GARDIROP MAGAZİN

#İMAlovesMBFWI

[tps_header]

Mer­cedes-Benz Fash­ion Week Istan­bul’un “taze­leyi­ci” etkin­lik­lerinden biri haline gelen New Gen defile­si, her yıl İst­anb­ul Moda Akademisi (İMA) mezun­larının genç yetenek­leriyle bizi buluş­tu­ruy­or. Bu senenin mezun­ları ve yaratıcı dünyalarıy­la siz de tanış­maya hazır mısınız? 

Türkiye’nin en yetkin moda okulların­dan İMA, sek­törün gele­ceğine yön vere­cek yaratıcı isim­leri par­lat­maya devam ediy­or! Uni­ver­si­ty of the Arts Lon­don / Lon­don Col­lege of Fash­ion ile strate­jik işbir­liği içinde yürüt­tüğü lisans ve mas­ter pro­gram­ların­da moda, tasarım ve sanat bil­in­ci yük­sek tasarım­cılar yetiştiren İMA, eğitim­leri­ni tamam­layan ve ken­di markalarını geliştirme potan­siye­line sahip genç yetenek­leri de yal­nız bırak­mıy­or.

Pro­fesy­onel kolek­siy­on­larını hazır­la­maları, mar­ka kim­lik­leri­ni bul­maları ve sürdürülebilir şek­ilde hay­a­ta geçirmeleri konu­ların­da da desteği­ni sürdür­erek, onları moda dünyası­na adım atmaya hazır­lıy­or. New Gen defileleri, bu yol­da oldukça önem­li bir adım. Her yıl sek­törün uzman isim­lerinden oluşan jüri değer­lendirme­si sonu­cu seçilen İMA mezun­ları, ilkbahar–yaz ve sonbahar–kış kolek­siy­on­larını MBFWI’nin her iki sezo­nun­da da sah­neleme şan­sı yakalıy­or. MBFWI’nin 10. sezo­nun­da­ki New Gen kar­ma defilesinde bu kez 8 genç tasarım­cı, İlkb­ah­ar-Yaz 2018 kolek­siy­on­larıy­la podyum­da yer alarak ulus­lararası moda ağı­na isim­leri­ni tanıt­ma fır­satı bul­du. Asude Şenoğlu’nun “Fake ID”, Nes­li­han Çömez’in “Dual Souls”, Tuğçe Demiran’ın “Los Magi­cos”, Tuğçe Güreşçi’nin “Per­fume and The Pow­er of Your Beau­ty”, Gizem Güngör ‘ün “4 Times Four”, Merve Gülbudak’ın “My Heart Is Stranger”, Kübra Akgün­lü’nün “Sir­ius” ve Sanem Esen’in “Free to Be Freak” adlı kolek­siy­on­ları beğeni topladı. Dil­ers­eniz yakın­dan bakalım!

NEW GEN | IMA GENÇ TASARIMCILAR



[/tps_header]

ASUDE ŞENOĞLU
Ankara Üniver­site­si arke­olo­ji mezunu tasarım­cı, için­de­ki yaratıcılığa yönelme arzusuy­la modaya IMA’­da Moda Tasarımı ve Yöne­ti­mi pro­gramını tamam­ladı. Eğiti­mi sırasın­da sek­tör­den önem­li tasarım­cılar­la çalış­ma fır­satı bul­du: Bir Bora Aksu pro­jesinde erkek giy­i­mi, Dice Kayek çatısı altın­da gelenek­sel Türk el sanat­larının yaşatıl­ması amaçlı bir pro­je ve ser­gi üzerinde çalıştı. H&M’in Sürdürülebilir Moda yarış­masın­da bir­in­ci­lik alan tasarım­cı, geçtiğimiz Ekim ayın­da gerçek­leşen moda haf­tasın­da “fakei­den­ti­ty” adlı cesur kolek­siy­onuy­la dikkat çek­ti.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?
Ben­im uzman­laş­ma yol­un­da git­tiğim ana malzeme, den­im. Türkiye çok büyük bir den­im üreti­cisi; bu alan­da çok sayı­da büyük fir­ma var. Kay­nakların bu kadar yoğun, talebin de oldukça yük­sek olduğu bu ortam­da, ben den­im’e fark­lılık katan doku­lar yarat­mayı seviy­o­rum. Aslın­da tamamı bir fikir etrafın­da dönen, malzeme oyna­ma çalış­maları da diye­bil­i­riz 🙂

