Eser Yoğurtçu: Temiz’e Çekme Zamanı


Kuru temizleme ve lostra hizmetine ihtiyaç duyduğu bir günde “Temiz.co” uygulamasını geliştirmeye kadar veren girişimci Eser Yoğurtçu, Türkiye’den çıkarak dünyanın ilk 5 mobil oyun şirketi arasına girmeyi başaran Peak Games’in de kurucularından.
2017’nin en iyi aplikasyonu seçilmesiyle adını daha çok duymaya başladığımız Temiz.co’nun başarısını, bu zamana dek birçok girişime sağladığı danışmanlık ve işbirlikleri üzerine konuştuk.
Background’unu kısaca nasıl özetlersin?
2000 yılından bu yana dijital sektörde birçok firmada, farklı pozisyonlarda görev yapma şansı buldum. Böylece global markaların, reklam ajanslarının ve özellikle yeni girişimlerin dijital çağa ayak uydurmak için geçirdikleri dönüşüme de çok yakından tanık oldum. 2010’da Mynet’te ürün yöneticiliği yapmamın ardından Peak Games’in 4 kurucusundan birisi olarak, Türkiye’den çıkan ve dünyanın ilk 5 mobil oyun şirketi arasına giren bir hikayeyi oluşturan harika bir ekiple çalışma fırsatı buldum. Tüm bu deneyimlerin ve kendi girişimlerim üzerine hazırlıklar yaptığım birkaç yılın ardından önce 2013’te bir online eğitim platformu kurdum. Çok başarılı yatırımcılarla başladığımız bu işin, o yıllarda henüz Türkiye için erken bir adım olduğuna karar vererek bir yılın ardından sonlandırma kararı aldık. Daha sonra Temiz’in kuruluşuna dek birçok girişime danışmanlık ve eğitim vererek sektöre fayda sunmaya devam ettim.
San Francisco’daki Stanford Üniversitesi’nin de kariyerinde önemli bir yeri olmuş. Biraz anlatır mısın?
Benim için çok büyük bir mihenk taşıydı tabii. Yaklaşık bir yılı aşkın sürede geliştirdiğimiz ve patenti için başvurduğumuz bir hardware projesi vardı; akıllı telefonlardan güvenli veri transferi yapmayı sağlayan bir ürün. Bu tip projeleri dünyada en iyi geliştiren ve sadece Stanford mezunlarının kabul edildiği bir program var; ben mezun olmasam da başvurdum ve günlerce hazırlanan sayfalarca dokümanı gönderdikten bir hafta sonra tanışmak istediklerini belirten cevabı görünce gözlerime inanamadım! Sonrasında gittik, görüştük, yorumlarını aldık. Tam bu geliştirme sürecinde Türkiye’de 15 Temmuz olaylarının etkisiyle projenin finansal kaynaklarını yeniden değerlendirmek zorunda kaldık.

Eser Yoğurtçu
Fakat orada durmadın… Daha sonra, 2017’nin en iyi aplikasyonu seçilen bir girişimle tanıdık seni. “Temiz.co” fikri ilk ne zaman aklına düştü? Ve nasıl gelişti? Tüm bu süreçteki ilham kaynaklarından biraz bahseder misin?
Aslında burada, birkaç ay sürmesine rağmen beni çok etkileyen bir zaman diliminden, Stanford Üniversitesi’nin StartX programı katılımcısı olarak geçirdiğim süreden bahsetmem gerekir. O süreçte, oradaki girişimcilerle çok yakından tanışma ve tüm bu işleyişin kalbini görme şansım olmuştu. Temiz fikri de oradaki kuru temizleme girişimlerinin ne kadar kolay ve doğru işlediğini görmemle gelişti. Türkiye’ye döndüğümde bu konuda bir eksik olduğunu fark edip, kurucu ekibimizle sohbet ederken sektörü araştırmaya karar verdik. Yaklaşık 3 ay süren bu araştırma sürecinin ardından bugün buradayız 🙂
Dijital dünyada orijinal fikir geliştirmenin gittikçe zorlaştığı bir dönemdeyiz. Tutan projelerden çok tutmayanların ağırlıkta olduğu bir dünya. Temiz’in başarısını neye bağlıyorsun?
