Londra’yı yeniden keşfetmemi sağladı.
Şu anki başucu kitabınız hangisi?
Aslına bakarsanız şu anda okuduğum bir kitap yok… Fakat bir heykel serisi üzerine çalışıyorum, o nedenle yatağımız başucunda lekeli pantolonlarımla kil duruyor 🙂
Şimdi sırada ne var?
LLOOK son zamanlarda yatırımcılardan da çok ilgi gördü. Asıl konsantrasyonum, onu global platforma taşımak. Bunun yanı sıra, bir Türk markası ile yeni bir işbirliğinin eşiğindeyiz. Dolayısıyla oldukça heyecan verici günler kapıda.