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di? 
Bu kısım genelde “iç ben­lik” çatış­ması olarak karşı­ma çıkar. En zor­landığım kısım­lar, aslın­da soyut kısım­lar. Somut prob­lem­leri çöz­menin bir yolu mut­la­ka bulunur.

Tasarım idol­ün kim?
Düşünce sek­line hayran olduğum ve en başın­dan beri değişmeyen Yohji Yamamo­to ve Rick Owens.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Ben her zaman sokak­tan ilham alan bir tasarım­cı oldum. Herkesten, hep­imiz­den bir parça taşıyan, gerçek, sokak­tan şeyler­den besleniy­o­rum diye­bilir­im. Ken­di­ni kaybe­den, ken­di­ni bulan, ken­di­ni arayan bireyler; gizle­mek zorun­da kaldığımız “gerçek” kim­lik­ler­im­iz ve bunun gibi birçok gözlem bana büyük heye­can ve ilham kay­nağı oluy­or. Sokağı ve kusu­ru en iyi anla­tan materyalin de den­im olduğunu düşünüy­o­rum. Bu bir­lik­te­lik ben­im tasarım kim­liği­mi en çok ortaya çıkaran unsurlar­dan.

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi?
Genel anlam­da olmasa da son bir sen­e­mi değiştiren ve ben­im için çok özel olan Hozier’den “Take Me to Church”.

Sıra­da ne var?
Tüketme zorun­lu­luğu bulun­mayan ve kusursuz görün­m­eye çalış­mayan bir mar­ka yarat­mak en büyük amacım. Şu an, bunun için bir alt yapı çalış­ması içerisindey­im.

TUĞÇE DEMİRAN
Ondokuz Mayıs Üniver­site­si Endüstri Mühendis­liği mezunu Tuğçe, son­radan IMA Moda Tasarımı ve Teknolo­jisi lisans pro­gramı­na yönel­erek kadın giy­im üzer­ine uzman­laş­maya karar ver­di. 2017’deki mezu­niyetine dek IMA’nın Bora Aksu, Bil­store ve Dice Kayek ile ortak­laşa gerçek­leştirdiği birçok kolek­siy­on pro­jesinde yer aldı. 2016 Koza Genç Moda Tasarım­cıları Yarış­ması’n­da, Pedro Almod­ovar’ın “The Skin I Live In” adlı psikolo­jik ger­il­im fil­min­den ilham alarak hazır­ladığı ve ikin­ci bir deri gibi vücudu saran kıyafetler­den oluşan mini kolek­siy­onuy­la bir­in­ci­lik ödülünü kap­tı.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?
Kolek­siy­onun ihtiy­acı­na göre değişiy­or. Kendi­mi sınır­landır­mıy­o­rum, kolek­siy­onun ihtiy­acı ne ise onu kul­lanıy­o­rum.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di?
Kumaşlar­la oyna­mayı seviy­o­rum, genel­lik­le bu konu­da teknik sıkın­tılar çık­a­biliy­or.

Tasarım idol­ün kim?
Moda dünyasının en hızlı yük­se­len genç yetenek­lerinden, Gür­cü tasarım­cı Dem­na Gvasalia.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di
Son kolek­siy­on­um Los Magi­cos! Pablo Esco­bar ve Maradon­a’­dan ilham alarak oluş­tur­dum.

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi?
Bu derece anlam yük­lediğim bir müzik yok açıkçası.