Öncelikle Temiz’i başarılı bulduğunuz için teşekkür ederim, benim için çok değerli bir yorum. Şunun altını çizmem şart; ekibimizde valelerimizden çağrı merkezine, ayakkabı uzmanlarımızdan yöneticilerimize kadar herkesin çok titiz çalıştığını söylemem gerekir. İlk günden bu yana her müşterimizle çok yakın bir ilişki kurmaya çalışıyoruz ve verdiğimiz her hizmeti tahmin edilenin aksine tamamen kendi tesislerimizde ve kendi ekibimizle veriyoruz. Her zaman müşterilerimizin ihtiyaçlarını en doğru şekilde nasıl karşılayabileceğimiz üzerine yoğunlaşıyoruz. Bugün Temiz’i yaşamlarının bir parçası olarak kabul eden yüzbinlerce üyemize sorarsanız, işimize olan saygı ve samimiyetimize olan güvenleriyle bugünlere geldiğimizi söyleyeceklerdir.
Son zamanlarda rakipleriniz çıkmaya başlasa da kuru temizleme ve lostra denildiğinde akla ilk gelen en güvenilir app’lerden biri Temiz. Müşterilerinizin güvenini nasıl kazandınız?
Tamamen iletişim ve ekibin özverisi en önemli ayrıntı. Tabii ki teknoloji de bizim işimizin temel taşı. Teknolojinin bize sağladığı her fırsattan yararlanmaya çalışıyoruz ki bu da bize müşterilerimize zamanında ve doğru hizmet sağlamakta güç veriyor. Temiz’deki en büyük zorluk, her parçanın insan elinden bir sanatçı titizliğiyle çıkması gerçeği; bu zorluğu da yine teknolojinin detaylardaki başarısından yararlanarak aşıyoruz.
Covid 19 hayatımızda pek çok şeyi değiştirecek. Pandemi öncesi ve sonrası olmak üzere ikiye ayrılacak yepyeni bir dünya düzenine siz nasıl uyum sağlayacaksınız? Pandemiden sonra Temiz.co’yu nasıl bir yerde görüyorsun?
Biz hijyen ve dezenfeksiyon konusuna, Türkiye’deki gıda sektörü gibi her zaman dikkat etmesi gereken sektörlerden birisiydik. Pandemi ile birlikte bu konuda işleyişimizde çok büyük bir değişim olmadı ama evde geçirilen sürenin artması ve kitlelerin dışarı çıkmayı minimuma indirmek istemesi sebebiyle, kapıdan alım hizmetimiz için müşteri taleplerinin arttığını gözlemlemeye başladık bile. Pandemi ile birlikte, alışkanlıklarını değiştirmeyi aklından geçirmeyen kişilerin dahi dijital dünyadaki konfor, kalite ve rahatlıkla tanışmasının ardından, daha pek çok değişime pozitif bakacaklarına eminim. Ayrıca kişilerin yanında firmaların da bu dönemde iş modellerini gözden geçirmeleri ve müşteri ihtiyaçlarına göre yeni servisler sunmaları gerekebiliyor. Örneğin, ModaCruz’un ikinci el moda satışındaki dezenfeksiyon hizmetini de biz sağlamaya başladık bu dönemde. “Davet Çok Elbisem Yok” markasının da moda kiralama hizmetlerinde hijyeni sağlamak için bizi tercih etmesi, bunların göstergesi.
“İlk günden bu yana her müşterimizle çok yakın bir ilişki kurmaya çalışıyoruz ve verdiğimiz her hizmeti tahmin edilenin aksine tamamen kendi tesislerimizde ve kendi ekibimizle veriyoruz”

Eser Yoğurtçu
Nike, Boyner, Turkcell, Reebok gibi markalarla da çalışıyorsunuz. İşbirliği yaptığınız markalara inanmak ve sevmek, yaptığınız iş için ne kadar önemli?
