Alkollü içkiler, dünyanın her yerinde yemek kültürünün bir alt alanı. İş toplantılarının ve özel davetlerin de vazgeçilmezi. Yemek ile işin kesiştiği noktalarda yöneticiler ya da müşterilerle birlikte alkol alındığında davranışların kontrolü önem kazanıyor. Tabii, böylesi ortamlarda bulunurken uyulması gereken kurallar olduğunu unutmayalım.
Yemek yemek, içki içmek, davetlere katılmak, toplantılarda bulunmak ve daha birçok şey kişiliğinizle, yaşam şeklinizle daha doğrusu kim olduğunuzla ilgili birçok önemli ipucu verir. Aslında birbirimiz ile ilgili fikir edinmemizi sağlayan psikolojik bir oyundur. Çok özenle hazırlanmış bir masanın çevresinde kimi zaman hayatımızda özel bir yeri olan kişiyle yemek yer ve alkol alırız. Kimi zaman da iki saat süren bir toplantı sonunda projeler yaratılabilir hatta ortaklıklar kurulabilir. Bu çerçevede içki içilen ortamlar bir iş toplantısından kokteyle uzanan çeşitli biçimlerde düzenlenebilir. Günlük hayatın akışında, iş toplantılarının önceden belirlenmiş ve yaygın kabul görmüş kurallarla düzenlenmesi işleri kolaylaştırıyor. Ancak işin içine alkol girdiğinde bu tür toplantıların yönetimi öngörülmeyen zorlukları ortaya çıkarması olası hale geliyor. Çünkü yönetici-çalışan ya da hizmetveren-müşteri ilişkilerinde kuralların belirlediği akış tek tek bireyler açısından alkolün rahatlatıcı ya da daha ilerlenmesi halinde, kontrolü kaybettirebilen özellikleri nedeniyle aksayabiliyor. Dolayısıyla bu tarz süreçlerin yönetiminde kişiler daha karmaşık kontrolü kaybettirebilen özellikleri nedeniyle sorunlarla karşılaşılabiliyor.
Eğer alkol alıyorsanız, bilmeniz gereken en önemli kural, “Kendinizi kötü hissetmemek için kontrollü içmeniz” gerektiğidir. Hem kendiniz hem de ortamda bulunan diğer insanlara huzursuzluk vermemek için alkol sınırını aşmayın.
- Eğer alkol almıyorsanız, bunun için kimseden özür dilemek zorunda değilsiniz. Ortamda oyunbozan durumuna düşmemek ve içenlerin de keyfini kaçırmamak için “bu akşam almayayım” gibi olumlu bir ifade kullanarak içki ile ilgili bir sorununuz olmadığını gösterin.
- Gittiğiniz mekanda karanlık köşedeki bir masa yerine göz önünde aydınlık bir yer tercih edin.
- İş yemeklerinde, restoranda ya da bir partide şarap ile ilgili olarak başkalarına “ukalalık” diye nitelendirilebilecek yorumlar yapmaktan kaçının. Bu arkadaşlarınız üzerinde olumsuz, uyumsuz bir kişi olarak algılanmanıza neden olabilir.
- Ne olduğunu bilmediğiniz alkollü içeceklerden uzak durun. Alkolle ilgili bir başka kural da “geceye hangi içkiyle başladıysanız o içkiyle bitirmenizin daha iyi” olduğudur. İçki konusunda kendinizi test etmek istiyor olabilirsiniz. Ancak iş yemekleri, davetler bunun için uygun yerler değildir.
- Daha önce hiç alkol almamışsanız, deneme seansını güvendiğiniz bir arkadaşızla gerçekleştirin.
- Bir iş yemeğinde kaçınılması gereken bir diğer davranış ise aç, uykusuz, sinirli ya da yorgun olduğunuz halde sınırlarınızı göz ardı etmenizdir. Unutmayın ki, böyle bir akşamda yapacağınız en büyük yanlış, kontrolsüzce içerek sarhoş olmanızdır. Böyle bir durumla karşılaşmamak için alkolden önce mutlaka az da olsa bir parça yemek yiyin. Ve mümkün olduğu kadar sakin davranın.
- Fakat bildiğiniz her şeyi unutup bütün bu önlemlere rağmen o gece sarhoş olup eve bırakılmanız gerektiğinde durumu görmezden gelmeyin. Ertesi gün mutlaka özür dileyip bu konuyu bir daha asla açmayın.
- Siz değil de patronunuz, arkadaşınız, müşteriniz ya da gruptan herhangi biri sarhoş olmuşsa, onu bir taksiyle ya da alkol almadıysanız arabanızla evine bırakın. Ona bu durumun çok normal olduğunu ve herkesin başına gelebileceğini söyleyin. Bu, kişinin kendini daha rahat hissetmesini sağlar.
- Sarhoş olan kişi patronunuz ya da yöneticinizse, o konuyu açmadıkça siz de asla açmayın ve başka insanların yanında konuyla ilgili konuşmayın. Unutmayın, içki masasında olan içki masasında kalmalıdır 🙂