Sıra­da ne var?
Flo­ransa’­da­ki moda akademisi Polimoda’da mas­ter yap­maya gidiy­o­rum 🙂

TUĞÇE GÜREŞÇİ
Okan Üniver­site­si Muhasebe ve Finansal Yöne­tim bölümü mezunu Tuğçe, son­radan çocuk­luk hay­alin­in peşin­den git­m­eye karar ver­erek IMA Moda Tasarımı ve Teknolo­jisi lisans pro­gramını tamam­ladı. Şu anda New Gen SS18 kolek­siy­onu üzerinde çalışıy­or.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?
Giysi­lerin malzemelerinden çok, form­larıy­la oyna­mayı sev­er­im. Renk nasıl bir görsel iletişim dili ise giysi form­ları da bireyin genel kişiliği, yaşam tarzı, alışkanlıklarına dair ipu­cu veren ses­siz bir iletişim biçimidir. İnsanlar, henüz konuşmadan ilk bakışta dahi dış görünüşleri ile bir­bir­leri hakkın­da genel yargılara sahip olurlar. Bu nok­ta­da vücudun hacmi­ni vur­gu­layan ya da gizleyen, kişinin karak­terinde veya yaşam tarzın­da öne çıkan yön­lere dair ipu­cu veren, giysiler ve siluet­leridir.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di?
Tasarım­larımın üre­tim sürecinde zor­lan­mıştım. İns­anın hay­al dünyasın­da­ki ile gerçek­ler bazen örtüşmeye­biliy­or ve hay­al edilen­den uza­k­laştıkça çarpıcı dokunuşlar­la duru­mu lehine çevirmek zor­laşa­biliy­or. Tabii bu ara­da, tasarım esnasın­da göremediği­ni üre­tim esnasın­da görmek ve parçaya etk­i­leyi­ci bir dokunuş kazandır­mak daha da haz veri­ci ola­biliy­or.

Tasarım idol­ün kim? 
Uzun zamandır tasarım idol­üm Audrey Hep­burn oldu. Son defil­eye çıkarken de ondan ilham alarak, onu araştırarak tasarım­larımı çizdim.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
En son “Per­fume: The sto­ry of a Mur­der­er” adlı film­den etk­ilendim. Kadın­ları öldürüp ten­lerinden çeşitli par­füm­ler üret­m­eye çalışan bir seri katilin hikayesi­ni anlatıy­or. Kadın­ların en önem­li özel­lik­leri, karşı konu­la­mayan güzel­lik­leri ve çeki­ci­lik­leridir. Tıp­kı Audrey Hep­burn gibi…

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi? 
Hay­atımın ana teması ola­bile­cek spe­si­fik bir müzik yok ama genel olarak yabancı müzik din­le­meyi sev­er­im…

Sıra­da ne var?
Tasarı­ma devam etmeyi düşünüy­o­rum.

KÜBRA AKGÜNLÜ
Mersin Üniver­site­si Güzel Sanat­lar Fakül­te­si Res­im Bölümü mezunu Kübra, 2014’te Hakan Yıldırım’daki sta­jının ardın­dan NU’da tasarım asis­tanı olarak çalıştı. 2016’da ITKIB Koza Genç Moda Tasarım­cıları Yarış­ması’n­da final­ist oldu. Şimdil­erde, Zeynep Tosun’da tasarım asis­tan­lığı görevi­ni sürdürüy­or.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er­le oyna­mayı sev­ersin?
El emeği ben­im için çok özel. Tasarım­larım­da da hep eski teknik ve malzemeleri yeni ve mod­ern dokunuşlar­la biçim­lendirmeyi seviy­o­rum. Koza Genç Moda Tasarım­cıları Yarış­ması için hazır­ladığım kolek­siyon­da, el boya­ması ve kabart­ma boya­ma yap­mıştım. New Gen’de ise kumaşları ip oyun­larıy­la süsled­im. Makrame örme sanatının ilk basamağı. New Gen’de­ki esas ilham kay­nağım olan Göbek­lite­pe gibi, makra­menin tar­i­hi de çok eski. Bu yüz­den ikisi­ni çok zevk alarak bir­leştirdim.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di? 
Tasarımın temeli, aslın­da olmayan bir şeyi yarat­mak. Bir hay­al kuruy­or­sun ve onu üç boyu­ta dönüştürmek en temel sorun. O yüz­den hep çözüm odak­lı olmak zorun­dayım.