Tabii ki en başta müşteri odaklı bir yaklaşıma sahip olmak buradaki kararları verirken işinizi oldukça kolaylaştırıyor; işbirliği yaptığımız markaları belirlerken müşterilerde uyandırdıkları duygu ve hizmet kalitesine dikkat etmek zorundayız. Onların da bizi bu konuda mutlaka gözden geçirdiklerinden eminim. İş ortaklarımızın ve hep birlikte oluşturduğumuz bu hizmet ağının desteğine bu fırsatla buradan tekrar teşekkür ediyorum.
Ayakkabı temizliğinde çok iddialısınız, kirli ayakkabı yollayan neredeyse her müşterinizin feedback’i “acaba yenisini mi gönderdiniz” demek oluyor. Nasıl yepyeni oluyor bu ayakkabılar?
Burada şunu söylemem gerekiyor; ayakkabı temizliği gerçekten en az ayakkabı üretiminin kendisi kadar zor. Her ayakkabının dikişinden tutun kumaşına kadar çok fazla ayrıntısı ayrı bir işlemle temizlenebiliyor. Hatta aynı ayakkabı modelini giyen iki ayrı kişinin ayakkabısının bile çözümleri farklı olabiliyor. Her ayakkabının yenilenmesi için ayrı bir reçetemiz var, diyebilirim.
Girişimcilik konusunda şu sıralar Türkiye’den veya dünyadan sana ilham veren isimler kimler?
Türkiye’den hayatımda etkisi büyük kişilerin başında, Peak Games’in kurucusu Sidar Şahin’den bahsetmem gerekir; ayrıca Commencis’in kurucusu Fırat İşbecer de hem bir dost ve hem de ilham verici bir girişimcidir benim için. Dünyada ise üretkenliği, kitapları ve başarılarıyla Reid Hoffman bence herkesin takip etmesi gereken bir girişimci.
Girişimcilik üzerine bir ders verecek olsaydın, öğrencilerine ilk derste ne öğretirdin?
Akıllarındaki her fikri en az yatırımla hedeflerindeki kitleye test ettirmenin bir yolunu bulmalarını söylerdim. Bu aslında “yalın girişim” diye bilinen metodolojinin ufak bir kısmı ama bence en önemli adımı.
Modayla aran nasıl? Kendi tarzını nasıl özetlersin?
Yoğun tempoda modayla çok yakından ilgilenebildiğimi söyleyemeyeceğim. Ama yakından takip etmeye çalıştığım John Varvatos gibi tasarımcılar var, özgünlük ve sadeliklerini hep takdir ediyorum. Temiz sayesinde sneaker kültürüne daha çok odaklanma fırsatım oluyor. Bu alanda tabii sık sık beni heyecanlandıran yeni tasarımlar çıkıyor; artık neredeyse her kombinle birlikte tercih edilebilmeleri de seçimlerimi kolaylaştırıyor.
Son zamanlarda gördüğün en harika şey neydi? İlham veren bir film, şov, mekan veya fikir olabilir…
Bence “corona süreci” herhalde herkes için en gerçekçi film oldu son zamanlarda. Öyle bir durumki herkesin bir anda kendisini aynı filmin başrolünde bulduğu. İşte bu başrol, aynı kameraların oyunculardaki yeteneği ortaya çıkarması gibi, bence insanların içindeki en derin düşünceleri de ortaya çıkardı. Evlerine kapanan ve hiç tahmin etmeyeceğim birçok insanın hayatlarındaki öncelikleri sorguladığını görmek, sanırım son zamanlardaki en inanılmaz şeydi benim için.
Şu anki başucu kitabın hangisi?
Tim Ferris, “Tools of Titans”.
Şimdi sırada ne var?
Önümüzdeki kısa vadede tabii ki önceliğim Temiz olarak kalacak. Dünyanın geçirmekte olduğu çok büyük bir dönüşüm sürecindeyiz; bu dönemi iyi izlemek ve değişen ihtiyaçları çok iyi tahlil etmek gerekecek.