Tasarım idol­ün kim?
Mai­son Mar­tin Margiela.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Keşif denile­mez aslın­da ama ani­mel­er! “Avatar: The Last Air­ben­der” serisi­ni tavsiye ediy­o­rum!

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi?
Mas­sive Attack­’ten “Voodoo in My Blood”, New Gen’de de çalan parçay­dı 🙂

Sıra­da ne var?
Şu an net bir şey yok, ama ken­di markamı yarat­mak­la ilgili gerçeğe dönüşmeyi bekleyen hay­al­ler­im var.”

MERVE GÜLBUDAK
2004’te lisedeyken modaya ilgisi başlayan Merve, Pamukkale Üniver­site­si’n­den son­ra moda tasarımı eğiti­mi­ni IMA’­da lisans ve mas­ter pro­gram­larıy­la sürdürdü. Okul yıl­ların­da, akademik çalış­malarını tek­stil sek­töründe edindiği tecrübe ile perçinleyen tasarım­cı, Kar­dem Tex­tile’­da moda tasarım­cısı olarak görevi­ni sürdürüy­or. Fuar­ları takip ederek gele­ceğin trend­leri­ni kok­la­mak, kolek­siy­on hazır­la­mak ve fir­manın İsp­anya’d­aki müş­ter­i­leriyle ilişk­i­leri sürdürmek sorum­lu­luk­ları arasın­da.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?  
Tasarım­larımı fark­lı detay­lar­la süsley­erek, yeni doku­lar elde etmeyi seviy­o­rum. Bu kolek­siy­on­um­da da gerçek çiçek­ler­le üç boyut kazandırdığım “fab­ric manip­u­la­tion (kumaş manipülasy­onu), kolek­siy­on­u­mun en ilgi çeken kıs­mıy­dı.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di?
Kolek­siyon­da­ki birçok kumaşımı Hol­lan­da ve Londra’dan seçmiş­tim. Bura­da maale­sef ori­ji­nal kaliteli kumaş bulamıy­o­rum. Kumaşlar geldik­ten son­ra, kolek­siy­on için ekstra geliştirmem gereken çiçek manipülasy­on­ları vardı. Kumaş temin süre­ci, son zaman­lar­da karşılaştığım en büyük sıkın­tı.

Tasarım idol­ün kim(ler)?
Türk tasarım­cılar­dan, güçlü tasarım karak­ter­leriyle Mehtap Ela­di ile Özgür Masur.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Son defile heye­canı­ma ilham kay­nağı olan “The Dan­ish Girl” fil­mi. Gerçek kim­liği­ni arayıp bulan bir kızın dramının anlatıldığı filmde, eşi Gerda’nın son­suz bir aşk­la verdiği mücadele beni derinden etk­ile­di. Hay­a­ta hep­imiz fark­lı bireyler olarak gel­i­riz, ama nedense hep­imiz fark­lı olmak­tan korkar ve aynılaş­maya çalışırız. İçimizdeki gerçek kişi­den o kadar uza­k­laşırız ki sonun­da insan­lar aynı mut­lu maskeyle ölü olarak yaşar. Ben de filmin “için­de­ki kim­liği açığa çıkar­ma” hikayesi­ni ve kar­maşık içsel duygu­larını kolek­siy­on­u­ma yan­sıt­tım.

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi? 
Tame Impala’dan “Let It Hap­pen”.

Sıra­da ne var?
Kendi­mi her yönüyle sürek­li geliştirm­eye çalışan biriy­im. Şu an için ken­di markamı yarat­ma fikrim yok; giy­ilebilir tasarım anlayışını dünya markaları­na yan­sıt­mak beni daha çok geliştiriy­or. Markaların tasarım çizgisi, ben­im ruhu­mu da yan­sıt­malı. Şimdi­lik ener­ji bul­duğum dünya markalarıy­la çalışıy­o­rum ve bu çok daha key­i­fli! Önümüzde­ki yıl ise beni heye­can­landıran yeni bir hikaye ile bir yarış­ma plat­for­mun­da yer alma düşüncem var.

NESLİHAN ÇÖMEZ
Yedite­pe Üniver­site­si İnşaat Mühendis­liği bölümün­den mezun olduk­tan son­ra, aile mesleği inşaat sek­törüne devam etmek istemediğine karar veren Nes­li­han, sana­ta ve tasarı­ma olan ilgisi nedeniyle moda tasarımı­na yönel­di. IMA Moda Tasarımı ve Teknolo­jisi lisans pro­gramını tamam­layan tasarım­cı, akademide bulun­duğu sürede çeşitli sek­törel pro­jel­erde de yer aldı: IMAx­Bil­sar işbir­liği için beyaz göm­lek tasar­ladı; IMAxDice Kayek ortak yapımı “İzler” adlı sergide gelenek­sel Türk cam sanatın­dan esin­le­nen üç adet haute-cou­ture parçası sergilen­di. Londra’da Bora Aksu SS17 sta­jı sırasın­da Lon­don Fash­ion Week’e hazır­lık heye­canını da tecrübe eden tasarım­cı, şu sıralar New Gen SS18 kolek­siy­onu üzerinde çalışıy­or.


Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?
Tasarım­larım­da her zaman el emeği ön plan­da olmuş­tur. Vazgeçilme­z­ler­im arasın­da el yapımı kumaşlar ve el dik­işi var. Genel­lik­le organze kumaş ve çeşitli iplik­ler­le yeni doku­lar oluş­tur­mayı ve ken­di bon­cuk­larımı üreterek ürün­lere yeni bir anlam yük­le­meyi seviy­o­rum.

Son zaman­lar­da seni en düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di?
İki boyut­lu çalış­maları üç boyut­lu hale getirmek gerçek­ten altyapı, zaman ve emek istiy­or. Bu aşa­ma beni oldukça zor­lamıştı.

Tasarım idol­ün kim?
Birçok idol­üm var. İlki Bora Aksu. Son­rasın­da ise Thom Browne, Comme Des Garçons ve Vik­tor and Rolf geliy­or.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Geçen yaz Londra’da sanat açısın­dan heye­can­lı bir keşfe çık­mıştım. Beni en çok heye­can­landıran ise Londra’da British Museum’daki “Cra­dle to Grave” (Beşik­ten Mezara) adlı sergiy­di. Sergide eski zaman­lar­dan günümüze kadar, has­ta ve sağlık­lı insan­ların kul­landık­ları tıb­bi materyaller, bir ensta­lasy­on çalış­ması ile artis­tik bir alana aktarılmıştı. Sergide anlatılan karak­ter­lerin yaşam hikayeleri­ni kendim­le çok özdeşleştirdiğim için beni çok heye­can­landır­mıştı. Bu neden­le son kolek­siy­on­u­mun teması bu serginin içer­iğin­den ilham alıy­or.

 Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi?
Tiziano Ferro’nun üç şarkısını (Di Più, 10 Pie­ga­men­ti ve Cen­toundi­ci) har­man­larsak tam anlamıy­la hay­atım­la ente­gre oluy­or.

Sıra­da ne var?
SS19’ kolek­siy­onu için yeni bir pro­je var. Şimdi­lik sür­priz olsun, gize­mi bozul­masın.

GİZEM GÜNGÖR
2011’de İzmir’de mimar­lık bölümün­den mezun olduk­tan son­ra çeşitli mimar­lık ofis­lerinde tecrübe kazanan Gizem, 2014’te Kültür ve Tur­izm Bakan­lığı’n­da mimar olarak çalış­maya başladı. Tasarımın, sanatın ve üre­timin hay­atının merkezinde olması arzusuy­la 2015’ten bu yana IMA’­da Moda Tasarımı eğiti­mi­ni sürdürüy­or.

 Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?  
Bel­li bir malze­m­eye bağlı kalmak­tan çok, tasarımın ruhu­na göre hareket etmeyi seviy­o­rum. Malzemel­erde­ki çeşitlilik bana ilham veriy­or.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di? 
Tasarım yaparken bir ürünün fark­lı alter­nat­i­fleri­ni oluş­tu­ruy­o­rum, son­ra hep­si­ni sevdiğim için araların­da karar vere­bilmek zor oluy­or. Bunu çöze­bilmek için sevgi­den öteye geçip, aşkı ara­maya çalışıy­o­rum 🙂

Tasarım idol­ün kim? 
Birçok isim var ama hem mimaride hem de moda alanın­da ilham veren ve beni en çok etk­ileyen tasarım­cı Hüseyin Çağlayan.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Doğa beni en çok heye­can­landıran son­suz ilham kay­nağım. En son cam sanat­larıy­la ilgili izlediğim bir video tasarı­ma olan hayran­lığımı artırdı.

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi? 
İçinde bulun­duğum anı his­set­mek, onu yaşaya­bilmek ve düşünebilmek açısın­dan beni yukarı çeken, özgür ve güçlü his­set­tiren, bir adım daha ata­bilmem için motive eden poz­i­tif müzik­leri seviy­o­rum. “Feel­ing Good” ve “If You Want to Sing Out” şarkıları lis­temin başın­da geliy­or.

Sıra­da ne var?
Bir tasarımın, tasarım­cının tüm ilgi alan­ların­dan beslendiği­ni ve bu sayede ortaya özgün işler çık­tığını düşünüy­o­rum. Bu neden­le sanatın ve hay­atın beni heye­can­landıran her alanın­da kendi­mi geliştirm­eye devam etmeyi ve özgür, güçlü, özel his­set­tire­cek kolek­siy­on­lar oluş­tur­mayı hede­fliy­o­rum.

SANEM ESEN
Dokuz Eylül Üniver­site­si Çalış­ma Ekonomisi ve Endüstri İlişki­l­eri bölümünü bitirdik­ten son­ra çocuk­luk hay­ali­ni gerçek­leştirmek üzere 2015–2017 yıl­ları arasın­da IMA’­da eğitim alan Sanem, bir yıldır kardeşi İrem Esen ile beraber kur­duğu markası Sororis için çalışıy­or.

Tasarım­ların­da han­gi malzemel­er ile oyna­mayı sev­ersin?
Desen ve renk üzerinde oyna­mayı seviy­o­rum.

Son zaman­lar­da seni en çok düşündüren tasarım prob­le­mi ney­di?
Ken­di oluş­tur­duğum desen­lerin kıyafetler üzer­ine nasıl yer­leşe­ceği, kalı­plara nasıl aktarıla­cağı diye­bilir­im.

Tasarım idol­ün kim?
İşl­erini sev­erek takip ettiğim ve örnek aldığım isim­ler­den aklı­ma ilk gelen­ler: Jere­my Scott ve Mary Katrant­zou.

Seni en son heye­can­landıran keşfin ney­di?
Yıl­lardır amatör olarak yap­tığım çiz­im­lerin ve karak­ter­lerin moday­la bir­leşe­bilme­si. Ken­di çiz­im­ler­i­mi kumaşların üzerinde ilk gördüğüm anda­ki heye­canımı unutamıy­o­rum.

Hay­atının ana teması ola­bile­cek müzik hangisi?
Camille Saint Saen­s’­den “Danse Macabre”.

Sıra­da ne var?
Kardeşim İrem ile kur­duğu­muz online markamız Soror­ist üzerinde çalış­maya devam ede­ceğim. Özgün ve dünya stan­dart­ların­da tasarım­lar yaparak bun­ları ulaşıla­bilir kılan bir mar­ka olmak istiy­oruz. New Gen defile­si kap­samın­da oluş­tur­duğum kolek­siy­ona ben­z­er çalış­malarım da devam ede­cek. Öte yan­dan, daha dinamik ve genç bir alt markanın da hazır­lığı içerisindey­iz.

Exit mobile version